CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü için kanun değişikliği önerisi, “Pandora’nın Kutusu”nu mu açtı, yoksa diş macununu tüpünden mi çıkardı?
Her iki seçenek de henüz devre dışı olsa da, başörtüsü konusunda anayasa değişikliği görüşmeleri başladığında, bunlar olabilir.
Risk, Meclis görüşme taktiklerini istediği gibi kullanabilecek iktidar partileri için değil, muhalefet için ve özellikle altılı masa için sözkonusu.
-Altılı masa, AKP’nin anayasa değişikliği teklifi konusunda ortak bir karar almadan, kendi içinde yarışa girerek, iktidara yeni bir koz verdi.
-İYİ Parti’nin, anayasa değişikliği teklifi için, “metinde riskli ve ileride problem yaratabilecek temel hususlar” olmasına rağmen, anayasa değişikliğini destekleme eğiliminde olduğunu açıklaması, iktidarı işini kolaylaştırmış görünüyor.
-Altılı masanın bu konuda ortak bir karar alması düşünülürken, İYİ Parti’nin ön alma ve seçmene selam olan bu yaklaşımı, CHP’ye karşı bir tavır oldu. CHP’nin kararı netleşmeden yapılan bu açıklama, bir kez daha iktidara altılı masa içindeki görüş ayrılıklarını kullanma fırsatı verdi.
-Oysa anayasa değişikliğinin, referanduma götürülüp götürmeyeceği ya da referandumsuz kabul edilip edilmeyeceği konusunda karar verecek olan AKP ve MHP değil, muhalefet partileri.
-Muhalefet istemediği ve ortak hareket ettiği takdirde, anayasa değişikliği ne referanduma gidebilir ne de referandumsuz kabul edilebilir.
-Ayrıca 134 sandalyeli CHP ya da 56 sandalyeli HDP destek vermeden, 37 sandalyeli İYİ Parti destek verse de, referanduma gitmeden anayasa değişikliği için gerekli 400 sayıya ulaşılamıyor.
-Cumhur ittifakı partilerinin AKP (285) - MHP (48) - BBP (1) oylarının toplamı 335’te kalıyor. Referandumsuz anayasa değişikliği için iktidarın ek 65 milletvekilinin desteğini alması gerekiyor.
-CHP ve HDP destek vermediği, sadece İYİ Parti destek verdiği takdirde, anayasa değişikliği için ancak referanduma gidilebiliyor.
-Öte yandan muhalefet, anayasa değişikliğine destek verip 400 oyun bulunmasını sağlasa bile, referandum seçeneği tümüyle ortadan kalkmıyor. Anayasanın 175. maddesine göre, Cumhurbaşkanı istediği takdirde, Meclis üye tam sayısının üçte ikisinin yani 400 milletvekilinin oyuyla kabul edilen anayasa değişikliğini referanduma götürebiliyor.
-İktidar, seçim kampanyasında, referandumun kendisine yeni bir ivme kazandıracağını düşünürse, değişiklik 400 oyla kabul edilse bile, seçim sandığı ile birlikte referandum sandığını da koyabilir. Buna engel yok.
-Altılı masa partileri ve HDP’nin, referandumsuz bir seçim geçirebilmeleri için iktidarın 400 oy bulmasına destek vermeleri yeterli olmayacak.
-Bir diğer risk de, iktidar da, referandum için oylamada belli sayıda olumsuz oy kullanabilir. Bu durumda, referanduma gidilmesi gerekebilir.
-Geçmişte, muhalefet partileri, anayasa değişiklikleri sırasında hem beklentileri dışında gelişme olması hem de milletvekillerini kontrol etmek amacıyla ikinci tur oylamalara katılmamayı tercih etmişlerdi.
-Bir başka beklenmedik gelişme de, madde oylamaları dışında, değişiklik önergeleri de gizli oylanacağı için, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin, parti yönetimlerinin bilgisi dışında ani işbirlikleri, hiç istenmeyen anayasa hükümlerinin kabul edilmesine neden olabilir. Bu durumda ikinci kez madde oylamasında bu maddenin reddi bu sorunu giderebilir ama muhalefet partilerinin oylamada kendi milletvekillerini ne kadar kontrol edebilecekleri tartışmalı.
-Bu aşamada anayasa değişikliği görüşmeleri, muhalefetin kendi arasındaki yarışı da dikkate alınırsa, iktidara çok yardımcı olacak gibi görünüyor.
Yorum Yazın