Geçtiğimiz hafta Litvanya’nın başkenti Vilnius’taki NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğine “olur” vermesi ittifak çevrelerinde rahat bir nefes alınmasını sağlarken bu olumlu gelişmeye hangi “havuç”un yol açtığı da merakları kamçılamıştı. Havada çeşitli spekülasyonlar uçuştu. Derken Amerikalı çok deneyimli gazeteci Seymour Hearsh bombayı patlattı. Hearsh, Beyaz Saray’ın en derinlerinden aldığını söylediği bilgiye göre ABD Başkanı Joe Biden kaşla göz arasında bir çözüm bulmuş ve IMF’nin Türkiye’ye 11 ile 13 milyar dolar arası kredi vermesini sağlamıştı. Ah arşiv ah. “Öyle Bay Bay Kemal gibi ülkemiz ekonomisini tekrar IMF komiserlerine teslim etmeyeceğiz.” Bir başka tarihte de:” Türkiye 2013 yılı Mayıs ayında IMF defterini kapatmıştır.” Gene başka bir tarihte:”IMF ile borç ilişkisini tarihe havale ettik. Şimdi biz IMF’e 5 milyar dolar borç vereceğiz.”
Zaman su gibi akıp geçiyor. Dün dündür, bugün bugün... Seymour Hearsh’ün Free Turkish Press internet sitesinde yayımlanan “Biden Nasıl Erdoğan’ın Aklını Çeldi” ” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Joe Biden NATO zirvesi öncesi nasıl olduysa Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir şekilde aklını çelerek , Rusya Lideri Putin’i kızdırma pahasına İsveç’in NATO’ya üyeliğini onaylamasını sağladı. Bunun karşılığında Erdoğan’a ne söz verildiğinin amuoyuna duyurulan kısmı , ABD’nin Türkiye’ye uzun zamandır istediği F-16 savaş uçaklarını teslim etmeye karar verdiğiydi. Ama bana Erdoğan’ın U dönüşünün sebebiyle ilgili gizli bir hikaye anlatıldı. O da şuydu: Biden Türkiye’ye 11 ile 13 milyar dolar arası bir IMF kredisinin açılacağı sözünü vermişti. Konuyla doğrudan ilgili bir kişi bana şunları söyledi:’Biden zirveden bir zaferle dönmeliydi. Türkiye de çok ciddi mali ve ekonomik kriz içinde.’”
IMF’den alınacak 11 ya da 13 milyar dolar iyi güzel de bu Türkiye ekonomisinin dişinin kovuğunu doldurur mu? Şu anki tam para açığının neredeyse 600 milyar doları bulduğu söyleniyor. Ama olsun. En azından günü kurtarır da kamuoyuna nasıl izah edeceksiniz? “Eyy IMF benim artık sana hiç ihtiyacım yok,” dedikten sonra seve seve bu parayı kabul ettiğinizi nasıl izah edeceksiniz?
TAHIL ANLAŞMASI DURDURULDU
Derken Kremlin’den şak diye açıklama geldi. Franceinfo’nun haberine göre Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov açıklamasında şöyle diyordu:
“Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması bugün geçerliliğini yitirmiştir. Rusya’yı ilgilendiren koşullar yerine getirildiğinde Rusya anlaşmaya derhal geri dönecektir. Anlaşmanın Rusya’yı ilgilendiren kısımları yerine getirilmemiştir; bu nedenle yürürlükten kaldırılmıştır. Şimdilik anlaşma durdurulmuştur. Ancak koşullar yerine getirildiği takdirde Rusya anlaşmaya geri dönecektir.“
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da Ria haber ajansına yaptığı açıklamada şunları söyledi:”Rusya, anlaşmanın uzatılmasına itirazını bugün Türk ve Ukrayna taraflarıyla BM Genel Sekreterliği’ne resmen bildirdi.”
Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’yla ilgili de bir bilgi vereyim. Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle gıda konusunda yaşanan krizin çözülmesine yönelik Türkiye’nin diplomatik çabalarıyla geçen yıl Temmuz’da BM’yle koordinasyon içinde, İstanbul’da “Müşterek Koordinasyon Merkezi” kuruldu. Ukrayna tahılının güvenli transferi buradan takip edilmeye başlandı.
ERDOĞAN’DAN PUTİN’E MESAJ
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan, BAE ve Katar’ı kapsayan “para arayışı” turuna çıkmadan önce “dostum, kardeşim” Putin’in Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilme kararını duyunca şunları söyledi: “Bugünkü açıklamaya rağmen Rusya Devlet Başkanı Putin’in bu insani köprünün devamını istediğine inanıyorum. Biz de seyahatten döner dönmez Sayın Putin’le görüşmelerimi yapacağım. Ağustos’ta ülkemizde bir araya gelince görüşeceğiz.”
Allah, Allah, Vilnius Zirvesi’nden hemen sonra Putin çok önceden planlandığı söylenen Türkiye ziyaretini iptal ettiğini açıklamamış mıydı? Yoksa Putin kararını değiştirdi de bizim mi haberimiz olmadı? Yaratılan algılar, suya düşen umutlar, kırılan hayaller...
Bir tarafta diş kovuğunu dolduramayacak 13 milyar dolar, bir tarafta Rusya’nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilmesiyle karizmanın tam çizilmesi, öbür yandan da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar’dan para arayışları için yollara düzülme... Bir zamanlar 15 Temmuz’un mimarı diye suçlanan BAE’nin, Cemal Kaşıkçı cinayeti nedeniyle katil diye damgalanan Suudi’nin önünde para için el pençe divan durmak zorunda kalmak... Ah, Vilnius’taki o son tango! Kader utansın!
Yorum Yazın