Bilmiyorum ama henüz Türkiye’de gelmiş geçmiş bazı siyasilerin basın ve medya ile ilgili konuşmalarını toparlayıp bir kitap haline getirme projesi var mı? Yoksa meslektaşlara öneririm. Bu konuşmaları bir araya getiriniz. Bunu gazetecilikte 50 yıl harcamış; muhabirlik, istihbarat şefliği, köşe yazarlığı gibi basının her kademesinde emek vermiş bir akademisyen olarak yazıyorum.
Böyle bir çalışma ile basın özgürlüğü anlayışının ne olduğunu, basın ve medyanın nasıl şekillendirilebileceğini görmek imkânı ortaya çıkarır. Böyle bir çalışma iletişimcilere bir el kitabı da sağlamış olur medya ve özgürlük konularında.
İyi bir kaynak
Bölük pörçük konuşmalar, gazete arşivlerinde kaybolmasın. Bunları tarihleri ve konuşma yapılan yerleri de belirterek arşivlerseniz. Zaman içinde, gerek kendilerine demokrat sıfatı veren gerekse kendilerine bazılarınca “ılımlı İslamcı” denilen siyasetçilerin basın ve medya görüşlerinin ne olduğunu merak edenlere geleceğin medya ve iletişim araştırmacıları için iyi bir kaynak oluşturmuş olursunuz.
Neler sağlar?
Böyle bir derleme; kendilerine ve partilerine yakınlık duymayan, farklı görüşler bildiren gazeteci ve yazarların bazı siyasilerce ne tür muameleye tabi tutulduklarını gözler önüne serecek ve bu siyasilerin demokrasi anlayışının dünyada kabul görmüş demokratik kurallara ne derece uyduğunu da göstermiş olacaktır.
Böyle bir çalışma; bizdeki sivil demokrasinin hangi aşamada olduğunu ve hangi sorunlar karşısında tek çareyi basın ve medyayı susturmak, etkilerini azaltmak ve koskoca bir basın-yayın sektörünü ele geçirme çabalarında bulunduklarını anlatmak bakımından da ders alma örnekleri ortaya çıkarır.
Unutulanları veya unutturulmak istenenleri yeniden hatırlatarak; okuyucuya ve siyasilere belki de bir vicdan muhasebesi yapma imkânı sağlar.
Basını susturmakla sorun çözülmez
Bazı siyasilerin, basın ve medya ile ilgili konuşmalarının büyük bir çoğunluğunda medyaya nizam vermeye yönelik görüşler, bazılarının gazetecilere açtıkları tazminat davalarının sayısal olarak rekor düzeye ulaşması, bir anlamda farklı fikirlere, kendilerine destek olmayanlara yönelik talimatlar, emirler, uyarılar ve açık-kapalı tehditler siyasi tarihimizde sürekli akılda tutulması ve iletişimci ve siyasetçi yeni kuşakların ders alması gereken ilginç ve örnek olaylar belgelenmiş olacaktır.
Zaten siyasi tarih göstermiştir ki; ekonomik, toplumsal, dış politika ve iç politikada sorunlarla karşılaşan siyasi iktidarların ilk yaptıkları şey muhalefeti susturmak olmuştur.
Halkın psikolojisi
Siyasilerin hırslı, sürekli birbirlerini suçlayan, sürekli hücum eden söylemlerinin halkın ruhsal durumuna nasıl etki ettiğine de bir bakmak gerek. Siyasiler ülkede son bilmem kaç yılda depresyon ilacı satışlarının niye yüzde 85 arttığı merak ediyorlarsa, iddialarını ve nedenlerini bir araştırsınlar. Eğer merak ediyorlarsa kadınlara yönelik suçların son bilmem kaç yılda niye yüzde 1400 oranında artış gösterdiği iddialarını ve bunların nedenlerini araştırsınlar, belki de üsluplarının ve yaptıklarının halka nelere mal olduğunu görme fırsatı ortaya çıkar. Kaç kişinin psikolojik tedavi gördüğünün istatistiklerine bir baksınlar. Belki de söylemlerini ve politikalarını değiştirler. Kanımca öncelik verilmesi gereken konular bunlardır.
Ve hayal kırıklığı
Ülkede ekonomik çöküntünün sonucu olarak ekmek ve et kuyrukları devam ederken, ayçiçek yağı, şeker gibi temel gıda maddelerinin fiyatları el yakarken, açlık ve sefalet yurtta görülmemiş bir sosyal çöküntü yaşatırken, halkın sorunları ile alay edercesine bir siyasi partinin propaganda aracı haline gelen basın ve diğer medya kuruluşlarının aymazlığı ve halka karşı olumsuz tutumu da siyasilerin çoğu kez kendi kendilerini yalanladıkları konuşmalar da siyasetin çöken seviyesi gelecek kuşaklar için birer ibret belgesi olarak kullanılır. Ama kendi ihtiras ve cehlinin sonucu ülkeyi bu duruma getiren siyasi zihniyetin işin içinden çıkacak bilgi beceri ve kadrosu olmadığı artık belgelendi ve sorunları çözmeyi bırakın kendileri sorunların bir nedeni haline gelmiştir. Basına baskı ile bu sorunlar çözülemez.
Bazı siyasiler çok öykündükleri ABD anayasasının First Amendmend-Birinci Ekmaddesi öğrensinler orada şöyle yazar: “Kongre konuşma ve basın özgürlüğünü kısıtlayıcı kanun yapmayacaktır."
Yorum Yazın