1949’da kurulan ve federatif bir sistemle yönetilen Almanya Federal Cumhuriyeti’nde Federal Meclis Seçimleri için, seçim sath-ı mailine girileli epey oldu.
Bütün partiler plakatlarla sokakları renklendirdi. Evlere posta üstüne posta geliyor. Parti üyeleri posta kutularına flayer, el ilanı vb. şeyler atıyor.
Parti örgütleri, adaylarla birlikte ev ziyaretleri yapıyor. Bütün basın yayın organlarında ağırlık Federal Meclis seçimlerinde.
Ve gelecek Pazar günü Federal Meclis Seçimleri yapılacak. Seçmenlerin yaklaşık üçte birinin " mektupla seçim" yoluyla oyunu kullanacağı tahmin ediliyor.
****
Bütün bunlara rağmen ortada ne çevreyi kirletme var ve ne de ses kirliliği. Her şey adabıyla yapılıyor.
İşte aradaki farlılık da bu galiba.
***
Federal Meclis Seçimleri'nde mektupla seçim oranları şöyleydi, 2002: %I8.7
2009: %21,4
2013: %24,3
2017: %28,6.
Corona salgını koşullarında bu oranın %30u2n üzerinde olacağını kestirmek güç değil...
*******
Seçime katılan parti sayısı bir hayli fazla, 53. Bunlardan, 709
üyeli Federal Meclis'e girebilecek parti sayısı muhtemelen 6:
1) Die Union-Parteien (Birlik Partileri): CDU/CSU (Hristiyan Demokrat Birliği/ Hristiyan Sosyal Birliği).
Başbakan/Şansölye Adayı: Armin LASCHET.
2) Sozialdemokratische Partei Deutsclands (Almanya Sosyaldemokrat Partisi)
Başbakan/Şansölye Adayı: Olaf SCHOLZ.
3) Bündnis 90/Die Grünen (Birlik 90/Yeşiller) Başbakan/Şansölye Adayı: Annalena BEERBOCK.
4)FDP - Die Liberalen (Liberaller).
5)DIE LINKE (Sol Parti).
6)AfD - Alternative Kir Deutschland (Almanya İçin Alternatif).
***
Halen. Federal Meclis'te Birlik Partileri CDU/CSU'nun 245, SPD'nin 152, AfD'nin 87, FDP'in 80, Sol Parti'nin 69 ve Yeşiller partisi'nin 67 milletvekili var.
****
3 Başbakan adayı açıklanınca, Yeşiller Partisi basın yayın organları ve seçim araştırmaları yapan kuruluşlar tarafından cilalanmaya ve başbakan adayları Annalena BEERBOCK göklere çıkarılmaya başlandı... Toplum mühendisliği deniliyor buna, galiba... Fakat havaları birkaç hafta içerisinde söndü. Bir ara, birinci parti gibi gösterilen Yeşiller Partisi, halen üçüncü parti olarak çıkıyor ciddi kamuoyu araştırmalarında. Yeşiller' in adayının ‘’yazdığı’’ kitapta çalıntıların ortaya çıkması, hayat hikayesindeki verilerin doğru çıkmaması ve şımarık tavırları halkı bu partiden soğuttu... Her zaman toplum mühendisliği yemiyor yani.
CDU/CSU’nun başbakan adayı Armin LASCHET’in karizmatik olmaması, 'yazdığı bir kitapta iktibasların tespit edilmesi işi zora sokuyor. Şimdiki Şansölye Angela MERKEL’ in yıllarca partide kimsenin sivrilmesine, profil kazanmasına müsaade etmemesinin acılarını çekiyor bu partiler... Armin LASCHET '2. Angela MERKEL' olmaya çalışıyor. Ama, seçmen hem değişiklik istiyor ve hem de peşinden gidebileceği bir lider... Armin LASCHET ise tam bir taşra politikacısı profili çiziyor...
"Önce ülkem, sonra partim." mottosuyla reformlar yaparak 'Sosyal Devleti budayan, sendikalardan ve çalışan kesimlerden uzaklaşarak SPD'yi adeta bitiren Şansölye Gerhard SCHRÖDER’ in acılarını çeken SPD seçim startı verildiğinde 3ncü, hatta bazen 4ncü parti olarak çıkıyordu kamuoyu araştırmalarında. Parti yönetimi ve taban çok akıllı bir iş yaptı: SPD Kongresi'nde parti başkanı seçmediği Olaf SCHOLZ’ u Başbakan/Şansölye Adayı gösterdi. Hamburg Eyaletinde çok başarılı bir başbakanlık yapmış olan Olaf SCHOLZ bir hukukçu. Son birkaç yıldır Başbakan/Şansölye Yardımcılığı’nı başarıyla yürütüyor. Ve halk tarafından sevilen bir Federal Maliye Bakanı. Çok karizmatik olmamasına rağmen, sükuneti ve ciddiyetiyle kitlelere güven veriyor.
Son 3 partinin Başbakan/Şansölye adayı yok. Bunlar koalisyon ortağı olmak durumundalar. Koalisyonda küçük ortak' yani.AfD ırkçı ve göçmen düşmanı bir parti. Halk arasında yabancı düşmanlığını körükleyerek ve milli duyguları gıdıklayarak oy toplamaya çalışıyor. Yeşiller Partisi’ni olduğu gibi, bu partiyi de çok sağlam olan 'sistem' entegre edecektir... Zamanla bu parti de radikal söylemlerden vazgeçerek 'sistem içi' ve uyumlu bir parti haline gelebilir, getirilebilir...
Sol Parti sosyal politikalar üzerinden oy toplamaya çalışıyor. Eski Doğu Almanya topraklarındaki 6 'yeni eyaletler' de eski gücü kalmadı bu partinin. Parti içerisindeki gruplaşmalar ve tartışmalar da oy kaybettiriyor partiye.
Gelelim bu seçimlerin yıldızı olmaya aday parti olan FPP’ye (Libelaller'e). %11-12 bandında olan bu parti, koalisyon görüşmelerinde anahtar rolü üstlenecektir.
Eğer iki partinin oyu %50’yi geçerse CDU/CSU ile koalisyon kurabilir. Ki, bu pek ihtimal dahilinde değil.
En büyük ihtimal CDU/CSU-SPD-FDP Koalisyonu. Evet, evet en büyük ihtimal bu. Böylece hem SPD’nin 'ben artık büyük koalisyona girmem' bahanesini ortadan kaldıracak ve hem de dışarda kalmaktansa, hükümetin içinde olmak, hükümet etmek daha iyidir.söylemine uygun düşecektir. (Aslında, SPD'nin CDU/CSU ile tekrardan bir 'büyük koalisyon' kurması idam fermanı demek olur... Ama, bu ihtimal yok gibi, çünkü bu iki büyük partinin oyları buna yetmeyecek gibi görünüyor.)
Almanya'da, kurulan koalisyonlara, partilerin amblemlerindeki renklerden hareketle ve bu renkleri bazı devletlerin bayrağındaki renklerle eşleştirerek ad veriliyor. Örneğin. 'Kenya Koalisyonu': Siyah (CDU/CSU),kırmızı (SPD ve Yeşil (Yeşiller' partisi) gibi. Diğer bir örnek ise 'Camayka Koalisyonu': Siyah (CDU/CSU-yeşil (Yeşiller Partisi) ve sarı (FDP-Liberaller).
Trafik lambasına istinaden bir de ‘Ampel Koalisyon’ ‘Trafik Lambası Koalisyonu’ ihtimali var: Kırmızı (SPD), yeşil (Yeşllier Partisi) ve sarı (FDP-Liberaller).
Hiç olmayacakmış gibi görünen, ama bir de gerçekleşirse çalışanlar lehine birtakım reformlar yapabilecek olan kırmızı (SPD)-kırmızı (DIE LINKE) -yeşil (Yeşiller Partisi) koalisyonu ihtimali var.
Özetleyecek olursak, 5 bilinmeyenli bir denklem.
***
Başbakanlığı/Şansölyeliği kimin kazanamayacağı belli: Yeşiller
Partisi adayı Annalena BEERBOCK.
Ama, kimin kazanacağı belli değil henüz. Ya Armin LASCHET ya da Olaf SCHOLZ. Muhtemelen Olaf SCHOLZ. SCHOLZ halen Şansölye Angela MERKEL’den sonra halk tarafından en çok sevilen 2. Politikacı.
Kişisel tercih bazında Olaf SCHOLZ diğer her iki adayın da önünde. Kamuoyu araştırmalarında %67 ile SCHOLZ çıkıyor. Fakat, parti oyu bazında CDU/CSU ile SPD kafa kafaya gidiyor. Şu son günlerde, SPD oylarında bir kıpırdanma görülüyor.
****
Dikkat isterim: Söz konusu seçimler, enflasyonun son 15 yılın en yüksek rakamı olan %3,8 çıktığı, işsizliğin bu yıl Corona Salgınına rağmen %0,8 azalarak %5,6 ile ifade edilen ve 83 milyon olan nüfusun yaklaşık 45 milyonunun çalıştığı bir ülkede yapılacak ve de bu ülke gene bir koalisyon hükümeti tarafından yönetilecek.
Darısı Türkiye'nin başına diyelim (mi?).
Mükemmel bir yazı.