Yeşim Karacaoğlu, 24 Mayıs tarihli Fox TV’de 2 bin 590 lira ücretle çalışmak zorunda kalan atanamamış, ücretli öğretmen ile konuşuyor. Ve genç öğretmenimiz diyor ki, “1 ay sonra okul kapanacak, bu parayı da arayacağız!”
Aslında eksik. Bu açıklamasından dolayı, sonraki eğitim döneminde de ücretli öğretmenliğe de atanmayacak.
Türkiye’de hiçbir izleyici, ben bu öğretmenimizin yüzünü göreceğim, demiyor. Yine de muhalif ve emekçinin yanındaki medya grubu, sadece izinsiz medyaya açıklama yaptığı için bu öğretmenimizin hayatının kaymasına aldırmıyor.
Diyeceksiniz ki, Yeşim genç ve deneyimsiz bir muhabir, bilmiyor. Evet, ama ne Selçuk Tepeli, ne de Doğan Şentürk de önemsemeyince, emeğin yanında olduğu iddiasıyla haber yapan bir televizyon kanalı bir emekçinin hayatını karartıyor.
Muhalif.com.tr’nin bir gazeteci yazarı, Mustafa Altıoklar ile röportajı yeterli bulmuyor, yine kendisine önerilen enstürümanları parçalanan ve sahne almalarına izin verilmeyen bir grubu, “Bu büyük gazetecilerin harcı” diye reddediyor.
Diyeceksiniz ki, o halde gündemdeki çok daha sıcak bir konuya odaklıdır.
Yok, onun odağı başka!
Sadece bazı yerlerin tanıtımını yapan hayatındaki bir gazetecinin S.A.’nın üst üste üç kez reklamını yapmakta bir beis göremeyebiliyor. Hatta bu durumu eleştirenlere kızabiliyor.
KADRO KARŞILIĞI İLİŞKİ
İstanbul’un en seçkin semtlerinden birindeki, bir haber kanalının evli barklı ve 50 yaşlarındaki Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı A.D. stajyer bir kızla uygunsuz bir vaziyette yakalanıyor. Yakalayan ve durumu video altına alan haber şefi G.Ö. ekibiyle görevden alınıyor. Ve GYY yardımcımız, evli barklı A.D’nin kızı yaşındaki bir stajyer ile kadro karşılığı ilişkiye girmesi normalleştiriliyor.
Öncelikle ahlaki açıdan evli birisiyle ilişki utanılacak bir durumdu. Şimdilerde, reklamı yapılan, makalelere taşınan ve normalleştirilen bir durum.
ADVERTORİAL SKANDALI
Bir gazete, şirketlerin reklamını haber olarak sayfalarına (Advertorial uyarı dahi yapmadan) belli bir para karşılığında taşıyor. Hatta halkla ilişkiler firmalarında bu işin borsası kurulmuş, kişi tanıtımı yapan makaleler, haber görünümlü tanıtım yazılarından daha fazla para ediyor!
B.. Halkla İlişkiler ve Danışmanlık Ajansı’nın Başkanı B.B. durumu şöyle özetliyor: “Yazı İşleri Müdürü 15 diyor, GYY Yardımcısı ile 9 bine ayarlıyorum.”
Ciddi ciddi haber gazeteleri bile, artık para karşılığı tanıtımları habermiş gibi yapıyor.
Bir de, Advertorial’ın geldiği durum var ki, skandal!
Diken’in haberine göre, Kendine Slot adını veren bir grup genç bu durumu ortaya koymak için, para karşılığı yalan bir haberi kalemi alıyor.
Sahte haber, Sundance Film Festivali’nde bir Türk ekibinin ödül aldığını anlatıyor.
Kör gözüme parmak misali, haberdeki sahteliği arttırmak üzere de şöyle yapıyor,
Premier Lig ekiplerinden Liverpool’un Alman çalıştırıcısı Jurgen Klopp’un adı ‘ABD’li aktör ve Sundance Enstitüsü’nün kurucusu’ olarak kullanılıyor. Ayrıca, Türk ekibin ödülü 32 yıl önce ölen İngiliz yönetmen Alfred Hitchcock’un elinden aldığı belirtiliyor. Ödülün ise Sundance Film Festivali’nde olmayan mockumentary (alaycı belgesel) kategorisinde verildiği gibi absürt bir yalan daha ekleniyor.
“Sahte Haber”, Habertürk, T24 gibi haber sitelerinde advertorial (haber görünümlü reklam) olarak yayımlanıyor.
Yani siz parayı verin de isterseniz Hitler’e SMA hastalarına yardım toplarken resmedin. Gerçek mi, o ne!..
3 LİRALIK GAZETECİ!..
Özgür Kalem, bir de gazetecilik iş kolunda aranan eleman konusunu masaya yatırmak üzere Linkedin’deki bir grup ile iletişime geçti.
www.makale.com.tr adlı bir grup için makale yazarı aranıyordu. Kendini Emre olarak tanıtan birisi, WhatsApp üzerinden mesajla iletişime geçerken, telefonda konuşmayı reddetti.
Yazılı mülakatta, yayımlanmış bir makaleniz değerlendirildikten sonra, SEO eğitiminiz sorgulanıyor.
Tüm dünyada, makale yazarının, alanında uzman muhabir olduğu varsayılır. Yani, bu alandaki isimler kıdemli gazetecidir.
Emre, 100 kelimelik bir makalenin kabul edilip de yayımlanması durumunda 3 TL (yazı ile üç lira) ödeme yapıldığını belirtti. Hal böyle olunca, konu daha da ilgimi çekti. Ve bu grubun gönüllülük esasıyla çalışan, belki de bir yardım kuruluşu olabileceğini düşündüm.
Türk Ticaret Sicil Gazetesi’nde kaydına rastlamadım. Zaten, kendini Emre olarak tanıtan kişi soyadını da açıklamıyordu.
Bu merakımı daha da körükledi.
Ve bana bir yazı gönderildi. Türkiye’nin en büyük özel havacılık şirketinin adı advertorial çalışmama örnek olarak iletilmişti. Kuvvetle muhtemel, yeniden yaz, şunu ekle, bunu çıkart, diyecekti firma. Belki de bu çalışma bir ay sürecekti. Ve sonra Türkiye’nin en büyük ailelerinden birine ait şirketinin tanıtımını yazmış olacaktım, 3 TL’ye /üç liraya.
İyi de burada aklıma deli sorular geliyor!
SEO eğitimli, alanında uzman muhabir olan, makale deneyimli bir gazeteci, 100 kelimelik bir tanıtımı için, bilgi birikimini, deneyimini, zamanını harcayarak 3 liraya yapmayı kabul eder mi?
Hadi diyelim ki, o kabul etti. Türkiye’nin en büyük şirketinin sahibi, A.S. gibi biri tanıtım yazısını yazan gazeteciye 3 lira vermekten utanmaz mı?
Hadi tüm bu olmazlar yan yana geldi de, 3 lirayı almaya hak kazanıldı.
Kurum bu konuda sözleşme yapmıyor, ödemenin ne zaman yapılacağı konusunda bilgi dahi vermiyor.
Tamam, hepsi gerçekleşti ve büyük gün geldi 3 lirayı aldım. Simit 4 liraymış, bu durumdan kimse utanmayacak mı?
TGC’ye, basın konseyine, ÇGD’ye, EGD’ye ve tüm meslek örgütlerine açık çağrımdır, 3 liraya kıdemli gazeteci aranıyor rezilliğine el koyun!..
REKLAMCILAR Bİ GERİ DURUN!
Gazetecilik, BBC’nin girişinde yazıldığı gibi, “Güç unsurlarının duyulmasını istemediği konuları haberleştirmektir. Geriye kalan her şey ise tanıtım ve reklam yazısıdır.
Kendine gazeteciyim, diyen bir ismin son beş yazısını elinize alın ve değerlendirin, bunlardan hangisi?
Yorum Yazın