Genç Kalemler

Sığınmacıların en büyük hayali: Oturum izni

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Sığınmacıların en büyük hayali: Oturum izni
Abone ol

Kayıtsız çalışan sığınmacıların bu uğurda başına gelen kalmıyor, dolandırılıyor, aşağılanıyor, dövülüp, sövülüyorlar… Ölen sığınmacı bile oldu ama akrabasının morgda teşhis ettiği “kimliği bilinmeyen ölü” kimsesizler mezarlığında toprağa verildi. Gazeteciler Cemiyetinin katkılarıyla hazırlanan Delal Meltem Demir’in özel haberi...

Gazeteciler Cemiyeti ve 9. Köy Logosu

Delal Meltem Demir - İstanbul

Onların adı yok…

Savaştan kaçan sığınmacının Türkiye’deki kabusu: “Oturum izni alamamak…”

Yoksulluktan, çatışmadan kaçarak Türkiye’ye gelen milyonlarca sığınmacının çoğu “kayıtsız…”. Adeta “yok hükmündeki” bu sığınmacıların en büyük beklentisi “oturum izni alabilmek. Bu izni alamadıkları sürece her an geri gönderilme korkusu yaşıyorlar. Aslında onları görüyor, tanıyor, biliyorsunuz. Hastanızın başında duran, yaşlınızı gözeten, çocuğunuzu büyüten, apartmanın çöpünü döken “yabancı kadın”lar onlar. Çoğu kayıtsız,  “oturum izni alamamak” en büyük kabusları, çünkü o zaman dilini bilmedikleri bir ülkede kolay kolay iş bulamaz, bulsalar bile yakalanırlarsa anında geri gönderilirler. 

Düşük ücretle çalışırlar, ellerine geçen paranın yarısı simsara kalır, kalanını “memleket”e gönderme çabası içindeyken dolandırılır, hakarete uğrar, hatta dövülür, öldürülürler, ama isimleri bilinmez, çünkü “kayıt dışıdır” onlar. 

Bu tanıdık öykünün kahramanı bir Türkmenistanlı, İstanbul’da bir özel hastanede çalışıyor, gece gündüz hastaların başında duruyor, adı bizde saklı ama Gonca diyelim… Anlattıklarının virgülüne dokunmadan size aktaralım:

Türkiye’ye gelişin nasıl oldu?

GONCA: Memleketimde çocukluktan beri sebze, meyve satardım. Akrabalarım -seni de çalıştığımız yere götürelim- dediklerinde -ailem burada, bırakamam- desem de, sonradan ekonomik sıkıntılardan dolayı ve eşim siroz hastalığına yakalanınca mecbur kaldım. İlk defa çocuklarım ve eşimden uzaktayım. Bunlardan sonra zaten pandemi başlamıştı. Sınırlar kapandı hepimiz burada kaldık, dönemedim. O zamanlar dil de bilmiyordum. Rus okulunda okuduğum için Rusça biliyordum, Türkçeyi bilmiyordum. 

Nasıl iş bulabildin?

GONCA: Dil bilmediğim için ilk zamanlar çok zorlandım. Dil bilmiyorum diye diğer çalışanlar 3 bin 600-4000 bin lira civarı maaş alırken bana 2 bin 600 lira veriyorlardı. Ben de -tamam- dedim, zaten -sınırlar açılınca dönerim- diyordum. Aslında çalıştığım aileler bana hep iyi davrandı, Türkmenistan'da yaşayan aileme bile eşya gönderiyorlardı ama pandemini ekonomiyi etkilemesi, bizide olumsuz etkiledi. Dolar çok yükseldi haliyle  aldığım maaş ne bana yetiyordu ne de aileme gönderebiliyordum. Türkmenistan da yaşadığım yerde doları, Türkmen manatına çevirmek kolaydır. Diğer türlü TL yüklesem parayı manata çevirmek için başka şehirlere gitmek gerekiyor. Haliyle maaştan bir şey ne bana ne de aileme kalmıyordu. 3 bin 500 lira yaptılar ama o da işe yaramadı. Çünkü dolar pandemiden sonra pahalılaştı. Sonra zam istedim ama onların da durumu yoktu. Haliyle işten ayrıldım. Başka bir yerde başladım orada da covid oldum.

Hastaneye giderken sorun yaşıyor musun?

GONCA: Maalesef kimlik olmadığından devlet hastaneleri bize bakmıyor. Pandemide covid aşısı bile yapılmadı. Özel hastaneler bakıyor ama onlar da parasıyla. Kısacası kimlik yoksa aşı da yok sağlık da…

Çalıştığın yerlerde nasıl karşılandın, sorun yaşıyor muydun?

GONCA: Bugüne kadar çalıştığım yerlerde kötü davrananlar oldu, çalıştırıp paramı vermeyenler, uygunsuz kıyafetlerle yanıma gelenler, tacizde bulunanlar, banyodayken zorla kapıyı açmaya çalışanlar bile oldu. Ama bunların yanısıra bana akraba gibi davranan iyi insanlar da denk geldi. Kötü karşılayan insanlara oranla iyiler daha azdı. 

Çalıştığın yerlerde emeğinin karşılığını alamadığını belirttin, hakkını savundun mu? Bu süreçte can güvenliğin açısından korktun mu?

GONCA: Tabii ki de hakkımı savunmaya çalıştım hatta bu yüzden bana saldırdılar -senin daha ayın dolmadı, ben çalışırken ayı dolmayan çalışana para vermem- diyerek bana saldırdılar. Tartışmadan dolayı güvenlik görevlilerini çağırdım durumu anlatmaya, bu sefer de -sen bizi rezil ettin- dediler. Ben onlara inanmadım ama -beni 16. kattan aşağı atsalar ne yapacaktım ben?- diye güvenliğe söyledim. Çünkü bu olaylar başımıza çok geliyor. Benim bir akrabam bu şekilde öldürüldü. -5.katta cam silerken, ayağı kaydı düşerek öldü- dediler ama inandırıcı değil. 3 aydır maaşını vermiyorlardı. Biz de -çık, başka iş buluruz- diyorduk. O da -hakkımı alayım öyle çıkarım, şimdi çıkarsam maaşımı vermezler- diyordu. Sonra birden ortalıktan kayboldu. Biz de o zamanlar memleketteydik. Akrabaları geldi, aradı hastanelere filan baktılar, sonunda morgda cesedini buldular. Çalıştığı yere sorulduğunda ise -5.katta cam silerken düştü- denildi. Mahkeme açıldı ama erkek kardeşinin o kadar uğraşmasına rağmen, sonuç alamadılar. Biz yabancıyız diye kimse umursamadı. -Hakkını verdik- dediler, -öldükten sonra verdik- derler tabii.

Kimlik çıkarmaya çalışırken sorun yaşadın mı?

GONCA: Göçmenler açısından oturum izni, vatandaşlık başvurusu, kimlik çıkarma gibi resmi işlemleri gerçekleştirmek dil bilmediğimiz için daha zor. Tabi bunların yanı sıra bizlerin oturum izni alma durumlarını çıkarları için kullananlar da var. Dil ve adres bilmediğimiz için -kimlik çıkarmada yardımcı olurum-, diyerek dolandırıyorlar. Mesela ilk defa kimlik için başvurduğumda, kimseyi tanımıyordum. Birileri -size yardımcı olurum- dedi. İlk defa yurt dışına çıkmışım, dil yok, kimlik deniliyor ama ne anlama geldiğini bile bilmiyorum ki, tabi aklıma da dolandırıcı olma ihtimali gelmedi haliyle. Belge ve fotoğraf istediler, verdim sonra para istediler, 1650 TL gönderdim. Üstünden 7-8 ay geçtiğinde ise hala kimlik gelmemişti. Her sorduğumda ise -abla pandemi var ondan uzadı işlemlerin- ya da  -Ankara'dan belge gelecek- diye oyalayıp durdular. Sonra yabancı şubeye gidip durumu anlattık. Kimliğim hala gelmedi diye. Onlar da bana kimlik başvurumun bile yapılmadığını söylediler. İkinci sefer ise çalıştığım şirket dedi -kimlik başvurusu yapalım- diye. Bu sefer de belgelerimi eksik vermişler, başvurum reddedildi. Daha sonra belgeleri kendim toplayıp başvurdum. Yine reddedildi bu sefer belge de eksik değildi ama bi defa reddedildiğim için kimlik başvurumun çok zor onaylanacağını söylediler. Hala uğraşıyorum oturum izni ya da kimlik almak için ama görünen o ki alamayacağım.

Sınırlar açık ve kimliğin yok bu durum hakkında endişelerin var mı?

GONCA: İlk zamanlar sınırlar pandemi nedeniyle kapalıydı ve kimse bir şey demiyordu, şimdi sınırlar açık olduğu için korkuyoruz da. Bu korku yüzünden etraftakiler tanınmamak için saçını kes, saçının rengini değiştir dediler. Mecbur kalıp yaptım ve benim gibi binlerce insan var. Kimlik alamadığımız gibi bir de halk tarafından dışlanıp ötekileştirilmeye maruz kalıyoruz. Mesela ben hasta bakıcılığı yapıyorum, hastanede birileri görünce şaşırıp yabancı diye ötekileştiriyorlar ama başka zaman -Türkmenistanlılarla biz kardeşiz- diyorlar.

Gonca’nın yaşadıklarını aktarırken onun yanında çalışan başka bir Türkmenistanlı N, röportajımıza katıldı.

Türkiyeye gelişiniz nasıl oldu biraz bahseder misiniz?

N. : 7 Kızım, 1 oğlum var. 1 kızım Türkiye’de yaşıyor. Kızımı 10 günlüğüne ziyarete geldim. Covid salgınından dolayı sınırlar kapatıldı ve burada kaldım. 3 seneye yakındır burdayım. Daha sonra sınırlar açıldı ama bu seferde maddi zorluklardan dolayı gidemiyorum. Burada çalışmak biraz zor, yabancıyız diye çok dışlanıyoruz. İlk zamanlar dil bilmediğimiz için dolandırılıyorduk. 

İş bulma konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?

N. : İş bulmada sorun yaşıyoruz, şirketlerle anlaşmak çok zor. Resmen maaşa el koyuyorlar. Benim çalıştığım işlerin çoğunu akrabalarım ya da tanıdık arkadaşlarım buldu. Şirketler var yabancılara iş imkanı sağlayan ama ilk aylığına şirket tarafından el konuluyor ve her ay maaştan yüzde ellisini şirkete göndermelisin. Zaten az maaşla çalışıyorum bir de onlara mı vereyim? Tanıdıklar iş arayanı duyunca birbirine haber veriyor, hem parasına da el konulmuyor artık şirketlere çalışmıyoruz.


Haber Yorumları

  • şaban-kara 05-02-2023 15:29

    kim-olursa-olsun-vatanıza-sayip-çıkın-ve-vatanız-terk-ederseniz-herşeniyizi-kayıp-edersiniz-bunmuş-olduğunuz-devletin-imkanlarını-yokedersiniz-

Yorum Yazın