Bayramdan sonra ilk yasama mesaisinde muhalefet partileri, CHP, DEM, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin öncelikli gündemi 15 insanın hayatını kaybettiği Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı köyler ve Mardin’e bağlı köylere de sıçrayan yangında ilk resmi raporlarda dikkatin çekildiği DEDAŞ ve orman yangınları oldu. Genel Kurulda, Saadet Partisi, İYİ Parti ve CHP, DEM Parti'nin orman yangınları ile Çınar ve Mazıdağı'ndaki yangın felaketinin araştırılmasına dönük grup önerileri AKP tarafından reddedildi. Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç,”Bu yangınların anız yakımı sebebiyle çıktığını söyleyip meseleyi geçiştiremeyiz çünkü zaman anız yakımı zamanı değil hasat zamanıdır. Bölgedeki birçok tarla henüz biçilmiş bile değil” derken, DEDAŞ’ın trafo ve direklerin bakımını ihmal ettiğine dair iddiaların açıklığa kavuşturulması gerektiğine dikkat çekti. DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Diyarbakır ve Mardin'deki anız yangınlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödenmesini talep ederken, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Mardin ve Diyarbakır'da meydana gelen yangınlardan etkilenen köylerin afet bölgesi ilan edilmesini istedi. CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da, “Bir, burada, böyle, görevi kötüye kullanma veyahut da görev ihmali filan yok; direkt olası kast var. Olası kast nedeniyle rahmetli olan, vefat eden o insanlarla ilgili soruşturmanın, araştırmanın en etkin, en derinlemesine yapılması gerekir” dedi.
Muhalif Özel
Meclis Genel Kurulun da, Saadet Partisi, İYİ Parti ve CHP, DEM Parti'nin orman yangınları ile Çınar ve Mazıdağı'ndaki yangın felaketinin araştırılmasına dönük grup önerilerinin tümü AKP tarafından reddedildi. Bölgede heyet olarak incelemelerde bulunan ve taziye ziyaretlerinde bulunan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Tüm gruplar bu olaylarla ilgili, bu vakalarla ilgili defalarca araştırma önergesi verdi, niye reddedildi? Belki çok önce bir komisyon kurulsaydı bu olaylar yaşanmayacaktı” dedi. Diyarbakır ve Mardin ziyaretleri ve olayın bir başka boyutuna değineceğini belirten Başarır’ın konuşması şöyle: “Diyarbakır'da iki tane köyde yangın çıktıktan sonra Mardin’de Keleke köyüne doğru yangın gelirken oradaki yurttaşlar yangına doğru koşuyor; buğday tarlalarını, hayvanlarını korumak için yanıyorlar çünkü o insanların 3 dönüm tarlası var, 2 tane koyunu var, 1 tane ineği var; ya açlıktan ölecekler ya yangından ölecekler ve yangından ölüyor o insanlar ama bu drama burada konuşan hiçbir Diyarbakır milletvekili, Mardin milletvekili değinmiyor. Değerli arkadaşlar, ben, gerçekten tüm milletvekillerinin Diyarbakır'a, Mardin’e, Siirt'e Şırnak’a gitmesini öneriyorum. Gerçekten gerçek bir felaket var, insanlar büyük sıkıntılar içerisinde ve hâlâ haklılar çünkü orası afet bölgesi ilan edilmedi. Şimdi, sebeplerini konuşmuyoruz, neyi konuşuyoruz? “Helikopter geldi mi, itfaiye geldi mi?” Bakın, şunu söyleyeyim: Yangınların sebebi Muğla’da da Antalya’da da Diyarbakır'da da aynı. “DEDAŞ” diye elektrik şirketine vermişsiniz elektrik dağıtım işlerini; fatura ödenmezse anında elektrik kesilir, en küçük hatada cezalar kesilir, elektrik kablo bakımları yapılmaz. Bu şirketlerin, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi bu yangınların birinci sebebidir.
İki, orman köylüsü bırakmadınız, ormanların bakımlarını da maalesef ki özel şirketlere veriyorsunuz. Orman köylüsü o bakımı yapsa olmanın yolunu, ağacın özelliğini, elektrik direğine olan mesafesini bilir. Bunu bırakmadınız ama biz neyi konuşuyoruz? Helikopteri.
Şimdi, helikopter itfa ederken Diyarbakır'da kurumları, belediyeleri, baroları dolaştıktan sonra Belediye Başkanı bir şey söyledi, dedi ki: “Sekiz yıl kayyum yönetti, maalesef ki kayyum bir tek itfaiye yatırımı yapmadığı gibi itfaiye daire başkanlığının bütçesinden 8 milyonu da başka daire başkanlıklarına aktardı. Yahu, burada bir kişi sorumluluk almıyor.
Bence olayı bir bütün olarak değerlendirelim. Komisyon kurulması olumlu ama neden bu kadar gecikti onu da ülkemin takdirine bırakıyorum”.
Meclis’te basın toplantısı, genel kurul ve açıklamalarla muhalefet sözcülerinin konuşmaları şöyle:
DEVA PARTİLİ EKMEN’İN BASIN TOPLANTISI
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Diyarbakır ve Mardin'deki anız yangınlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödenmesini talep etti. Yangının elektrik hatlarından çıktığına yönelik tespitlerin olduğunu belirterek, bölgenin elektrik sisteminin altyapısının ve dağıtım hizmetlerinin Dicle Elektrik Dağıtım AŞ tarafından karşılandığını ifade etti. EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Mardin ve Diyarbakır'da meydana gelen yangınlardan etkilenen köylerin afet bölgesi ilan edilmesini istedi.
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Geçtiğimiz gün Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde başlayan ve rüzgârın şiddetiyle Mardin’in Mazıdağı ilçesine kadar geniş bir alana yayılan yangın sonucunda Mazıdağı’nda 10, Çınar’da ise 5 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 78 kişi ise yaralanmıştır. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyorum.
Çok geniş bir alanda can ve mal kayıplarına sebep olan bu yangının sebeplerinin araştırılması, ihmali ve kastı bulunanların cezalandırılması adına gerekli soruşturmalar ivedilikle yapılmalıdır. Bu yangınların anız yakımı sebebiyle çıktığını söyleyip meseleyi geçiştiremeyiz çünkü zaman anız yakımı zamanı değil hasat zamanıdır. Bölgedeki birçok tarla henüz biçilmiş bile değil. Çıkan yangının söndürülme aşamasındaki yetersizlikler sonucunda hasar artmıştır. Bu yangında insanlar, hayvanlar ve ekinler yanmıştır. Yangına sebep olan bütün ihtimaller titizlikle soruşturulmalıdır. Yetkili merciler, yangın esnasında müdahalelerde yetersiz kalmış olsa bile zararların telafi edilmesi sürecinde üzerine düşeni yapmalıdır. Felakete maruz kalan bölgede en azından Tarım Bakanının bölgeye gidip zararı yerinde görmesi faydalı olurdu ancak bu bile yapılmadı. Çanakkale için zaman ayırabilen Sayın Bakanın niçin Diyarbakır’a zaman ayıramadığını bölge halkımız adına sormak istiyorum.
Diğer yandan, bölgedeki elektrik dağıtım şirketi olan DEDAŞ’ın ihmaliyle ilgili iddiaları açıklığa kavuşturulmalıdır. Şirketin, trafo ve direklerin bakımını ihmal ettiğine dair iddialar açıklığa kavuşturulmalıdır. En ufak bir gecikmede vatandaşın elektriğini kesen şirket, en ufak ihmalde dahi bulunduysa bu mutlaka açığa çıkarılmalıdır.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Diyarbakır ve Mardin'de meydana gelen yangın felaketinde yaşamlarını yitiren 15 yurttaşımıza rahmet diliyorum, yaralılara şifa diliyorum. Gerçekten de çok üzgünüm. Yaralıları ziyaret ettim, feci şekildelerdi ve feci bir şekilde öldüler yurttaşlarımız.
20’nci yüzyıldayız, uzaya uydu göndermekle övünüyorsunuz ama daha henüz köylere elektrik götüremiyorsunuz maalesef, yani böyle bir rezalet olmaz. Elektrik hizmeti bir kamu hizmetidir, vazgeçilmez bir kamu hizmetidir ama bu kamu hizmetinin yerine getirilmesini maalesef özelleştirdiniz ve kendinize yakın şirketlere verdiniz, o şirketler üzerinde bir siyasi koruma sağladınız, denetim yapmadınız ve insanların yaşamıyla ağır bir biçimde oynadınız. Yani bunun siyasi sorumluluğu aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisindedir. Elektrik hizmetleri, dağıtımı özelleştirilemezdi ama maalesef, yaptınız. Değerli arkadaşlar, bu olayla ilgili olarak -Diyarbakır'da da ifade ettim, burada da kayıtlara geçmesi açısından ifade ediyorum- bir, bu olayın nedeni etkin, şeffaf bir soruşturmayla, açık bir soruşturmayla derhâl sonuçlandırılmalıdır. Olayın sorumlusu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının ön raporunda DEDAŞ'ın olduğu ve elektrik hatlarında meydana geldiği saptanmıştır. Dolayısıyla bununla ilgili olarak etkin bir soruşturma derhâl tamamlanmalıdır. İkinci olarak, müdahalenin geç yapıldığı konusunda ciddi tepkiler vardır, ciddi itirazlar vardır. Bu kamu hizmetinin yerine getirilmesi noktasında bir aksaklık varsa bunun saptanması lazım. Zira, yurttaşlarımızda çok açık bir biçimde yangının meydana geldiği coğrafyanın Diyarbakır ve Mardin olması nedeniyle ve yaşamlarını yitirenlerin de Kürt olması nedeniyle bu müdahalenin geç yapıldığı görüşü vardır. Eğer bu böyle değilse, bunun böyle olmadığını yine açık, şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşın.
Değerli arkadaşlar, üçüncü olarak da şu telafi mekanizmasının derhâl, yargısal süreçler beklenmeden giderilmesi lazım. Ortaya çıkan zararlar var, o zararlar derhâl telafi mekanizmalarıyla, devletin imkânlarıyla etkin bir biçimde, dürüst bir biçimde saptanmalı ve giderim yolları yargısal süreçler beklenmeden derhâl yerine getirilmelidir. Bunun için fonlar var, Afet Yasası’yla ilgili, afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili teklifler var, bunların gözden geçirilmesi gerekir diyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
SAADET PARTİSİ GRUBU ADIN İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yangınlar ülkemizin maalesef büyük bir imtihanı. Türkiye'nin farklı bölgelerinde çıkan yangınlar büyük kayıplara yol açmaktadır. Yangınların çıkış sebeplerini engellemek için kamu kurumlarının her türlü tedbiri alması, sıkı bir denetim yapması, toplumun bilinçlenmesi ve eğitilmesi önem arz etmektedir. Bunun yanında Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili birimlerinin yangına müdahale anlamında modern teknolojiyle donatılması da önemlidir. Elbette, bu olayda idarenin eksiği, ihmali var mıdır bu konu tabii ki araştırılmalıdır. Bunun yanında DEDAŞ’ın sorumluluğunun sonuna kadar üzerine gidilmelidir. Hem bu konunun araştırılması hem de yaralarının sarılması siyaset kurumunun da görevi olmalıdır. Biz, Gelecek-Saadet Grubu olarak bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi, bunun yanı sıra bölge halkının uğradığı zararların hızlı bir şekilde giderilmesi, maddi, manevi yaraların sarılması ve devlet yetkililerinin bölgede daha fazla olması gerektiğinin altını çizmek istiyoruz.
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Tabii, Mazıdağı, Mardin ve Diyarbakır arasında çıkan yangın sebebiyle söz almış bulunmaktayım ancak bu konuyla ilgili, elektrik enerji satış sözleşmesi, elektrik tedarik sözleşmesi, elektrik piyasasında abonelik sözleşmeleri ve tüketici haklarıyla ilgili daha önceleri defalarca konuşmalar yaptım. Dedim ki DEDAŞ’ın bu konuyla ilgili özelleştirme sonrası yapması gereken 2 şey vardı. Neden özelleştirildi? 2 gerekçesi vardı: Bir, altyapının yenilenmesi; iki, istihdam alanlarının yaratılmasıydı ancak 1980 yılından itibaren bugüne kadar o çürümüş olan teller ve aynı zamanda tahta olan direklerle elektrik taşınıyor, kablolar o şekilde taşınıyor. O şekilde taşındığı için de aynı zamanda o direklerin etraflarına da betonlar dökülmediği için oralarda gerek kuruyan ürünler gerek kuruyan otlar nedeniyle sıcaklığın 46-47-50 dereceye varıncaya kadar olan bir bölgede kıvılcımların çıkması nedeniyle yangınlar çıkıyor dedim ama maalesef bunu iktidar partisine anlatamadık. Yani keşke mahcup olmuş olsaydık, mahcup olmayı çok isterdik ama ne olur, yani gerçeklerden de bu doğrulardan da ödün vermeyelim arkadaşlar yani muhalefetin de doğru söylediği sözler vardır; Meclis tutanakları burada, kayıtlar burada. Bu açıdan baktığımız zaman üniversitelerde kitap olarak, ders olarak okutulan kitaplar bunlar yani bundan biz ne zaman feyzalacağız? Ne zaman öğreneceğiz?
Değerli arkadaşlar, sözün kısası şu: Bir, burada, böyle, görevi kötüye kullanma veyahut da görev ihmali filan yok; direkt olası kast var. Olası kast nedeniyle rahmetli olan, vefat eden o insanlarla ilgili soruşturmanın, araştırmanın en etkin, en derinlemesine yapılması gerekir. Aksi taktirde, cezasız kalır ve DEDAŞ maalesef, bu işte bugüne kadar yatırım yapmadığı gibi... Maliye Bakanı kalktı, o dönemde özelleştirilme sözleşmesi döviz üzerinden yapılırken bu döviz olan borçları TL’ye çevirdi; 6 taksitte ödeniyor. Şimdi, değerli arkadaşlar, DEDAŞ’ın 6 taksitle ödenen bir borcu var ama o bölgeye herhangi bir yatırım yok. Şanlıurfa’nın bazı köylerinde dört günden beri elektrikler kesik, bazı yerlerde beş günden beri elektrikler kesik.
MAHMUT TANAL (Devamla) – Denetimi yapmıyorsunuz, Enerji Piyasası Kurumu denetimi yapmıyor, Enerji Bakanlığı denetimini yapmıyor, Bakanlık denetimini yapmıyor, Cumhurbaşkanı denetimini yapmıyor. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Yapmıyor arkadaşlar. Bölgenin milletvekili arkadaşlar, sizden de özür diliyorum, siz de görevinizi yapmıyorsunuz. Görevini yapan arkadaşlara ben saygı duyuyorum ama biraz önce arkadaşlar “Bu, bir siyaset sorunu değil.” dediler. Arkadaşlar, bu, bal gibi bir siyaset sorunu. Eğer birileri haksız olarak kene gibi Şanlıurfalının, Diyarbakırlının, Mardinlinin, Şırnaklının sırtına yapışmışsa, kanını emiyorsa bunun hesabını sormak 600 milletvekilinin namus borcudur, haysiyet borcudur. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Benim sizden istirhamım şu yani bu önerge şunu gösterecek: Maddi gerçekleri araştıralım mı, araştırmayalım mı? Bu 15 insanımızın ölümü nedeniyle maddi gerçeklerin üstünü kapatacak mıyız, kapatmayacak mıyız? Sizden istirham ediyorum, tamamen vicdanlarımızla baş başa kalalım, siyasi argümanlardan uzak kalalım, bu önergeye destek verelim.
DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) – Teşekkürler Sayın Başkan.
“Yangındır çıkar.” diyoruz, bunun birçok sebebini sıralayabiliriz. Çobandır ateş yakar, kontrolünden çıkar yangın olur. Sonra cam düşer, mercek görevi görür; ışık vurur, yangın olur. Anız yakılır; olabilir, yangın çıkar. Elektrik şase yapar, yangın olur; yıldırım çarpar, yangın olur. Olur da olur, bunun onlarca sebebini sıralayabiliriz ama dikkatleri çeken bir şey var, Sayın Diyarbakır Valisinin akla ziyan bir açıklaması var. Gece saat 2’de çıkıp diyor ki: “Anızdan dolayı Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde bir yangın çıkmış.” Bu Sayın Vali ya Diyarbakır'ı hiç görmedi ya da sırça köşkünden hiç aşağı inmedi. Bilir ki, Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde hasadın yüzde 80'i hâlen yapılmamışken hiçbir aklıevvel orada anız yakmaz, anız yakma dönemi de değildir zaten.
Dolayısıyla, Sayın Valinin aslında yapmak istediği başka bir şey var yani bir algı yaratmaya çalışıyor; o algıyı yaratmasının temelinde de aslında bizim yıllardır defalarca bu Parlamento gündemine taşıdığımız DEDAŞ meselesini örtbas etmek var. İnsanlar orada yangında can verirken, hayvanlar can verirken, bitki örtüsü orada yanarken Sayın Vali DEDAŞ’ı yangından kurtarıyor; insanlara, hayvanlara ve bitki örtüsüne sırtını dönmüş, sadece DEDAŞ’ı kurtarmaya çalışıyor.
Yorum Yazın