Birleşmiş Milletler bir hayal kurmuştu 2015 yılında; “Tüm dünya insanlarının barış ve refah içinde yaşama” hayaliydi bu. Bu hayalin gerçekleşebilmesi için de BM çatısı altındaki 167 ülke “2030 yılına kadar 17 konuda çok çalışmalıyız” demişi. 2030 a 6 yıl kala anlaşıldı ki bu hayaller suya düşmek üzere.
Bu konuyu anlatabilmek için zamanı biraz geriye saracağım.
Yıl 2015 aylardan Eylül..
Birleşmiş Milletler “tüm dünya insanları barış ve refah içinde yaşamalıdır” dedi ve önüne de bir tarih koydu 2030. 2030’a kadar hiçbir yerde yoksulluk ve açlık kalmayacak, herkes için sağlık, nitelikli eğitim, temiz su sağlanacak. Herkes mutlaka temiz enerjiye erişecek. Toplumsal cinsiyet eşitliği, insana yakışır iş ve ekonomik büyümek, sanayi yenilikçilik ve alt yapı dünyanın her yerinde olacak. Sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları, barış adalet ve güçlü kurumlar, eşitsizliklerin azaltılması, sorumlu tüketim ve üretim, iklim eylemi, sudaki yaşam, karasal yaşam. Anlaşılacağı üzere insani bir yaşamın koşulları ile birlikte Dünya kaynaklarını da önemseyen hedeflerdi hepsi. Tüm bu maddeler “Dünyamızı Dönüştürmek: 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi” ismini taşıyan bir bildiri altında yayınlandı. Gerçi daha çok 2030 Ajandası olarak bilinen bu bildiride hedefler SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMAÇLARI başlığı altında toplandı.
Hatta tüm dünya insanları farkında olsun bu güzel haberden diye de bu hedefler renkli renkli bir tablo haline getirildi. Çünkü küresel bir iletişim çalışması olarak kurgulanmıştı bu çalışma ve tüm dünya fark etmeliydi. İşte tam da bu nedenle hedeflerin görsel iletişim çalışması profesyonel bir iletişim şirketi tarafından gerçekleştirildi. Trollback+Company isimli şirketin kurucusu Jakob Trollback, Sustainable Brands İstanbul 2016’da yaptığı konuşmada, bu tür karmaşık yapıları sadeleştirerek herkes için anlaşılır hale getirmenin önemini ve veriye yönelik “yeni bir dil” geliştirmeye çalıştıklarını vurgulamıştı.
“Herhangi bir şeyi anlayamazsak duygusal bağlamda iletişim kuramayız. Sürdürülebilirlik bağlamında, dünyayı daha iyi bir yere götürme çabamızda bu çok önemli”.
Bir çok yerde SKA yada SDG olarak karşımıza çıkar söz ettiğim bu hedefler. Ben de kısaca SKA diye devam edeceğim.
Trollback, SKA’lar için açık, net, olumlu ve güzel görünümlü bir çalışma yapmak istediklerinin altını çizer. Parlak renkler ve belirgin bir tipografi kullandıklarını, sembollerin, amaçların merkezindeki belirleyiciliği ve “iyimserliği” yansıttığını ifade eder. Hedefler kutucuklar içinde mavi, kırmızı, turuncu, yeşil yani gökkuşağı gibi bir renk cümbüşü ile tanıtılır dünyaya. Bazen yanlış anlamalar da olmadı değil bu renkler ile ilgili olarak. Örneğin, bu seneki BM toplantısında, açılış konuşmaları bu renkler altında yapıldı, ancak bizim Cumhurbaşkanımız bu renkleri LGBT renkleri sandı. Hatta ülkece de tepki vermiştik ama iş sonra tatlıya bağlanmıştı. O renklerin o renkler olmadığı izah edilmişti Sayın Erdoğan’a.
Neticede,
İklim değişikliği konusunun küresel ölçekte farkındalığının artırılmasında şimdiye kadar atılan en önemli adımlardan biri olan 17 SKA için daha kolay anlaşılır olması ve hedeflere daha kolay ulaşılabileceği ümidi ile yapılmış bu çalışma hiç de planlandığı sonucu vermedi maalesef.
Boğaziçi Üniversitesi’nin bileşeni olduğu Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (UNSDSN) 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nu açıkladı. Her yıl ilerlemeyi gözden geçirmek üzere hazırlanan bu seneki rapor gösterdi ki DURUM HİÇ İYİ DEĞİL. 17 SKA’nın 2030’a kadar gerçekleştirilemeyeceği açıkça ortaya konulan raporda, belirlenen hedeflerin sadece ve sadece %16sında ilerleme kaydedildiği açıklandı. Yani bu ne demek; hedeflerin %84’lük kısmında ilerleme sınırlı veya tersine dönmüş durumda.
Bu rapor hazırlanırken 2015 yılında bu kararın altına imza atan tüm ülkelerden veriler isteniyor. “Ülkelerde bu hedefler doğrultusunda o yıl neler yapıldı?”. Diye soruluyor. Örneğin bizim ülkemizden yağan yağmurdan sonra biriken su birikintisinde elektrik çarpması sonucu ölen insanların bilgisi gidiyor. O zaman diyor ki adamlar “daha bu ülke kendi vatandaşına temiz elektriği doğru düzgün ulaştıramıyor, diğer ülkeler için ne yapabilir?”. Ya da açlık sınırının altındaki emekli maaşları bilgisini gördüklerinde Afrika’daki aç çocuklara bu ülkeden bir yardım gelemez diyorlar. Ya da kuruyan tatlı su göllerimizin bilgisi varsa adamların elinde; 14. madde olan “Sudaki yaşam” hedefine hiçbir faydamızın olmayacağı görüşü yansıyor rapora. İşte bu veriler ile 70.5 puan alan Ülkemiz 167 ülkenin yer aldığı endekste 72. Oldu bu seneki izleme raporunda.
Var mı hedefleri tutturan ülkeler, elbette var. İskandinav ülkeleri geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da liderliğini sürdürdü. Sürdürülebilir Kalkınma Endeksi’nde Finlandiya 1.sırada yer alırken onu sırasıyla İsveç, Danimarka, Almanya ve Fransa takip etti.
Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ise 2015 yılından bu yana dünya ortalamasından daha hızlı ilerleme kaydettikleri, yoksul ve kırılgan ülkelerin ise SKA’lara ulaşmada oldukça geri kaldıkları görüldü. Neticede hedefi tutturanlar, geçen seneden daha çok yol alanlar, hiç alamayanlar, olayın vahametini hala anlamayanlar; BM’in hedefleri şaşmış durumda.
Neden böyle bir sonuç;
Aslında 2015 de konulan bu hedeflere 2030 yılına kadar ulaşılması ne kadar gerçekçiydi, 15 yılda dünyanın sorununu halletmek ne kadar olası idi? Buna bir dudak büküyorum. Çünkü bu 17 SKA’nın belirlendiği yıl yani 2015 bir başka hedef listesinin bittiği yıldı. Bin Yıllık Kalkınma Hedefleri 2000-2015 yılları arasında BM 8 hedef üzerinde anlaşmıştı. Aşırı yoksulluğun ve açlığın yok edilmesi. Evrensel ilköğretimin sağlanması. Cinsiyet eşitliğinin teşvik edilmesi ve kadınların güçlendirilmesi. Çocuk ölüm oranının azaltılması. Anne sağlığının iyileştirilmesi. HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklarla mücadele edilmesi. Çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve Kalkınmaya yönelik küresel iş birliğinin geliştirilmesi. İşte 2015 geldiğinde süre bitmiş, başarısız sayılmayacak bir 15 yıl geçmiş ancak istenilen sonuca ulaşılamamıştı.
Hedeflerin tam tutmadığı 2015 yılı sona ererken konunun muhatapları “biz hedeflerimizin hepsine ulaşamadık” yerine “yeni hedefler belirledik” dediler. Ve “daha önce 15 yılda her şeyi yapamadık ama yine de çok şey yaptık bize yine 15 yıl yeter” diye düşünmüş olacaklar ki SKA’lar için sonlandırma tarihini de 2030 olarak belirlediler. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Bir yandan COVID, bir yandan ülkelerin savaşı ve elbette iklim krizi neticesinde dünya kaynaklarının çok hızlıca tükenmeye doğru gitmesi BM hayallerini ve hedeflerini suya düşürmüş durumda. Zaten bu tespitler raporda da yer alıyor.
Ayrıca rapor diyor ki; hedeflere ulaşmadaki en büyük zorluk yatırım yani finans sorunu. Özellikle de düşük ve alt-orta gelirli ülkelerdeki altyapı, eğitim ve sağlık gibi alanlarda temel kamu yatırımları için gerekli finansal kaynak yetersizliğinin ve gelişmekte olan ülkelerin borç yükü altında olması. Gerekli fonları sağlamak üzere yeni örgütlerin kurulması aciliyeti vurgulanıyor raporda. Vurgulanıyor da yapılamıyor bir tülü. Daha önce de defalarca konuşuldu bu konu üzerinde. Zengin devletler bu sorumluluğu zengin firmalara yüklüyor firmalar da devletlere. Halen yeterli bir finans kaynağı bulunabilmiş değil. Bu konuda bu sene Azerbaycan’da yapılacak COP29 öncesi yeni bir gelişme var başka bir yazıda ona da yer vereyim daha sonra.
Ve yine izleme raporunda yer alan çok acı bir gerçek daha var. 2030 yılına kadar dünya genelinde yaklaşık 600 milyon insanın açlık çekeceği ve obezite oranlarının artacağı bilgisi. Raporda ayrıca, gıda ve arazi sistemlerine ilişkin SKA’nın iyiye gitmediğine dair yorumlar da yer alıyor. Sürdürülebilir gıda ve arazi sistemlerini desteklemek için hayvansal bazlı protein tüketimini sınırlandırmak, verimliliği artıracak yatırımlar yapmak ve ormansızlaşmayı durdurmak için kapsayıcı, sağlam ve şeffaf izleme sistemleri uygulamak konusunda tüm paydaşların acil ve koordineli şekilde eyleme geçmesi gerektiği de raporda yer alıyor.
Şöyle bir toparlamam gerekirse; (2.hedef) Sıfır Açlık, (11.hedef) Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar, 14.hedef olan Suyun Altındaki Yaşam’da 2020'den bu yana durgunluk yaşanıyor.
Ülkelerin büyük çoğunluğunun 2015'ten bu yana ilerleme kaydettiği hedefler ise şunlar;
- 2.hedef altındaki obezite oranı ve sürdürülebilir nitrojen yönetimi
- 16. hedef altında basın özgürlüğü, (bizdeki veriler ulaşmamış anlaşılan)
- 3. hedef altında doğumda beklenen yaşam süresi,
- 9.hedef altında, altyapı ve hizmetlere erişim.
İklim değişikliğinin azaltılması, biyolojik çeşitlilik ve su kalitesi ile ilgili hedefler konusunda ülkeler, ulusal taahhütlerini bir dereceye kadar iyileştirecek olsa da, bunlar büyük ölçüde yetersiz kalıyor. Gıda ve arazi sistemlerine ilişkin SKA hedefleri özellikle raydan çıkmış durumda. Sürdürülebilir gıda ve arazi sistemlerini desteklemek için yeni FABLE (Gıda, Tarım, Biyoçeşitlilik, Arazi Kullanımı ve Enerji) yollar gerekiyor. İşte raporda yer alan o yollardan bir kaçı
- Aşırı tüketimden kaçının
- Diyet yoluyla hayvansal bazlı protein tüketimini sınırlayın
- Özellikle ürünlerde üretkenliği artırmak için yatırım yapın
- Kapsayıcı, sağlam ve şeffaf izleme sistemlerini uygulayın.
Küresel zorluklar küresel işbirliğini gerektirir. Öncelikle yapılması gereken işbirlikleri artmalı finansman güçlendirilmeli. Öyle hedefleri renkli renkli kutularla sunmak algıda seçicilik yaratabilir elbette ancak o renkler göz boyamaktan öteye gitmiyorsa daha gerçekçi çözümler bulunmak zorunda. Çözümler elbette var ancak ne yapılacak ise acilen yapılmalı.
Yorum Yazın