Mustafa Tiğrek

Mustafa Tiğrek


Benden Belediye Başkanı olmaz

Benden Belediye Başkanı olmaz

Belediye Başkanı seçilirsem, elimden geleni yaparım tabii. Hatta çok kişiden de iyi yaparım. Ama seçilmek için önce aday olmak gerekiyor. Bende adaylık vasfı yok. Adım soyadım müsait değil.

Cumhur İttifakı adayları olarak İstanbul’da Murat Kurum’un Ankara’da Turgut Altınok’un, İzmir’de Hamza Dağ’ın isimleri açıklandıktan sonra partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, “İstanbul ‘Murad’ına erecek, Ankara’ya altı ok değil Altınok mühür vuracak, İzmir’de de Dağ’ın sıcaklığı Tuncu eritip savuracaktır” demişti.

Umutsuzluğumun nedenini anlıyorsunuz, değil mi?

“İstanbul Mustafa’sına erecek!” sloganıyla seçim kampanyası yürütülebilir mi? 

Veya “Ankara’ya altı ok değil, Mustafa mühür vuracak!”. 

Veya “İzmir’de Mustafa’nın sıcaklığı Tuncu eritip savuracaktır!”

Olmuyor. Soyadım da umut vermiyor.

Kadıköy’de gözüme ilişen iki farklı afiş fena değildi. “Kadıköy Mesut olacak!” ve “Kadıköy’e Çevik başkan!”

Tabii adayların isim veya soy isimlerinin “Mesut” ve “Çevik” olduğunu tahmin etmek zor değil.

Dün Pendik’teydim. Her yer “Belediye Başkan Adayı Ahmet Cin” afişleri ve bayraklarıyla kaplıydı. Hemen aklıma “Cin gibi başkan!” geldi. “Bundan başkan olur.” dedim.

Gerçi ben “Mustafa Cin” olsam, böyle “Cin gibi başkan” diye kampanya yürütür müyüm, emin olamadım. Ne de olsa cinin korkutucu bir yanı var. “Üç harfli başkan” desem, bu kez “cin gibi” olmanın avantajını kaçırırım. 

Ahmet Cin, şimdiki başkan. Demek ki daha önce seçilmiş. Nasıl bir kampanya yürüttüler, bilemiyorum.

***

Aslında “İzmir’de Dağ’ın sıcaklığı tuncu eritip savuracaktır” ifadesi, diğerleri kadar sağlıklı değil. Dağ, sıcaktan ziyade soğuğu çağrıştırır. Dağda donanları biliriz de dağda sıcaktan pişmiş kimseyi duymadım.

Diyelim ki Dağ tuncu eritti; Toz veya toprak, kül veya yaprak değil ki savrulsun. En fazla akar gider. 

Halbuki Hamza Dağ, yanan ormanlara bakıp, “Zarar gören ağaçlar mangal kömürü olarak ekonomimize kazandırılacak” diyen isimdir. Böyle vizyon sahibidir yani.

Bununla ilişki kurup “Dağ, tuncun hurdasından mangal yapacak, zarar gören ağaçlardan ekonomiye kazandırılan kömür ateşinde Afyon Cumhuriyet sucuğu pişirecek, Konak meydanında millete dağıtacaktır.” deseydi daha başarılı olurdu.

İzmir; sadece bu yüzden, dağın sıcağının ve eriyen tuncun savrulmasının yarattığı kafa karışıklığı yüzünden, kaybedilebilir.

***

“Ankara’ya altı ok değil, Altınok mühür vuracak” aslında çok başarılıydı. Erzincan İliç’te Kanadalı altın firmasının siyanür havuzu patlamamış olsaydı, göçük altında kalan işçiler olmasaydı… sorun yoktu. Şu sıralar “altın” olumsuzluk çağrıştırıyor. 

Altını hatırlatan Altınok vurgusu ters teper mi… “Altın madeninin açılmasına onay veren, şimdi İstanbul’a aday” iddiasıyla Murat Kurum üzerinden İstanbul seçimleri etkilenir mi, emin değilim. Ama zannetmiyorum. 

Davullu zurnalı imar barışından sonra depremle çöken şehirlerin seçim sonuçları henüz taze…

Nasıl oluyor da oluyor bilmiyorum ama, seçim sistemimiz artık güncel olaylardan etkilenmeyecek olgunluğa erişmiş durumda. Ekonomik kriz, pahalılık, enflasyon, işsizlik, sağlık hizmetlerine erişememe, deprem, sel, yangın, hukuk krizi, mühürsüz oy pusulaları… daha aklınıza ne gelirse, bunlardan hiçbirinin seçimlere etkisi yok.

Yani seçim sistemimiz, özerk bir yapıya sahip. Dış telkinlere kapalı. Doğal olarak siyanür havuzunun patlaması gibi olayların da seçimlere etkisi olacağını zannetmiyorum.

Murat Kurum, 2022 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanı iken İliç’teki tesisin kapatıldıktan sonra yeniden açılması ve ÇED raporu üzerinden kendisine yöneltilen tepkileri, “Siyaset simsarlığı, algı operasyonu” diye açıkladı.

"Siz hangi vicdanla, hangi duyguyla bu konuyu İstanbul’a ve İstanbul seçimlerine getirdiniz? Vatandaşlarımızın daha toprağın altında olduğu bir yerde, 85 milyonun gözünün, aklının, kalbinin burada olduğu bir aşamada, bu olayı siyasete alet etmek vicdansızlıktır, insafsızlıktır. Hangi insani duyguya, hangi insani erdeme uygundur? İnsanımızın canları üzerinden siyasi ikbal peşine düşenleri, milletimizi aldatmaya çalışanları bu millet affetmeyecektir. Bu millet, bu siyaset simsarlarını, bu algı operasyonlarını her zaman olduğu gibi yine boşa çıkaracak, unutmayacak, onları derin vicdanlarıyla ve ferasetiyle cezalandıracaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın." dedi.

Daha ne desin, bence yeter.

Bence bu siyanür havuzu da Murat Kurum’un lehine sonuç verir. Ama durum anketlere Murat Kurum’un aleyhine yansırsa, alternatifi hazır: Sisi.

***

Erdoğan’ın Mısır ziyaretini zamanlama olarak çok manidar buluyorum. Sisi’ye adaylık önermeye gitmiş olabilir.

Erdoğan, 2019 yerel seçim meydanlarında partisinin adayı Binali Yıldırım'a destek isterken "Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz? Mesele bu kadar önemli" demişti.

Binali Yıldırım demediğimiz, seçim sonuçları itibariyle, ortada. Bu durumda Sisi demiş olmalıyız.

Sisi, geçen seçim Yıldırım’ın rakibiydi. Bu seçim neden Yıldırım’ın yerine aday olmasın. Adayların parti değiştirmeleri tuhaf değil. Daha aday listeleri de kesinleşmedi.

Hem Sisi aday olursa sloganı da hazır: Sisi sizi sevecek!

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar