Bu soru siyasi bir soru değildir.
Bu soruyu sormak Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu hiç değildir.
Bir kere bu soruyu Cumhurbaşkanı’na hakaret suçuna sokmak demek, bu suçtan soruşturma açmak demek asıl Cumhurbaşkanı’na hakaret suçudur.
Zira, zaten böyle bir illiyet kuran emniyet teşkilatı ve savcılar, “Bu parayı Cumhurbaşkanı hiç etti” demek mi istemektedir?
Bu soru demokratik ülkelerde gayet meşru ve yerinde bir sorudur.
Bu soruya cevap da soru önergelerini reddetmek, asılan pankartları indirtmek ile olmaz.
Bu şekilde bir cevap ancak ve ancak “para buhar oldu, karıştırmayın mevzuyu” deyip olayı hukuksuz müdahalelerle örtbas etmektir.
Halbuki, yine demokratik ülkelerde böyle bir soru soruldu mu iktidar buna makul, mantıklı, gerekçeli cevaplar verir; halkı ve muhalefeti ikna eder.
Şimdi, milletin ekonomisi kötü. Hatta halk sefalet içinde.
Hepimiz kötü durumdayız.
Ve bu yoklukta ortada buharlaşan büyük bir rakam iddiası var.
Zaten, vergilerimiz belli şirketlere ücret garantili ihalelerle dolar bazlı olarak aktarılıyor.
Zaten, yönetenler, bu şirketlere kiralarını erteleme, ücret garantilerini trink verme gibi kıyaklar geçiyor.
Bir de büyük bir israf var… Şatafat, yüksek para harcamaları cabası.
Utanmıyorlar 2 maaş, 3 maaş, 4 maaş hatta 5 maaş veriyorlar “birilerine”.
Halk maaş bile almıyor.
Ya kısa çalışma ödeneğine muhtaç ya da asgari maaş alıyor. O maaş da maaş değil.
Esnafın kepenkleri kapalı.
Hazinede açık var. 128 Milyar dolar tespit edilip hesabı sorulabilen tutar.
Daha borç alınan, tefecilere düşüldüğü iddia edilen astronomik rakamlar da var.
Kim bilir neler gitti haberimiz yok.
Bu zamana kadar satılan kamu arazileri, özelleştirmeler…
Peşkeş çekilen alanlar, adrese teslim ihaleler…
Bunlar da hep kamu kaynağı…
Anlattığım sebeplerden, her çocuk “borçla” doğuyor.
Şimdi tüm bunlar olurken, halk bitap düşmüşken paralar nerede demek suç değil ancak ve ancak her vatandaşın bir görevidir. Partilerin de millete karşı bir sorumluluğudur.
Bu süreçte fark ettiğim ironik kısımlardan biri de şu… Polisler ana muhalefet partisinin ilçe ve il binalarına baskın yaptı ve bu pankartları ya zorla binalara girerek ya da vinç marifetiyle sökerek aldı. İnsanları gözaltına alarak ifadelerini aldı. Her şey hukuksuzdu.
Aslında polisler de emniyet binalarına şöyle bir pankart asabilse keşke: “3600 Ek Göstergeler Nerede?”
Zira, her seçim vaat edilen ama halen verilmeyen bu gösterge kendilerinin anasının ak sütü gibi helal. Yani hakları gasp edilmekte. Ücretleri, emekli maaşları düşük… Nispeten iyi maaşlı polislerin arasından dahi artık ekonomik sıkıntılardan dolayı intihar ettiği haberlerine rastlamıyor muyuz medyada?
İşte bu kadar meşru bir sorunun başka bir versiyonu da “128 milyar dolar nerede?” sorusudur.
Son olarak…
Gerçekten merak etmekte ve sizler için ben de soruyorum:
128 milyar dolar nerede?
Yorum Yazın