Evet, Almanya yeniden yapılandırılıyor. Hem de yıllar önceden başladı bu süreç...
Ama, Almanya`da bu işler çok yavaş yürür. Mantalite meselesi. Almanlar bir yeniliğe giderken, beş yıl düşünür, beş yıl planlar ve beş yıl içinde uygularlar.
***
Peki, bu YENİDEN YAPILANMA, Corona Pandemisi nedeniyle Almanya`da da fiyatlar alt tabakaların canını yakarken; Ukrayna-Rusya krizi tüm hızıyla sürerken, nasıl olacak bu iş?
Daha önceleri nasıl olduysa gene öyle olacak. Uzun uzun düşünecekler, ince ince planlayacaklar ve çok sağlam bir şekilde uygulayacaklar.
***
Bu, çevreyi çok kirleten ağır sanayinin, yani demir çelik sanayinin yurt dışına kaydırılması gibi olacak. Kendi markaları arabalarını yurt dışında kendi patentleriyle üreterek patent hakkı üzerinden karlarını artırdıkları gibi...
Hem çevre ülkeler Avrupa Birliği’ne entegre edildi, hem Almanya`daki doğa korundu ve hem de Almanya üretim yaparak değil, finans kapital yoluyla kar elde etti.
***
Alman İstatistik Kurumu`nun açıklamalarına göre, Almanya`da enflasyon 40 yıldan bu yana ilk defa %7,3. Halkın çoğunluğu homurdanıyor...
Doğrudur, Almanya`da da zamlar can yakıyor. Burada önemli olan şu: Gelir-gider arasındaki relasyon.
Örneğin, asgari ücret alan bir emekçi bir aylık geliriyle ne kadar ekmek, et, süt veya yumurta veya muz veyahutta benzin alabiliyor? Başka türlü soralım: Almanya`da bir emekçi orta segmentteki bir arabayı satın alabilmek için kaç saat çalışıyor, Türkiye’de kaç saat? Almanya`daki kira bir emekçinin maaşının yüzde kaçı, Almanya`da yüzde kaçı?
***
Şimdi bu çerçevede YENİDEN YAPILANMA Almanya`da nasıl gerçekleştirilecek?
Güçlü Alman kapitaliyle, human kapitalle, deneyimle, inovasyonla ve Alman soğukkanlılığıyla.
***
Bilenler bilir, 1960lı ve hatta 1970li yıllara kadar Almanca, Alman teknolojisi, Alman edebiyatı, Alman felsefesi Dünya`da çok önlerdeydi...
Fakat, o meşhur Alman mantalitesi, soğukkanlılığı ve ihtiyatlılığı bazı durumlarda dezavantaja da dönüyor, dönüşebiliyor.
Örneğin bilgisayarı ilk Alman bilim insanları icat etmesine rağmen, hızlı hareket edemedikleri için öncülüğü ABD`ne ve Japonya`ya kaptırdılar.
Gene örneğin hibrit (HİBRYT) arabayı 1905/1906 yıllarında Alman bilim insanları bulmasına rağmen yıllarca kulak üstüne yattıkları için bunu da Japonlara kaptırdılar. 1990lı yılların ortasında hibrit arabalar üreten Japonya bu yolla muazzam karlar elde ettiler. Almanya’nın bu alanda harekete geçmesi haydi haydi 10 yıl. Burada da treni kaçırdı Almanlar...
Ayni şekilde cep telefonu alanında da, özellikle de akıllı telefonlar alanında da treni kaçırdı Almanya...
Konuyu biraz somutlaştıralım. Akademikler oranının nüfusa oranı Almanya`da %31. İsviçre, Hollanda, İngiltere, ABD, Güney Kore ve İsveç’ten sonra 7. sırada. Ama, yeni buluş ve inovasyon alanında %31 ile Dünya`da 3ncü sırada. (Almanya`da 2021 yılındaki patent bildirimi 17 322 adet.)
Almanya, yeni işyeri kurma sıralamasında 10ncu sırada. Global inavasyon sıralamasında da 10ncu sırada.
İşin ilginç tarafı şu: Çin %3 akademikler oranıyla 69 540 patent bildirimiyle Dünya`da birinci. Güney Kore ise bilimsel araştırmalara ayırdığı 4,5 milyar ile Dünya`da birinci bu alanda.
***
Bütün bunlara rağmen Almanya bu YENİDEN YAPILANMAYA çok yatkın. Finans kapitaliyle, human kapitaliyle, altyapısıyla, meslek öğrenimi ve meslek liseleriyle ve de yavaş da olsa ince planlaması ve çok sağlam uygulamasıyla Almanya bu işin üstesinden gelebilecek tek ülkedir Avrupa`da.
Avrupa Birliği`nin yüzölçümünü ve nüfusunu göz önüne alırsanız yazdıklarımın gerçekçi öngörüler olduğunu görürsünüz. Çünkü, Avrupa Birliği`nin motoru, beyni ve iskeleti Almanya’dır... (Almanya’nın AB üzerinden, Dünya`da 4ncü aktör olma çabaları başka bir yazının konusu.)
Bu bağlamda, Türkiye`nin Almanya ilişkilerini bir an önce daha uyumlu hale getirmesi gerekir. Hepimiz biliyoruz ki, Almanya`da yaklaşık 3,5 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve/veya Türk kökenli Alman yurttaşı yaşıyor.
Eline sağlık Amerika ağır sanayiiyi 70 li yılların sonlarına doğru sınırlarının dışına taşımıştı