Renkler; kullanıldıkları mekânı estetik ve anlamsal olarak değiştirir. Bu nedenle renkler mekânlarda nefes alan tüm canlıların psikolojilerini de etkiler. Her rengin bir enerjisi vardır.
İç mekanlarda renklerin kullanılması; mimari yapısına, mekânın büyüklüğüne, kullanım amacına ve aldığı ışık miktarına göre belirlenmesi başlıca unsurlardır.
Dünya döngüsüne göre mevsimler, dünya üzerindeki konumuza göre renkler değişir ve bu birbirini takip eden döngü içimizde değişimin dürtüsünü uyandırır. Kimi zaman kendini ve çoğu zaman yaşam alanlarını değiştirmek ister. İçte içeride o hisle yaşar.
İlkbahar ile insan içinde ki dürtü açık ferah olana renklere meğillenir yaşam alanlarında ‘’ufak dokunuşlar’’ ile başlayan cümlelerle hayatımıza girer güneşin rengi kırmızı bir vazo belki mevsim çiçeklerini içine almak için mutfakta cam kenarına ya da dostlarını ağırlayacağınız yemek masasına yerleşir yaz kapıdadır güneş artık bizimledir ve ayçiçekleri boy göstermiştir bir dalı bile hayatınızı girse o bahardan kalma vazoda kendini her gün yüzünü güneşe dönmek için yerini alır . Yaşam ilhamını doğadan alırken değişim her zaman bizimledir ve sonbahar kapıdadır açık olan pencereler, kapılar aralanarak kapanmaya hazırlar kendini artık içerdeyizdir içeriye dönme vaktidir önümüzde ki baharı beklemekten o yeni yıl umudu ile tuttuğumuz dileklerin olup olmadığını gözden geçirme vaktidir ya hazırsınızdır ya da önümüzde ki baharı yazı beklersiniz… Ve kış gelir döngü kendini tamamlamaya ilkbahardan , yazdan , sonbahardan vedalaşma vaktidir … Yeni yılı kucaklama , hazırlanma vaktidir . Kış zihinden geçen ya da bir kalemden geçen dilekler altın rengi güneşin sokak ışıklarına bırakırken kendini ufak ufak umudun kırmızısı kendini göstermeye başlar…
***
Bana renklerden kırmızıyı anlat deseler aynen böyle anlatırım kırmızıyı da umuda bağlarım.
Bağlardım!
Çok yorulduk her gün acılı bir dünyaya uyanmak yordu.
Suyun mavisi ile sınavdan çıkalı 7 gün oldu, ateşin kırmızı gösterdi yüzünü.
Bir günde, bir saatte, bir saniyede insanın hayatı değişiyor ve bir anda da iyileşebiliyorsa tüm dünya için o anın gelmesini yürekten diliyorum.
Başımıza gelenleri her yerden görüyor, izliyor ve okuyoruz nedenlerini de muhakeme ediyoruz ne yazık ki hiçbir konuda da doğru tek olmuyor çok sesli ve çok renkliyiz. Bu güzel olmasına güzelde çok ciddi bir bilgi kirliliğinin içindeyiz küçük bir çocuğun suluboya ile resim yaparken fırçayı batırdığı su kabının içindeki adı olmayan bir renk gibi ‘’adı olmayan renk gibi’’ bir haldeyiz.
Ateş kırmızısı çekil üzerimizden biz seni enerjinle, arzunla, tutkulu halinle içimize bıraktığın umut ışığının renginde seviyoruz.. .Konu sevgiye geldi madem doğayı, hayvanları, çocukları kadını, erkeği ve hangi kimlikteysek başta kendimizi sevmeye davet ediyorum.
‘’Gün doğmadan neler doğar’’ demiş atalarımız sizinle buluşmaya 7 gün var kim bilir yeniden yeşerir dünya.
Sevgi ile kalın
Yorum Yazın