Şirketlerin veya kar amaçlı olmayan kurum ve kuruluşların, siyasi partilerin üst yöneticileri ile CEO lar arasında görev ve sorumluluklar bakımından büyük bir fark yoktur. CEO ların yönetim tarzlarını inceleyip siyasi partilerin genel başkanlarına da uygulamak mümkündür. Yıllardır strateji dersleri vermiş bir akademisyen olarak bu konuda kişiliklere uygun yönetim tarzlarından bir örnekle ele almak istedim.
Mikro management-Mikro yönetim tarzı-Yöneticinin emrindekilerin her hareketine müdahale eden, onların insiyatif kullanmalarına mâni olan, emrindekilerin yetenek ve insiyatif kullanmalarını önleyen bir yönetim tarzıdır. Olaya şirketlerin veya kar amacı gütmeyen örgütlerin en üst düzey yöneticisi olan CEO lar ile siyasi parti genel başkanları da aynı şekilde ele alınabilir.
Bu tür CEO lar emrindekilere güvenmez, her konuda kendi görüşlerinin hakim olmasını isterken onlardan da olağanüstü yetenek ve başarı bekler.
Beğenmediklerini işten çıkarır. Emrindekilerin her hareket için kendisinden izin alınmasını ister. Böyle olunca çevresinde bilgili deneyimli, doğruları bilen kişiler yerine kendine sadık evet efendimci kişilere yer verir. Her şeyin anında ve en mükemmel şekilde yapılmasını ister.
Emrindekileri taltif etmez, sadece eleştirir, onlara moral destek vereceği yerde onların olumsuz yanlarını ve başarısızlıklarını öne çıkarır.
Mıkrommanager her şey hakkında fikri olan fakat bilgisi olamayan bir kişidir. Kimseleri beğenmez ve kendinden başka bu işi yapabilecek adam görmez. Herkese tepeden bakar, gurur ve kibir abidesidir.
Bu tür CEO lar hemen yanındakilere baskı yaparken onlar da en alt düzeydeki kadrolara baskı yaparlar sonuçta şirket işlerinin yürütülmesine mâni olur.
The Wall Street Journal gazetesindeki bir haberde 2005 yılında ünlü işletmecilik gurusu Peter Drucker’ın şu sözlerine yer verildi.
Ona göre CEO şirketin, örgütün içi ile dışındaki toplum; ekonomi, teknoloji, piyasalar, müşteriler arasında bir köprü görevi yapar. Örgüt/ şirket içi sadece maliyetlerle ilgili iken şirket dışı sosyal çevre yaptıkları işlerin sonuçlarını yansıtır.
Ünlü Amerikan iş yönetimi dergisi Forbes’da yayımlanan geniş bir analiz mikro management’in zararlarını şöyle sıralıyor:
1-Güven ve itimadı zedeler
2-Çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır ve zamanla yetenekli kadrolar onu terkeder,
3-Bu yönetim tarzı sadece yönetilenleri değil yönetenlerin de enerjisini tüketir, zihinsel ve fiziksel çöküntüler yaratır.
4-Bağımlı Personel-Çalışanlar arasında liyakat ve beceri yerine kişilere bağımlı hale gelmiş, bağımsız bilgi ve yeteneklerini kullanabilecek kimse kalmaz.
5. Dar vizyon ve dar görüşlülük-Zaman içinde çalışanlar arasında dar görüşlülük başlar geniş vizyon ve geleceğe yönelik düşünceler kaybolur. Böylece çalışanlar kendilerini yenileyemezler.
Bence bu işin tek faydası kolay kontroldür. O da kontrol edeceğim diye iş yapamaz olmaktır.
Yorum Yazın