Emel Seçen

Emel Seçen


AMBULANS “Los Angeles’ı hiç bu kadar gezmediniz!”

AMBULANS “Los Angeles’ı hiç bu kadar gezmediniz!”

Bir soygun, ama ne soygun! Söylenememiş bir aşk hikayesinin, tam çıkma teklifinin olacağı zaman diliminde, kim çıkacak? Hırsız, polis kim, kimi kovalayacak.

Yer Amerika, Los Angeles ‘ın 10 nolu otobanından, 105 nolu otobanına seyir halinde, 3 no.lu ambulans. Ambulans içinde yok yok! Hatta narkozsuz ameliyat dâhil!

Yönetmen Michael Bay öyle bir film çekmiş ki, değil dakika bir salise boş durmuyorsunuz, hem de tam iki saat on dakika… Hız, tempo, hareketli kamera ile işin içindesin, ama hangi taraftasınız? İyi misiniz, kötü müsünüz? Her hırsızlık yapan kötü müdür? Belki yanlışlık yapmıştır ama onun yaşamış olduklarını tam olarak bilmeden, tamamen adlandıramazsınız değil mi? Yönetmen, başarılı filmlerden tanıdığımız, Jake Gyllenhaal ve Yahya Abdul Mateen kardeşler üzerinden; önce ırk kimlikleri üzerinden siyah ve beyaz olarak farklılaştırıp, film içinde kadraja giren tüm oyuncuları, dünya yüzünde var olan dünya vatandaşların bilhassa etnik kimlikleri belli olanlar zirvesinden anlatıma geçiyor. Dünya, kirlide siz, erk sahipleri, bu dünyayı kimler bu hale getirdi?

Siyahi karı-kocanın ve hasta olduğunu sonradan öğreneceğimiz filmdeki minik bebekleri ile tam bir çekirdek ailedir. Donanmadan atılan ve kendini devletine adamış siyahi karakterin eşinin sözleri ile açılır.

“Dünyaya değil ama sana güveniyorum!”

Güvenini yerine getirmek için  istemeden girilen yollar, bir soygun hikayesi ve bu soygun hikayesinde, Los Angeles sokaklarında, tam bir günde değişen üç hayat!

2015 yılında Pedersen tarafından yazılan Danimarka filminin orijinal hikayesinden senaryoya dayanıyor. Filmi, Cinemaximum Kanyon salonunda izledik. Teknik bir nedenle ilk defa üç salon değişti ve sonunda “6” nolu salonda izlemeye geçtik ki, aslında filme doğaçlama olarak doğal bir hazırlık gibiydi. Çünkü AMBULANS filmi de aksilikler ile başlıyor. Olmayacak şeyler adeta domino taşı gibi peş peşe sıralanırken ansızın ve durmaksızın bir kovalamaca izleyicileri bekliyor.

Evlatlık büyüyen siyahi karakter ile beyaz arasında ki o her şeye rağmen kardeşlik bağı. Yine siyahi polis ile beyaz ıraktan partneri ve ilişkiler ağı. Farklılıkları ile ustaca sunulmakta.

Üç seri nolu ambulans içinde yaşananlar bir yerde; doktor-hasta, polis-ajan çatışmalarına ve yaklaşımlarına da dem vurarak gelişiyor.

Kafa dağıtmak, adrenalin yükseltmek ve elbette eğlenmek için hoş oldukça yüksek tempolu bir film bu hafta seçkisi içinde izleyicilere sunulmakta.

Senaryosu, Cris Fedak ve Laurits Munch Peterson tarafından yazılan, Ambulans, Film hakkında: Ambulans, birçok suça bulaşmış evlatlık kardeşiyle bir banka soygununa karışan eski bir askerin hikayesini konu ediyor. Eski bir asker olan Will Sharp'ın, hasta olan karısının ameliyatı için paraya ihtiyacı vardır. Will, yardım istememesi gerektiğini bilse de azılı bir suçlu olan evlatlık kardeşi Danny'den yardım ister. Danny, Will'e yardım etmek yerine ona birlikte bir soygun gerçekleştirmeyi teklif eder. Karısını kurtarmak isteyen Will, istemese de bu teklifi kabul etmek zorunda kalır ve iki kardeş Los Angeles tarihinin en büyük banka soygununu gerçekleştirmek için plan yapar. Ancak soygun sırasında planları istedikleri gibi gitmeyince kardeşler, içinde yaralı bir polis ve acil yardım görevlisinin olduğu bir ambulansı kaçırır.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar