Yap İşlet Devret Modeli Her Zaman Doğru mu?
Bilindiği gibi 19 yıllık AKP iktidarında yapılan büyük altyapı proje ihalelerinde en çok kullanılan model Yap İşlet Devret olarak bilinen model. Bu model özetle adından da anlaşılacağı gibi, ihaleyi kazanan şirkete yapım işini ve bir süreliğine işletme hakkını vermekte ve süre bitiminde de tesisin kamuya devredilmesi süreçlerini kapsamaktadır.
Kamu kaynaklarının yetersizliği nedeniyle ya da kaynakların başka alanlarda kullanılması düşüncesiyle ve işi alacak şirketin gücünün ve kaynaklarının da devreye sokulmasını sağlamak yönüyle, yapılması istenen büyük altyapı ve üstyapı projelerinde bu modelin kullanılması ilkesel olarak doğru olabilir. Ama her büyük yatırımda, her projede YİD modeli doğru bir uygulama modeli midir?
Ankara Metrosu Örneği
1989-1994 yılları arasında Murat Karayalçın’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde EGO Genel Müdürlüğü görevini üstlenmiştim. Göreve geldiğimizde bizden önceki yönetimin Batıkent- Kızılay Ankara Metro Projesinin YİD modeliyle yapılmasıyla ilgili olarak çalışmalar yürütmüş olduğunu, işi üstlenecek konsorsiyumu belirlediğini, konsorsiyumun da yurt dışı kredi kaynakları oluşturmuş olduğunu gördük.
Oluşturdukları model şöyle çalışıyordu. Konsorsiyum bulduğu kredilerle Ankara Metrosunu tamamlayacak, bilet fiyatı garantisi ve yolcu garantisi sağlanarak Metroyu işletecek, işletme gelirleriyle hem yapım maliyetlerini karşılayacak hem kredilerin ana para ve faizlerini geri ödeyecek hem de kar edecek ve işletme süresi sonunda Metroyu Belediyeye devredecek. Burada kritik soru şuydu. İşletme süresi boyunca Metro bilet fiyatları nasıl belirlenecekti? Metro şehir içi raylı toplu taşıma hizmeti, bir kamu hizmeti, bir belediye hizmeti idi. Metronun bilet fiyatları konsorsiyumun insafına, işletme karlılık hesabına bırakılamazdı. Bilet fiyatlarını Ankaralıların oyuyla seçilmiş Belediye Meclisi belirlemeliydi ve öyle yapıldı. Karayalçın yönetimi olarak Ankara Metro Projesine sonuna kadar sahip çıkıldı, ama YİD modeli uygulanmadı. YİD modelinden vazgeçilmesinin yarattığı finansman sorunları yoğun çalışmalarla aşıldı ve yatırım büyüklüğü yaklaşık 660 milyon dolar olan Ankara Metrosunun yapım süreci başladı. Eğer o yıllarda Ankara’da Metro yapıldıysa bu Ankaranın sosyal demokrat belediyesinin projeye inatla sahip çıkmasının ve halktan yana tavır almasının sonucudur.
1990’lı yıllarda sosyal demokrat bir belediyenin ortaya koyduğu proje anlayışına, ne yazık ki 30 yıl sonra AKP yönetimlerinin projelerinde rastlanılamamaktadır.
AKP Projeleri
AKP dönemi projelerinde tartışılması gereken, kötü niyet kuşkusu oluşturan kamu çıkarı gözetmeyen çok konu vardır ve bunlar zaman içerisinde süreklilik kazanmıştır.
Büyük ihalelerin neredeyse tamamı pazarlık usuluyle AKP ile yakın ilişkilerde olduğu iddia edilen muhalefet tarafında beşli çete diye adlandırılan az sayıda şirkete ve neredeyse adrese teslim yapılmış ve yapılmaktadır.
Sözleşmelerde şirketlerin riskini neredeyse ortadan kaldıran maddeler yer almış, olmayacak garantiler verilmiş, gerektiğinde sözleşme sonrası iyileştirmeler bile yapılmıştır. Bu sözleşmelerde kamu çıkarı gözetiliyor mu? sorusunun akla gelmemesi olanaklı değildir.
Köprülerde, otoyollarda araç başı garanti ve kur üzerinden fiyat belirleme garantisi; şehir hastahanelerinde hasta garantisi ve fiyat garantisi; havaalanlarında yolcu garantisi ve fiyat garantisi verilmiştir. Verilen garantilerin tutulacak bir tarafı yoktur. Hangi hesaplarla hangi varsayımlarla bu garantiler şişirilmiştir, bu uçuk rakamları kimler belirlemiş ve kimler onaylamıştır. Garantilerle müteahhitlerin yapım ve finansman maliyetlerinin birkaç yıl içinde karşılandığı, kalan onlarca yıllık işletme sürelerinde kamu kaynaklarının bu şirketlere aktarıldığı, peşkeş çekildiği iddiaları yaygın olarak vardır. Yönetimde saydam olmayı ve hesap vermeyi bir zaafiyet olarak gören AKP iktidarı bu iddialara yanıt vermiyor, belki de veremiyor.
AKP’nin proje anlayışı iflas etmiştir, doğru projeler hazırlayamadıkları için, adil ve şeffaf bir ihale yöntemi kullanmadıkları için, seçilmiş müteahhitlere verdikleri uçuk saçık garantiler için, hastahaneleri otoyolları köprüleri kullanalım kullanmayalım ödediklerimiz için, halktan yana tavır koyamadıkları için iflas etmiştir.
Yaklaşık 30 yıl önce Ankara’da Metro projesinin yapımı için Ankara Büyükşehir Belediye yönetiminin gösterdiği proje anlayışı nerede? AKP dönemi proje anlayışı nerede?
Nereden nereye...
Yorum Yazın