Akıl sağlığımızı koruma rehberi

Ne yazık ki Türkiye ve Dünya gündemi uzun süredir yüzümüzü güldürmedi. Pandemiden bu yana, iyi haber almaya milletçe hasret kaldık. Gündemde mumla aranan güzel haberler, tek tük bile olsa karşımıza çıkmaz oldu. Astroloji bile insanlığa küstü sanki. Ne zaman baksam bir retronun, bir çıkmazın, bir kaosun içine giriyor olduğumuzu fısıldadı durdu gökyüzü bize.

Türk sporcuların fırtına gibi estiği Tokyo Olimpiyatları bir nebze yüreklere su serpse de, yine de cayır cayır yanan ormanlarımızdan vicdanlarımıza sıçrayan ateşleri söndürmeye yetmedi.

Gündem felaketlerle doluyken, bültenlerde kara haberlerin sayısı bitmek tükenmezken, Whatsapp gruplarımızda türlü kıyamet senaryoları döne dursun, gündelik hayata normal bir şekilde devam edebilmek için bu kılavuza uymak şart oldu.

İşte size kara gündemin ortasında akıl ve ruh sağlığımızı koruma rehberi.

-Sabahları uyanır uyanmaz, elinize telefonunuzu almayın. Güne kısa bile olsa kendi kendinizle zaman geçirdiğiniz bir sabah rutininiz ile başlayın. Unutmayın günün ilk dakikalarında enerji alanınıza nasıl yön verirseniz, günün geri kalanı o enerjinin akışı ile devam eder.

-Whatsapp gruplarınızda bir eleme yapın, çok fazla grubun zamanınızı su gibi harcadığı gerçeğini unutmayın. Ben grup temizleme işimi sonbaharda sadeleşme zamanıma saklıyorum ama birçok grubumu sessize aldım. Gün içinde dikkat dağıtan, her önüne gelen mesajı ileten gruplarınızı kontrol altına alın.

-Lütfen her gün ama her gün açık havada zaman geçirin. Mümkünse toprağa basın. Eğer atmosferde hala kaldıysa ciğerlerinizi oksijenle doldurun.

-Depresyon ve anksiteye bağışıklık sisteminizi çökertir. Dolaylı olarak pozitif insanlarla zaman geçirmek, kaliteli sohbetler yapmak sizi teoride ve pratikte hastalıklardan da koruyacaktır.

-21. yüzyılın nimetlerinden faydalanırken ne yazık ki müthiş bir bilgi kirliliği hepimizi avcunun içine alıyor. Evet bilgiye ulaşmak artık çok kolay. Ancak erişilebilirlik her zaman doğruluk demek mi? Çevrenize yaydığınız her bilginin lütfen doğruluğundan emin olun. Yaptığınız paylaşımların her zaman başkaları tarafından olumsuz karşılanabilecek, üzücü, depresif ya da panik yaratacak taraflarını düşünün.

-İşiniz ne olursa olsun, gündeminiz ne kadar yoğun olursa olsun mutlaka kendinize gün içinde en az iki küçük mola için izin verin. Bu küçük molalarda illa meditasyon yapın demiyorum. Ah keşke yapabilsek. Ama sadece 10 dakika telefonunuzu sessize alıp pencereye bakarak kahve içmek ya da kulaklığımızı takıp en sevdiğiniz şarkıyı arka arkaya dinlemek bile motivasyonunuzu, moralinizi ve ruhunuzu yükseltecektir.

-Bizi felaketlerin değil, bizi birbirimize düşürmenin ve duyarsızlaştırmanın yıkacağını unutmayın. Duyarsız olmayın. Konuşamayanların sesi olun. Benim harekete geçmem ne işe yarar ki demeyin. En büyük fırtınaların bile küçük yağmur taneleri ile başladığını unutmayın.

-Her akşam yatarken dünü dünde bırakmayı, zihninizi boşaltmayı ve anda kalmayı öğrenmeye çalışın.

-Korkmayın. Korku enerjisi çok güçlüdür ve sizi tayfun gibi içine çeker. Korku enerjisi sonu gelmez şekilde olumsuzlukları birbirine bağlayan bir zincir gibidir. Yaşamın var olduğu müddetçe ümidin ve çarenin de yer yüzünde hükmünü sürdürmeye devam edeceğini unutmayın. En zor zamanınızda istiklal marşının ilk cümlesini hatırlayın.

-Sırf kendinizi iyi hissetmek için, psikolojinizi biraz normal seviyede tutmak için koşulsuz iyilik yapın. Bir kediye su vermek, bir köpeğin başını okşamak bile çoğu zaman insanlara büyük terapilerin veremeyeceği huzura bir anda sahip oldurabilir.

-Dünya gündemi hakkında atıp tutarken, çevrenizde bundan sizden daha çok etkilenecek kişiler var mı diye bir düşünün. Örneğin “dünyanın sonu geldi arkadaş” diye espri yaparken, yanınızda küçük bebeği olan bir kadın var mı diye bakın. Bu benim resmen kanayan yaram. Ne zaman gelecek hayalleri kurmaya başlasam, dünyanın sonunun geldiğini ve Nuh’un gemisine binip hayatta kalma yolları aramak gerektiğini konuşan ateşli bir grubun ortasına düşüveriyorum.

-Yarın daha rahat bir nefes için, bugünden bir ağaç dikin. Büyümesine şahit olurken, ruhunuz da bu iyilik hareketinden nasibini alacak.

-Hayatınızda mutlaka Twitter’a, Yılmaz Özdil yazılarına ve eski Yeşilçam filmlerine yer açın.

-İyilik hareketlerinin hayatınızın her alanında dalga dalga yayılacağını unutmayın. İyilik yadsınamaz bir pozitif enerji ağını size getirir. Yaydığınız enerji benzer olanı hayatınıza çeker. Zihninizden geçenler hatta dinlediğiniz şarkılar bile bir süre sonra hayatınızla benzerlik içinde olur.

-Abartılmış, dozu kaçmış her şeyin size zarar vereceğini aklınızdan çıkarmayın. Yaşam bir denge üzerine kuruludur.

-Her pazartesi mutlaka yeni yazımı okuyun.

-Ve son iki maddeyi sakın ihmal etmeyin :)