Yakup Dıvrak yazdı:

SPD Kongresi - Berlin - 08.-10.12.2023

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
SPD Kongresi - Berlin - 08.-10.12.2023
Abone ol

(Ya da: Bir KURULTAY nasıl planlanır, hazırlanır ve başarıyla uygulanır?)

Almanya Sosyaldemokrat Partisi SPD tam 160 yaşında. Partinin kuruluşu işçi hareketleri ve işçi dernekleri kökenli. Partinin tarihine bakarsak, SPD`nin işçi sınıfı partisi, Marksist bir parti olarak kurulduğunu görüyoruz. Parti zamanın ruhuna uyaraktan değişime uğrayarak evriliyor ve değişiyor...

SPD, 1957 yılında Almanya`nın eski başkenti Bonn`da yapılan kongresinde bu ideolojik durumundan kurtulmak için temel bir değişim yapıyor. Marksistlerin iddiasına göre, ``SPD işçi sınıfına sırtını dönüyor`` ve artık bir `` kitle partisi`` olduğunu programına ve tüzüğüne yazarak bundan böyle bir sınıf için değil, başta toplumun çalışan kesimleri olmak üzere tüm halk için politika yapacağını, çalışacağını dile getiriyor...

***

SPD`deki bu değişiklikler, 1950`li yıllarda ayağa kalkan ve 1960`lı yıllarda sanayisini hızla şahlandıran Almanya`da iktidarın yolunu açıyor partiye. 1960`lı yılların sonuna doğru, ülkenin iki büyük kitle partisi Hristiyan Birlik Partileri(CDU/CSU) ve Almanya Sosyaldemokrat Partisi(SPD) anlaşarak önce CDU`lu bir politikacının Şansölye`liğinde ve peşinden, dünyada sosyaldemokrasinin ikonu olan Willy BRANDT`ın Şansölye`liğinde koalisyonlar kuruluyor.

***

Willy BRANDT`ın Şansölye olarak kurduğu koaliyonu bu sefer SPD ve FDP (Hür Demokrat Parti - Liberaller) oluşturuyor. Parti tarihinin en yüksek oyunu alarak iktidara geliyor... Şansölye BRANDT, özel kaleminin casus çıkması netleşince anında istifa ediyor ve Şansölye makamına büyük ekonomist Helmut SCHMİDT geçiyor...

***

1990`lı yılların sonunda Almanya`nın en parlak Şansölyelerinden birisi olan Gerhard SCHRÖDER, 14 yıllık rekoru hala kırılamayan Helmut KOHL yeniyor ve SPD`yi Yeşiller Partisi ile birlikte koalisyon kurarak iktidara geliyor... Sosyal Devlet`i bir hayli budayan G. SCHRÖDER ikinci döneminde erken seçime gitme hatasını yapmış ve seçimi kaybetmişti. Akabinde kurulan koalisyonda Şansölye Angela MERKEL idi artık. Bir önceki koalisyonun yaptığı reformların ürünü dermek A. MERKEL`e nasip oluyor. O dönemde dünya konjonktürünün uygun olması, petrol fiyatlarının ucuzluğu ve Almanya`nın satın almak zorunda olduğu hammaddelerin elverişliliği A. MERKEL`in tam 14 sene iktidarda kalmasını sağlıyor... Ama, ay farkıyla da olsa Helmuth KOHL`ün rekorunu kıramamıştı. Seçim kaybedilmişti, çünkü artık Angela  MERKEL`in ne söyleyebileceği yeni bir şey ve ne de sunabileceği bir konsept, çözüm önerisi vb. vardı...

***

İşte böylesi umutsuz bir durumda, SPD şimdiki Şansölye Olaf SCHOLZ`ün rejisörlüğünde bir zoru başardı. Aldığı %25,7 oy oranına rağmen Yeşiller Partisi`ni ve Hür Demokrat Parti`yi ikna ederek üçlü koaliyonu kurdu. (CDU/CSU, yani diğer büyük kitle partileri Hristiyan Birlik Partileri %25.6 oy almıştı...)

Eskinin sözümona çevreci ve solcu partisi Yeşiller Partisi`nin Ukrayna-Rusya savaşında savaş çığırtkanlığı yapmasına ve Almanya`da kapitalin sözcüsü Hür Demokratlar`ın dayatmalarına ve mızmızlanmalarına rağmen, Şansölye SCHOLZ ilk iki yılda göreceli de olsa hükümeti iyi yönetti... Bir yandan Corona Salgını ve diğer yandan Ukrayna-Rusya savaşı üçlü koalisyona zor anlar yaşattı... Almanya Anayasa Mahkemesi`nin ekonomiyle/bütçeyle ilgili bir konuda aldığı 60 milyar ile ilgili karar koalisyon ortakları arasındaki havayı iyice soğuttu...

***

İşte tam da bu ortamda, SPD geçen hafta sonu, 08.-10.12.2023 tarihinde başarılı bir KURULTAY yaptı. Parti bu KURULTAY ile  üyelerini motive etti, üçlü koalisyonda elini güçlendirdi ve hem de 2024 doğu bölgesinde iki eyalette yapılacak olan Eyalet Parlamentosu Seçimleri için pozisyon aldı. Aynı yıl içerisinde yapılacak olan Avrupa Parlamentosu Seçimi`ne Katharina BARLEY`in başını çekeceği bir listeyle gideceğini belirledi ve deklare etti.

KURULTAY o kadar iyi planlanmış ve organize edilmişti ki, üç günlük KURULTAY`da tek bir aksaklık olmadı. Ne bir kargaşa , ne çevreyi kirletme ve ne de yiyecek içecek eksikliği... (Geçen ay, Ankara`da CHP KURULTAYI`nı düzenleyen ekibin kulakları çınlasın...)

Eski Eşbaşkanlar Saskia ESGEN ve Lars KLİNGBEL delegelerden aldıkları %80`in üzerinde oyla yeniden seçildiler... Eski Genel Sekreter Kevin KÜHNERT yaptığı başarılı çalışmalarından ve salonu sallayan canlı konuşmasından dolayı ödüllendirildi ve %92,5 gibi rekor bir oyla yeniden seçildi. Geleceğin parti başkanı gözüyle bakılan bu 34 yaşındaki sosyaldemokrat, partinin sol kanadından geliyor...

CHP`ndeki Merkez Yürütme Kurulu`na ve Parti Meclisi`ne tekabül eden 34 kişi delegeler tarafından gizli oy ve açık sayım yoluyla seçildiler. Bu 34 kişilik yönetici kadronun içerisinde Eşbaşkanların Yardımcıları, Genel Sekreter, Genel Sayman, Avrupa Sorumlusu, Doğu Eyaletleri Sorumlusu vs. gibi yöneticiler var...

Yönetici kadronun 18`i kadın 16`sı erkek. (Dikkat isterim! Bunu bir kenara yazın lütfen...)

Bir kenara yazılması gereken 2 noktayı da dile getirmem gerekiyor:

  1. Bütün seçimler gizli oy ve açık sayım yoluyla yapılıyor. Partideki her görevli seçiliyor. Atama diye bir metot yok.
  2. Yönetici kadroların %99`u nun gençlik kolları geçmişi var. Hepsi de JUSOS`da, Genç Sosyalistler olarak adlandırılan Gençlik Kolları`nda çalışmışlar. SPD`ye kimisi 14, kimisi 16 kimisi de 18 yaşında üye olmuşlar. Bir kısmı da daha sonraki yıllarda... Emekli olduktan sonra gelip partiye üye olan da var. Var ama, bu üyelerin partide kariyer yapmalarına partideki makina gibi çalışan mekanizmalar yol vermiyor...

SPD KURULTAYI`nda gerek Şansölye Olaf SCHOLZ ve gerekse de Genel Sekreter Kevin KÜHNERT salonu sallayan konuşmalar yaptılar: Sosyal Politikalar, Göç, Eğitim ve Öğretim, Dış Politika ağırlıklı bu konuşmalar büyük alkış aldı.

``Biz SPD olarak Sosyal Devlet`ten vazgeçmeyeceğiz!`` diyen Şansölye O. SCHOLZ konuşmasının sonunda delegeler tarafından tam beş dakika ayakta alkışlandı...

Hem Eşbaşkanlar, hem Genel Sekreter ve hem de Federal Meclis`teki SPD Grubu Başkanı her fırsatta Şansölye`nin arkasında olduklarını O`nu tam desteklerini belli ettiler, dile getirdiler...

***

Berlin`de yapılan bu SPD KURULTAYI`na Sosyalist Enternasyonal`dan kardeş partiler de katıldılar. İspanyol Sosyaldemokratlarını İspanya Başbakanı Pedro SANCHEZ temsil etti ve bir dayanışma konuşmasıyla büyük bir alkış aldı...

KURULTAY`ın süprizi ise, CHP Delegasyonu idi: SPD KURULTAYI`nda hem de Almanca olarak güzel bir dayanışma konuşması yapan CHP Genel Başkanı Sayın Özgür ÖZEL taktir topladı ve alkış aldı... CHP heyetinde CHP Genel Sekreteri Prof. Dr. Selin Sayek BÖKE`nin bulunması çok iyi bir intiba bıraktı KURULTAY`da... CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Sayın Prof. Dr. İlhan UZGEL`in SPD KURULTAYI`na katılıp gözlem yapması CHP-SPD ilişkileri açısından çok önemli. Aynı şekilde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehmet TÜM`ün de KURULTAY`a katılarak gözlem ve görüşmeler yapması ilerde ürünlerini verebilir... Görünen o ki, Sayın M. TÜM`ün işi zor... CHP Yurtdışı Birlikleri darmadağın...

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür ÖZEL`in seçilir seçilmez Sosyalist Enternasyonal`a ve buraya üye kardeş partilere mektup yazması ve SPD KURULTAYI`na katılması ve de çeşitli görüşmeler yapması çok olumlu. Bu ilişkilerin ve görüşmelerin CHP`de değişimin devam ettiğini gösteriyor... Değişim ısrarla sürdürülmeli, uygun bir zamanda KURULTAY yapılarak yeni bir Program ve Tüzük kabul edilmelidir. Hem KURULTAY konusunda, hem Program konusunda ve hem de Tüzük konusunda SPD ve diğer kardeş partiler örnek alınabilir. Güçlü Genel Sekreterlik inşa edilerek Genel Başkan`ın yükü hafifletilebilir... CHP, Yurtdışı Birlikleri`ni ciddiye almalı, bunun için bütçe ayırmalı ve bu alanda çalışacak kişileri liyakata, bilgi ve birikimine, yaşadığı ülkenin lisanına ve kültürüne hakim olan  parti üyeleri arasından seçmelidir. Yurt dışında yaşayan, çalışan, okuyan ve emeklilik dönemini geçiren 7 milyon insanımızı ciddiye almanın vakti çoktan gelmiştir...

***

Kasım ayında 2 günlük CHP KURULTAYI`na katılmış ve çok eleştirmiştim... Aralık ayında da SPD KURULTAYI`na katıldım ve övgüyle dile getirdim.

Her iki kurultayı da kıyasladığımızda, neden SPD`nin %25,7 oyla üçlü koalisyonu kurarak kendi sıralarından bir Başbakan, Şansölye çıkardığını, çıkarabildiğini görüyoruz. CHP`nin ise Parlemento Seçimleri`nden birinci parti olarak çıkmasına rağmen neden hükümeti kuramadığını da görüyoruz. 37 Gün iktikşafi görüşme yaparsanız böyle olur. Kendi evlatlarını aday yapmazken 3 sağcı partiye 39 Milletvekili kontenjanı verirseniz böyle olur... Partinin evlatlarını en ufak bir eleştiride bozuk para gibi harcarsanız da böyle olur işte... Bu durumlar Yurtdışı Birlikleri`nde de böyle ne yazık ki...

***

Yazmadan geçemeyeceğim: SPD`nin kayıtlı, her ay aidat ödeyen, aktif çalışan ve eğitim seminerlerine katılan yaklaşık 400 000 üyesi var. CHP`nin ise 1,2 milyon üyesi var(mış)...

Haydi kolay gelsin.


Yorum Yazın