Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 19 maddelik kanun teklifi görüşmeleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başladı.
Hülya Özmen- Muhalif Özel
Teklif ile; kripto varlık hizmet sağlayıcılar, kripto varlık platformlarının faaliyetleri, kripto varlıkların saklanması, Türkiye’de yerleşik kişilerin kripto varlık platformları nezdinde yapabileceği kripto varlık alım satım ve transfer işlemlerinin düzenlenmesi, kripto varlık hizmet sağlayıcıların kurulmaları ve faaliyet göstermeleri için Sermaye Piyasası Kurulundan izin almalarına ilişkin düzenleme yapılması, bunların faaliyetleri sırasında uymaları gereken ilke ve esasların Sermaye Piyasası Kanununa eklenecek. Thodex vakası, Türkiye’nin gri listeye alınması muhalefetin üzerinde durduğu önemli konular oldu.
Türeli: Bu düzenlemeden ne bekliyoruz?
CHP İzmir Milletvekili ve komisyon sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, “Kripto varlıklar konusunda ülkemizde işlem hacminin ne olduğunu merak ediyorum ve bu düzenlemeden ne bekliyoruz? Yani bu düzenlemeyi yaparken mutlaka birtakım etki analizleri yapıldı. Ne bekliyoruz, nasıl artacak, piyasadaki gelişme ne şekilde olacak, 2'ye mi katlanacak, başka mı yani ona ilişkin olarak yapılmış bir kısım projeksiyonlarınız var mıdır”?
Özlale: 1 bitcoin'in üretim maliyetini biliyor musunuz? 20 bin dolar.
İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale: 1 bitcoin'in üretim maliyetini biliyor musunuz? 20 bin dolar. Daha ucuz kripto varlıklar var, daha pahalıları var, var güvenirliğine göre. Dolayısıyla, bir kripto varlığı Türkiye'de ürettiğimiz zaman 20 bin dolarlık bir elektrik maliyetine katlanıyoruz biz.
Oluç: Gri listeden Türkiye'nin çıkması gerekiyor
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç: Dolayısıyla gri istenen çıkmak için son teknik çalışmalarımızı da bitirdikten sonra, haziran ayında yani şimdi geldi, gri liste meselesi FATF'de gündeme gelecek ve bizim... Tabii ki gri listeden Türkiye'nin çıkması gerekiyor, bunda en ufak bir şüphe yok ama diyorum ya, mızrak artık çuvala sığmadı yani olmadı, şimdi geldi gündeme.
Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başladı. Teklifin ilk imza sahiplerinden AK Parti Ankara Milletvekili Ömer İleri, teklife ilişkin verdiği bilgide, “Kripto varlıkların toplam piyasa değerinin 2021'de 3,5 kat artış gösterirken, piyasada 2022'nin Mayıs ayında başlayan çalkantı sonrasında toplam piyasa değerinin 2,6 trilyon dolardan 1 trilyon doların altına düştüğünü, 2024'ün Ocak ayında ise bu tutarın yaklaşık 1,8 trilyon dolar seviyesinde olduğunu” söyledi.
İleri’nin teklife ilişkin açıklamaları şöyle:
ÖMER İLERİ (Ankara) -Teklifin özü itibarıyla kripto varlıkların dayanağı olan dağıtık defter veya blok zinciri teknolojisinin değil, bu varlıkların alım satımını ve saklanmasını yapan kripto varlık hizmet sağlayıcılarının düzenleme altına alındığının belirtilmesi gerekmektedir.
Teknolojik gelişmelerle birlikte, kripto varlık çeşitliliğinin artmasına paralel bir şekilde bu varlıklara yönelik yatırımcı ilgisinin de arttığı dikkate alınarak yatırımcıların korunması ilkesinden hareketle kripto varlık hizmet sağlayıcılar belirli bir düzen altına alınmaktadır.
Sermaye Piyasaları Kanunu'nda düzenleme yapılması ve bu kurumların SPK'ce yetkilendirilmesi gerekliliği daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda, teklifle, öncelikle 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun "Tanımlar" bölümünde değişiklikler yapılması ve kripto varlık ekosisteminde yer alan bazı kavramların tanımlanması amaçlanmaktadır.
Bu amaç çerçevesinde, uluslararası düzenlemelerle uyumlu olacak şekilde kripto varlık, cüzdan, kripto varlık hizmet sağlayıcı, kripto varlık saklama hizmeti ve kripto varlık alım satım platformu kavramları tanımlanarak bu kavramların hukuk dünyasında neyi ifade ettiği ortaya konulmuştur.
Bazı kavramlar ise bilinçli olarak tanım altına alınmamıştır. Örneğin, teklifin bazı maddelerinde dağıtık defter teknolojisi ve blok zinciri kavramları kullanılmışsa da teklifin tanımlara ilişkin maddesinde anılan kavramlar bilinçli olarak tanımlanmamıştır; bunun altında yatan sebep ise, bu tür teknolojilerin sürekli olarak gelişmekte olması, bir tanım yapılması durumunda düzenlemenin sınırının net çizgilerle çizilememesi ya da zamanla eksik kalması tehlikesidir.
Böylece, dolandırıcılık vakalarında tanımın dışında kalan ancak kripto varlık ya da dağıtık defter olarak değerlendirilen çalışmaların düzenleme altına alınamaması ihtimali olabilir. Bununla birlikte, belirtmek gerekir ki, teklifte "kripto varlık" kavramının tanımı ilk kez yasa düzeyinde yapılmaktadır.
Bilindiği üzere, ülkemizde kripto varlıkların ilk kez tanımlandığı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 16 Nisan 2021 tarih ve 31456 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıklarının Kullanılmamasına Dair Yönetmelik'in 3'üncü maddesinde kripto varlıklar, varlığın kapsamının nelerin girmeyeceği vurgulanarak tanımlanmış ve bu düzenlemeyle ödemelerde kripto varlıkların kullanılamayacağı yönünde bir prensip izlenmiştir. Buna karşın, teklifte, kripto varlığın hukuki nitelendirmesinin yapılmasına yönelik kapsayıcı ve geniş bir tanım tercih edilmektedir, söz konusu tanım da MİCA düzenlemeleriyle uygun uyumludur.
Teklifle sermaye piyasası aracı olarak değerlendirilebilecek kripto varlıkların ihracatına imkân tanınmasını teminen kanunun 13'üncü maddesinde yapılan değişiklikle sermaye piyasası araçlarının Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde kayden izlenmesi yerine, kripto varlık olarak ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının saklandıkları hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan elektronik ortam nezdinde kayden izlenmesine olanak tanıyan bir düzenleme de getirilmektedir.
Nitekim tüm kripto varlık türlerinin sermaye piyasası mevzuatı kapsamında düzenlenmesi mümkün ve uygun değildir. Dolayısıyla bu kanunda düzenleme yoksa Sermaye Piyasası Kanunu'nun diğer hükümleri uygulama alanı bulmayacak ama yerine göre Ticaret Bakanlığı gibi, Merkez Bankası gibi diğer kurum ve kuruluşlarının yetkileri de saklı olacaktır.
Teklifle kripto varlık hizmet sağlayıcılar için getirilen düzenlemelere genel olarak bakılacak olursa ilk olarak bunların kuruluş ve faaliyetleri için SPK'den izin alınması zorunlu kılınmakta, finansal kuruluşlara benzer şekilde hizmet sağlayıcılara asgari faaliyet şartları getirilmekte; bunlar organizasyonel yükümlülükler, sermaye şartı, bilgi işlem altyapısı yükümlülükleri şeklinde olacak, faaliyet şartlarının detayları ikincil düzenlemelerle belirlenecektir. Genel şartların belirlenmesi, geri kalan hususların kamu otoriteleri tarafından saptanması, başta MICA olmak üzere dünya ülkeleri tarafından yapılan düzenlemelerde de görülmektedir. Bu kurumların pay devirleri de SPK'nin iznine tabi kılınmaktadır. Yine platform üzerinden gerçekleştirilecek alım, satım, ilk satış ve dağıtım gibi işlemler ile takas, transfer ve saklama hizmetlerinin SPK tarafından düzenlenecek usul ve esaslarla yürütüleceği düzenlenmektedir. Platformlarda listelenecek kripto varlıklara müdahale edilmemesine yönelik politika benimsenmekte ve platformlar nezdinde işlem görecek kripto varlıkların belirlenmesine ilişkin yazılı prosedür oluşturma zorunluluğu getirilmektedir. Öte yandan, bu konudaki usul ve esasları belirleme yetkisi ve çerçevesinde SPK tarafından gerektiğinde işlem görebilecek kripto varlıklarla ilgili sınırlamalar getirilebilmesi de mümkün olacaktır.
Bir diğer düzenleme ise kripto varlık hizmet sağlayıcıların tuttukları müşteri hesaplarına ilişkindir. Saklama nasıl önemliyse bunların kaydı da bir o kadar önemlidir çünkü dağıtık defterler zaten bir kayıt dizilimidir ve bir sicil gibi görev yapmaktadır. Kayıtların tutulmasıyla saklama arasındaki bağlantı da önem arz etmektedir. Bu nedenle kripto varlık hizmet sağlayıcılarında, kripto varlıkları müşterilerinin isterlerse kendi cüzdanlarında, isterlerse kripto varlık hizmet sağlayıcıları nezdinde saklayabileceği bir yapı öngörülmüştür. Böylece, müşterinin kendi cüzdanında kripto varlık saklamasına izin verilmekte ve kendi tercihine göre güvenlik önlemleri alması sağlanmaktadır.
Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının hukuka aykırı işlemlerinde uygulanacak tedbirler ve yaptırımlar da teklifte ayrıca düzenlenmektedir. Ayrıca, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının denetimi yüksek standartlara bağlanmaktadır. Teklif kapsamında mali ve bilgi sistemleri bağımsız denetimlerinin SPK tarafından ilan edilen listede yer alan bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılacağı belirtilmektedir. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının bilişim sistemlerinin işletilmesi, her türlü siber saldırı, bilgi güvenliği ihlalleri gibi fiillerden veya personelin her türlü davranışından kaynaklanan sorumlulukları bir tehlike sorumluluğu olarak öngörülerek kusursuz sorumlulukları düzenlenmektedir.
Taslakla Türk vatandaşlarının yurt dışı platformlarda işlem yapmasının yasaklanması söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kambiyo mevzuatı hükümleri çerçevesinde kendi iradeleriyle yurt dışında işlem yapmaya devam edebilecekleri gibi yeni hesap açmalarında da bir engel yoktur.
Öte yandan, yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılar faaliyetlerini Türkiye'de yerleşik kişilere yöneltemeyecek olup bunu sonlandırmaları için üç aylık bir süre belirlenmiştir.
Taslakta yöneltmenin kriterleri de belirlenmiş bulunmaktadır; buna göre, Türkiye'de iş yeri açılması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin olarak doğrudan ve/veya Türkiye'de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunması gibi eylemler faaliyetlerin ülkemiz vatandaşlarına yöneltildiğinin kabulünü gerektirecektir.
Uzun vadede vatandaşlarımızın ülkemizde faaliyet izni almış düzenlemelere tabi olarak faaliyetlerini sürdüren kurumların sağladığı korumalı alanı tercih edeceğine inanıyoruz. Taslakta temel yaklaşımımız kısıtlayıcı değil, belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve olası riskleri kontrol altına almaktır. Blok zinciri teknolojisi ve kripto varlık ekosisteminin gelişmesinin önüne geçmekten özellikle kaçınıyor, taslağın kanunlaşması ve belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla beraber ülkemizin bu alanda örnek gösterileceğini değerlendiriyoruz.
Muhalefetin değerlendirmeleri:
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) -Tabii, bu düzenlemenin yapılmasını uygun görüyoruz biz de yani bu açıdan böyle bir kanun teklifinin gelmesi son derece olumludur. Buna ilişkin düşüncelerimizi her zaman söylüyoruz, ifade ediyoruz, sunuşta da daha önce, iki gün önce ifade ettik ama biraz gecikmiş bir kanuni düzenleme olduğunu düşünüyoruz çünkü Thodex olayına 20 Nisan 2021 diye baksak tam bir ay sonra, 2021 yılının Mayıs ayında dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın konuşması var -basında da yer alan- kripto para piyasasına ilişkin yürütülen çalışmaların kısa sürede tamamlanacağını söylüyor; üzerinden üç yıl geçmiş, şu anda bir düzenleme yapıyoruz. Neden üç yıl içinde böyle bir durum ortaya çıkmıştı, neden herhangi bir düzenleme yapılmadı. Dünya örneklerine baktığımızda da tabii, bu "blockchain" olayı çok geniş bir olay ve dediğimiz gibi, gelişen de bir olay, gittikçe finansallaşan, dijital paranın artık çok öne çıktığı bir dönem, yarın çok daha ileriye doğru gidecek, yeni ürünler ortaya çıkacak belki. Buna ilişkin bazı ülke örneklerinde bir strateji belgesi hazırlanıyor; mesela, "blockchain" strateji belgesi, Almanya hazırlamış. Bizim böyle bir strateji belgemiz var mı? Bildiğim kadarıyla böyle bir belge yok. Bu belge hazırlanmalıydı; SPK, BDDK, Merkez Bankası Hazine ve Maliye Bakanlığı bir araya gelip hazırlamalıydı diyorum, varsa da eğer bilmek isterim ama bildiğim kadarıyla yok. Kripto varlıklar konusunda ülkemizde işlem hacminin ne olduğunu merak ediyorum ve bu düzenlemeden ne bekliyoruz? Yani bu düzenlemeyi yaparken mutlaka birtakım etki analizleri yapıldı. Ne bekliyoruz, nasıl artacak, piyasadaki gelişme ne şekilde olacak, 2'ye mi katlanacak, başka mı yani ona ilişkin olarak yapılmış bir kısım projeksiyonlarınız var mıdır?
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) mesela Thodex bunlardan bir tanesi, ciddi bir mağduriyet yaşanmış vaziyette ve o yüzden bu geç kalmanın bir açıklamasının olması gerekiyor yani "Bilmiyorduk." diyerek olmaz. Şimdi "Nedir bunun açıklaması acaba?" diye düşünüyoruz. Yani bu arada bu piyasada büyük kazançlar sağlamış olanlar yok mu? Var, değil mi? Sizler biliyorsunuz yani bunların kayıtları tabii ki devletin çeşitli kurumlarında vardır ama büyük kazançlar sağlandı. Bu büyük kazançlar sağlayanların iktidara yakınlığı neydi acaba? Yani bu soruyu sorma hakkımız var elbette yani altı senedir beklemenin bir getirisi olmalıydı birilerine, oldu nitekim. Şimdi, birinci mesele bu yani beklemenin nedeni budur esas itibarıyla, bunu söyleyelim.
Peki, şimdi niye bu büyük getiri devam etmiyor? Çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor, mızrak artık çuvala sığmıyor. Onun ne olduğunu söyleyeyim: Mızrak, buradaki mesele FATF, gri liste meselesi. Zaten bunu da Sayın Maliye Bakanı burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda 2024 bütçesi üzerinde yapılan görüşmelerde söyledi, "Türkiye'nin gri listeden çıkması için gerekli olan son düzenlemeler kripto varlıklarla ilgilidir." dedi burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda, tutanaklarda var. Dolayısıyla gri istenen çıkmak için son teknik çalışmalarımızı da bitirdikten sonra, haziran ayında yani şimdi geldi, gri liste meselesi FATF'de gündeme gelecek ve bizim... Tabii ki gri listeden Türkiye'nin çıkması gerekiyor, bunda en ufak bir şüphe yok ama diyorum ya, mızrak artık çuvala sığmadı yani olmadı, şimdi geldi gündeme. Dolayısıyla bu gecikmenin bir faturası olmalı siyasi olarak, dediğim gibi bürokrasinin meselesi değil bu.
--
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Tabii ki kripto varlıkların varlık gelirlerinin vergilendirilmesi. Bu ilginç. Neden? Çünkü burada kazanç vergisi mi gelir vergisi elde edeceğiz? Bunu hâlâ dünya tartışıyor çünkü kripto varlıklar para olarak kabul edilemiyor. Para olarak kabul edildiğinde zaten vergilendiremiyorsunuz. Menkul kıymet olarak da kabul edemiyorsunuz bunu çünkü bir ortaklık hakkı içermiyor ya da bir borçlanma aracı sayılamıyor. Dolayısıyla burada bu varlıkların vergilendirilmesi konusunda bence hemen bir çalışma yapılması lazım. Bakın, hem Cumhur İttifakı'nın hem de muhalefet partilerinin üzerinde ısrarla durduğu şeylerden bir tanesi ne? Gelir eşitsizliğini azaltmak. Gelir eşitsizliğini azaltmak için daha adil bir vergi sistemi olması lazım, bu da nereden geçiyor? Finansal sermayenin vergilendirilmesinden. Şimdi, burada hiçbir şekilde vergilendirilmeyen ve biraz önce değerli milletvekilinin de söylediği gibi oldukça iyi bir kazanç sağlanan bir platform var, bir varlık var; o yüzden, bu kanun teklifinden hemen sonra bizim bunun vergilendirilmesinin üzerinde mutlaka konuşmamız gerekiyor.
İkinci nokta: Hiçbir yerde değinilmedi, ben sizlerin dikkatini biraz bana çekmek için bir soru sormak istiyorum. Biz sanki bir kripto varlığın üretilmesini bedava bir görüyoruz. Mesela, ben size sorayım: 1 bitcoin'i üretmek ne kadar acaba biliyor musunuz? 1 bitcoin'in üretim maliyetini biliyor musunuz? 20 bin dolar. Daha ucuz kripto varlıklar var, daha pahalıları var, var güvenirliğine göre. Dolayısıyla, bir kripto varlığı Türkiye'de ürettiğimiz zaman 20 bin dolarlık bir elektrik maliyetine katlanıyoruz biz. Peki, bunu ürettikten sonra, bu maliyete katlandıktan sonra ülke olarak bunu üreten kişi bu kripto varlığı 50-60 bin dolara satabiliyor. Öyle değil mi? Belki ileride daha da fazlaya satacak. O yüzden burada iki tane problem var, bir: Biz gerçekten bu kripto varlık piyasasının ileride genişlemesini istiyorsak ilk önce bu üretmeye yasal bir mevzuat getirmemiz lazım. Burada şöyle bir sorun var arkadaşlar, bunu üretmenin maliyeti bedavaymış gibi, kripto varlıkları üretmenin maliyeti çok yüksek ve biliyoruz ki...
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Üretim maliyetine bakmam gerekiyor ama şöyle söyleyeyim size: Şu anda mesela Türkiye'de -o da ilginç bir nokta- bunu üretmenin maliyeti Avrupa ülkelerinden ya da Amerika'dan daha ucuz ama hâlâ 20 bin dolar, bizim için pahalı.
Bizim burada dikkat etmemiz gereken konulardan bir tanesi şu, şimdi kalkınma ekonomisti şapkasıyla konuşuyorum: Eğer biz bu varlığın Türkiye'de üretilmesini de istiyorsak burada çok ciddi bir enerji maliyeti de ortaya çıkıyor. Bu enerji maliyetini kim karşılayacak? Biz bu üretimden vergi alacak mıyız? Yani sadece kripto varlık kullanıcılarının sağladığı finansal kazançtan vergi alıyoruz ama kripto varlığı burada üreten kişiden vergi alacak mıyız? Üretimden vergi alıyorsak buradan da almamız lazım, sonuçta bir varlık ortaya çıkarıyor. Bence bunun mutlaka konuşulması gerekiyor. Dünyada da bu konuda çok şiddetli tartışmalar var. Ben hem kripto varlık kullanıcılarının elde ettiği kazanç üzerinden bir gelir vergisi yani bir kazanç vergisi alınması gerektiğini düşünüyorum ama aynı zamanda, üretime de belli bir düzenleme getirilmesi gerekiyor. Burası kripto varlıkların üretim cenneti olduğu zaman, o bizim, çok değerli bulduğumuz elektrik maliyetinden gidiyor. Bir de bunun maliyeti kamu tarafından karşılanıp yararı da özel sektöre ya da finansal yatırımcıya gidiyor. O yüzden, bu konunun ben çok önemli olduğunu düşünüyorum
Yorum Yazın