Türkiye’de gazeteci adayı olmak

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Türkiye’de gazeteci adayı olmak
Abone ol

Türkiye’de gazetecilik eğitimi alan öğrencilerin basın özgürlüğü kavramına nasıl baktığı, iletişim fakültelerinde nasıl bir atmosferin yer aldığı sorularını Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi asistanı Özgür Can Yolcu cevapladı: “Gençlerin akıllarında meslek kaygısı var, -iş bulabilecek miyim?- sorusu var.”

Haber: Delal Meltem Demir – İstanbul / Fotoğraf: Depophotos – İhsan Sercan Özkurnazlı

“İletişim fakültelerinde eğitim alan geleceğin gazetecileri meslek hakkında ne düşünüyor?” Bu soruya yanıt bulmak için, KocaeliÜniversitesi İletişim Fakültesinde asistan olarak görev yapan Özgür Can Yolcu ile konuştuk. Gazetecilik mesleğinin şu anda bir “sıkışmışlık yaşadığını” kaydeden Yolcu, gençlerin mevcut koşullarda, “gelecekte nasıl iş bulabilirim?” Kaygısının yoğun olduğunu anlattı. Artık gazetecilik mesleğinin Hürriyet, Milliyet gibi ana akımlar yerine “freelance” (serbest gazetecilik)  boyutunda ilerleyeceği görüşünü savunan Yolcu, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Öğrencileriniz meslekteki geleceklerine nasıl bakıyor?

Özgür Can Yolcu

Yolcu: “Türkiye’de gazetecilik mesleği şu an bir sıkışmışlığın içinde. Ana akım medyanın dışında alternatif gazeteler ve bağımsız gazetecilerin hem maddi anlamda hem de habere erişim anlamında ciddi sıkıntılar çektiği görülmekte. Her geçen gün artan kağıt maliyetleri, Basın İlan Kurumu’ndan yeterli maddi desteği alamaması alternatif gazeteleri zora sokmakta. Bağımsız gazeteciler yeterli finans desteği olmadan meslek yürütmeye çabasında. Bu sıkışmışlığın nedenlerini ekonomi, sosyal ve siyasal olmak üzere üç başlık altında toplayabiliriz. Örneğin; Reuters Enstitüsü’nün hazırladığı 2021-2022 raporlarına baktığımızda Türkiye’de habere güvenin ciddi bir şekilde azaldığı görülmektedir. Habere güven, bir günde ya da bir haftada azalmadı. Ekonomik, politik ve sosyal süreçlerinden getirdiği olgular nedeniyle azaldığını düşünüyorum. Gazetecilik öğrencilerinin çoğunda mesleki endişelerinin olduğunu gözlemliyorum. -Türkiye şartlarında nasıl gazetecilik yapabiliriz ki?- sorusunu ileten öğrenci arkadaşlarımız var. Ulusal basında iş bulamayacaklarını düşünenler var,  bağımsız gazetecilik yapmak isteyen öğrenci arkadaşlarımız da maddi sıkıntı yaşayacaklarını ifade ediyorlar. Bence kısmen şu koşullarda haklılar ama umutsuzluğa kapılmamaları gerektiğini her fırsatta belirtiyorum. Gazetecilik mesleği çok onurlu bir meslek.”

Sansür yasası fakültelerde derslere yansıdı mı, öğrencilerden size yasa hakkında sorular geldi mi?

Yolcu: Öncelikle terminolojiyi doğru ifade etmek gerektiğini düşünüyorum. Resmi Gazete’de Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun olarak yayınlandı. Hükümet yetkilileri bu kanunu -dezenformasyonla mücadele yasası- olarak adlandırırken, basın meslek örgütleri ve bazı gazeteciler -sansür yasası- olarak adlandırdı. Kanun maddelerini ilk andan itibaren detaylı bir şekilde inceledim. Bence de ucu açık ve tartışma yaratan maddeler var. Bu maddelerden bazılarını, (5., 7., 29., ve 34.maddeler)  bağımsız gazeteciler için ciddi bir sorun olarak görüyorum. Tabii ki biz bunları okulda gazeteci adayları olan arkadaşlarla tartışıyoruz. Bu yasaların mesleki anlamda bizlere neler getireceği üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz. Yasanın içeriklerini bilmeyen gazeteci adayı arkadaşlarımız da var.- Mesleğe güven bu yasayla etkilenir mi?- tartışılır, -ondan öncesinde güven var mıydı, yok muydu?- sorularını da sormak gerektiğini düşünüyorum.

Mesleğin başındaki çekinceleri ya da düşünceleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yolcu: “Gazetecilik öğrencilerinin meslek üzerindeki kaygıları çok fazla. Bunlardan biri de -iş bulabilir miyim?-Çünkü genelde gazetecilik öğrencilerimiz alternatif medyada ya da bağımsız gazetecilik iş modellerini şu anlık ne yazık ki özümseyemediler. Kısmen kürsülerde anlatıyoruz, bağımsız gazeteciliğin nasıl yapılması gerektiğini, alternatif gazetecilik süreçlerinin ne olduğunu, ille de ana akım medyada iş bulmalarına gerek olmadığını aktarmaya çalışıyoruz. Ana akım medyanın sınırlı oluşu, televizyon haberciliği ve gazetecilikte geleneksel medyanın tiraj düşüklüğünden kaynaklı çalışan alımlarının fazla olmaması, gazeteci adaylarımızı iş konusunda kaygılandıran bir durumdur. Tabii ki kaygılarını anlayabiliyorum. Hürriyet’te, Milliyet’te çalışmanın eskiden bir avantajı varken artık bir avantajı olduğunu düşünmüyorum. Şu an gazetecilik mesleğinin bağımsız bir alanda free lance şekilde devam ettirebileceğini ve daha ilkeli bir gazetecilik anlayışının var olduğunu düşünüyorum.”

Ülkemizde basın özgürlüğü konuları çok konuşulmakta, yapılan haberlerinden dolayı gözaltı veya soruşturma alan birçok meslektaşımız var bu konular okullara, öğrencilere nasıl yansıyor?

Yolcu: “Öğrenci arkadaşlarımıza gazetecilik mesleğinin etik kodlarına sıkı sıkı bağlı olmaları gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Bence ilkeli bir gazeteci, etik kodlara sıkı sıkıya bağlı kalmalı. Öğrenci arkadaşlarımızın önce bu etik kodları doğru özümsemesi gerektiğini düşünüyorum. Yani yalan yanlış haberden kaçınmaları gerekiyor, haberini teyit etmeli, fotoğraf kullanımına dikkat etmeli, uzman kişilere başvurmalı… Mesleğe ister ulusal gazetede ister bağımsız olarak devam etsin hiç fark etmez, yeter ki etik normları özümsemiş bir gazeteci olsun. Tık uğruna, reklam uğruna mesleği zedelemesin.”

İletişim fakültesinde gazetecilik eğitimi alan öğrenciler sizce gazeteciliğin daha çok hangi alanlarında çalışmak istiyorlar? Günümüzde yaygınlaşmakta olan dijital medya gazeteciliğine ilgi nasıl?

Yolcu: “Gazeteci adaylarına çeşitli mecralarda gazetecilik yapılabileceğini her fırsatta anlatmaya çalışıyorum. Çünkü ben podcast de yapıyorum. Haber Atölyesi | Podcast isminde bir programım var. Bir yıldan beri podcast camiasında, medya alanlarındaki bütün haber türlerindeki yapılan etik ihlalleri tartıştığım bir program. Haliyle arkadaşlara da podcast haberciliğini anlatıyorum. Daha başka mecra örneği vermek gerekirsek mesela TikTok platformu, Türkiye’de gazetecilik alanında fazla popülerliği olmayabilir ama ilerleyen dönemlerde emin olabilirsiniz ki TikTok haberciliği daha da gelişecektir. Dünya’da iyi örnekler var. Türkiye’de yapılıyor ama dünya ölçeğiyle karşılaştırdığımız zaman çok az. Youtube haberciliği hala popülerliğini devam ettiriyor. Twitter gazeteciliği de yine aynı şekilde, gazetecilik mesleğinin dijital dönüşümüne katkı sağlayan platformlar ve buralarda da gazetecilik çok daha iyi yapılıyor. Öğrenci arkadaşlarımıza, TikTok, Podcast, Facebook, Youtube gibi sosyal medya mecralarında gazetecilik yapılabileceğini anlatmaya çalışıyorum. Şu an gazeteci adaylarımız, çoğunlukla dijitali daha alternatif olarak görüyor ve dijital ortamda iş yapmak istiyorlar. Ben podcast programı yaptığım için podcast’ta haberin nasıl yapıldığını, nelere dikkat edilmesi gerektiğini sohbetlerimizde ve kürsülerde anlatıyorum. Zaten ana akım medyada değil de dijitalde iş yapmalarının onlar için daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.”

Öğrenciler açısından gazetecilik mesleğine -erkek mesleği, kadınların yapması zor- gibi bir düşünce hakim mi?

Yolcu: “Fakültede böyle bir düşünce hakim değil. Mesleğin erkek mesleği olduğunu düşünen arkadaşlar olduğunu da zannetmiyorum. Kadın erkek eşitliğine önem veriyor öğrenci arkadaşlarımız. Meslek, erkek mesleği değil ama eril bir medya tahakkümünün içerisinde. Kadın gazeteciler eril medyanın içerisinde, mesleği devam ettirmeye çalışıyorlar. Üzücü bir durum ki, yönetici kadrolarda kadın arkadaşlar çok az sayıda bulunuyor. Çok değerli kadın editör arkadaşlarımız var, kıymetli işler yapıyorlar. -Medyayı nasıl eşitlikçi bir medya haline getirebiliriz?- sorusunu hep birlikte sormamız gerektiğini düşünüyorum.”

Fakülte ortamına meslekte yapılan ayrımcılıklar, nefret dili kullanımı nasıl yansıyor?

Yolcu:  “Meslekte yapılan etik ihlallerin neler olduğunu, doğru haberciliğin asıl yapılması gerektiğini detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Çevre, kimlik, sağlık vb. haber türlerinde haber yapılırken dikkat edilmesi gereken noktaları örneklerle destekleyerek aktarıyoruz. Çünkü medya nefreti, kaosu bir silah olarak kullanıyor. Medyanın geliştirdiği nefret dili toplum içinde hızlı bir şekilde karşılık buluyor.”

Gazeteciler Cemiyetinin katkılarıyla...


Yorum Yazın