İçinde bulunduğumuz malum koşullarda çok net bir gerçek var ki, bağışıklık sistemi güçlü olan, oyuna 2-0 önde başlar. Neredeyse sürünerek geride bıraktığım haftanın ardından silkinip kendime gelmem için listemi yeniden günyüzüne çıkarmam gerekti. Bunlar bir dönem için değil, bir ömür bağışıklığınızı ayakta tutmak için önemli ipuçları. Kısım kısım toplayıp, sağlık alanında editörlük yaptığım dönem boyunca güncel tutmaya özen gösterdim. Hani haber portalımız basılı medya olsa, kesilip buzdolabının üstüne asılacak türden bir yazı okumak üzeresiniz.
Rafine yağ ve rafine şekeri kesinlikle evinize sokmayın. Bu ikisinin çok tüketildiği bir evde eninde sonunda hastalık kapıyı çalar.
İçeriğinde fazlaca kimyasal barındıran lezzet küplerini yemeklerinize atmayın. Bunlar piyasada çeşni ya da bulyon olarak satılıyor. Zaten birçoğunun Çin Tuzu denen bir maddeden oluştuğunu düşünürsek, güzelim yemekleriniz bu tabletlerle kimyasal bir atığa dönüşmesin.
Yemeklerinize bunlar yerine ilikli kemik suyu katarak hem kolajen emiliminizi arttırabilir, hem de kemiklerinizi güçlendirerek orta yaş sonrası azalan kalsiyum için önlem alabilirsiniz.
Asitli ve şekerli içecekler vücudunuz için sigara ve alkol kadar zararlıdır çünkü hem fazlaca kimyasal hem de çok miktarda şeker içerirler.
Mikrodalga fırın kullanmayın. Hiroşima Üniversitesindeki bilim adamları mikrodalga fırından gelen radyo dalgalarının son 20 yılda sağlığa 1945’de atılan atom bombalarından daha fazla zarara neden olduğunu saptadı. Uzmanlar mikrodalga fırında ısıtılan yiyeceklerin çok zararlı titreşimlere sahip olduklarını buldular.
Alüminyum tuzu içeren deodorantlar kullanmayın. Bu deodorantlar bünyesindeki alüminyum tuzu nedeniye kanser riski barındırmaktadır.
Zerdeçal müthiş bir şifa kaynağıdır. Yemeklerinize katmanın yanı sıra zencefil, karabiber ve tarçınla karıştırıp bu mükemmel şifayı hiçbir zaman evinizden eksik etmeyin.
Mısırlıların ölümsüzlük bitkisi diye bahsettiği Aloe Vera mucizevi bir bitkidir. Aloe Verayı günlük rutinlerinize daha fazla dahil edin. Aloe Vera suyu için.
Mutlaka hergün temiz hava ve güneş alın. Uzun süre güneşe çıkmazsanız doğal D vitamini sentezi yapılamaz ve kısa bir süre içinde kendinizi daha yorgun, depresif hissedersiniz. Depresyon bağışıklığınızı yerle bir eder.
Bağışıklığınızı yerle bir edecek bir başka şey de korku, endişe ve strestir. Korku enerjisinde kalmayın. Kaygı sizi dibe çeker, mutsuz eder. Mutsuzluk sizi hasta eder. Bu kısır döngü içine girmeyin. İyimserlik ve pozitif yaklaşım sizin için de bir yaşam tarzı haline gelebilir.
Hergün taze sarımsak, soğan ve havuç suyu tüketin.
Uyku çok çok önemli, aman diyim uyku düzeninizi şaşırtmayın. E tamam arada bi az uyunan geceler, yorgun başlanan günler oluyor illa ki ama yetişkin bir bireyin günlük ortalama 7-9 saat uyku ihtiyacı vardır. Sürekli çalışan bir araba düşünün, motoru erkenden perte çıkmaz mı? İşte bağışıklık sisteminin de kendini geliştirmesi için vücudun uyku sırasında tüm organların dinlenmiş olması oldukça önemlidir.
Hayatınıza Propolis için yer açın. Propolis arıların kovanlarını korumak için ürettikleri bir reçinedir. Antioksidan ve antimikrobiyal bir özelliği olduğu için aslında bir arı kovanının içi, bir ameliyathaneden daha sterildir diyebiliriz. Propolis tek tek sayılması oldukça uzun süren birçok derde derman olurken, aynı zamanda bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve sizi hastalıklardan korur.
Sizi mutlu eden insanlarla görüşün, bu bağışıklık sisteminizi kesinlikle güçlendiriyor kesin bilgi. Çünkü sevdiğiniz insanlarla görüşürken vücut durmadan endorfin salgılar. Kişi kendini daha iyi hisseder. Bir zincirin halkası gibi bu etki devam eder. İyi hisseden kişi mutluluğu yayar, endorfin hayattan aldığı zevki arttıran bir etkiye sahiptir.
Ve son olarak, bağışıklığınızı güçlendirecek son madde: her pazartesi Muhalif köşemdeki yazılarımı okumayı unutmayın. Hepimiz için harika bir hafta olsun.
Aloe Vera suyu ve Propolis isteyenlere yardımcı olurum!