Geçenlerde AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı, “İsrail bize saldıracak, kutsal topraklarda (arz-ı mev’ud) gözü var,” mealinde bir cümle söyledi. Hepimizin şaşkınlıktan ağzımız açık kaldı. Ne alaka? Bir kere, Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat’ta sözü edilen arz-ı mev’ud Fırat Nehri’nin doğusunda kalan topraklar. Türkiye’yle uzaktan yakından ilgisi yok. Ayrıca aynı Erdoğan bir ay önceki bir konuşmasında, “Karabağ’a, Libya’ya girdiğimiz gibi İsrail’e de gireriz,” dememiş miydi? Bir ay içinde ne değişti de Türkiye’nin İsrail’e girmesi unutuldu, İsrail bize girecek?
Mesele sonradan aydınlığa kavuştu. Anlaşılan, itibardan tasarruf etmeye kesinlikle yanaşmayan iktidarımız sayesinde Hazine tamtakır kuru bakır kaldığı için bu defa milli güvenlik tehlikesi ortaya sürülerek halktan yeni vergilerin kesilmesi gerekiyordu. Üstelik de olmayacak kesintiler. Okuduğumda gülmeye başladım. Bloomberg’in haberi:
“KREDİ KARTLARINDA 750 TL’LİK SAVUNMA SANAYİİ KATKI PAYI HAZIRLIĞI
Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, limiti 100 bin TL’yi aşan kredi kartlarından savunma sanayii için yıllık 750’lik katkı payı düzenlemesinin gündemde olduğunu belirtti. Düzenlemeye göre noterlerde ise taşınmaz satışlarının noterler tarafından yapılması halinde belirlenen tutarda, ilk defa tescili yapılacak olan araçların tescil işlemlerinde 3 bin lira, tescil edilmiş araçların her çeşit devir ve satışlarında 1500 lira, noterlik ücreti alınan diğer işlemlerde işlem başına 75 lira katılma payı alınacak.
“Vergi matrahları 5 bin T.L. ve üzeri olan kol saatleri ile insansız hava taşıtları (İHA) yalnızca eğlence amacıyla tasarlanmış drone’lar da ÖTV kapsamına alınıyor.”
AKP’li kimi kaynaklara göre bu yeni girişimle Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na (SSDF) 70-80 milyar lira ek gelir sağlanacağı, teklifin bu hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi bekleniyormuş.
Haber patlayınca sosyal medya neredeyse yıkıldı. Kredi kartı harcama limitleri 100 bin lira ve üstünde olanlar bankalara koşup limitlerini 99 bin 999 liraya indirttiler.
İktidar mensupları, size söylüyorum. İtibardan tasarruf edilmez zihniyetiyle Hazine’yi tamtakır haline getirdiniz; şimdi de nereden dolaylı vergi keseceğinizi bilemiyorsunuz.
Zaten tütün, alkollü içkiler, iletişim araçları üstünden neredeyse yüzde bine varan milli savunma vergileri alıyorsunuz. Bu son olay neyin nesi? Damat’ın şirketi parasız kaldı da sade vatandaştan kesmeyi tasarladığınız paraları oraya mı aktaracaksınız?
Aslında milli savunma vergisi kesintileri yeni bir gelişme değil. Tarihi 1985’e, Turgut Özal hükümeti dönemine dayanıyor. Birlikte okuyalım:
“Turgut Özal Hükümeti’nin ön ayak olmasıyla ilk kez Kasım 1985’te SSDF’nin kuruluşu , Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. SSDF, bütçe dışı fonlar kapsamında tutuluyordu. Bütçe dışı fonlar, bir devletin ya da kamu kuruluşunun resmi bütçesi dışında oluşturulan ve yönetilen finansal kaynaklar. Bu fonlar, genellikle belirli bir amaca yönelik olarak kullanılmak üzere tahsis ediliyor ve kamu hizmetlerinin finansmanında ek bir kaynak sağlıyor.
“Fonun gelir kaynakları arasında her yıl bütçeye bu amaçla konulacak ödenek, alkollü içkilerden, tütün ürünlerinden alınan ek vergi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni güçlendirmek amacıyla kurulmuş vakıflardan yapılacak transfer, azami yüzde 5 oranında akaryakıttan alınacak ek vergi, gelir vergisinden kesilecek pay, bedelli askerlikten alınacak pay, bağış ve yardımlar ve son olarak fonun mal varlığından edinilen gelirler yer alıyor.
“Fonun ve Merkez Bankası Başkanlığı’nın denetimi, Başbakanlık, Milli Savunma Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın iki yıl süreyle seçeceği bir kurulla yapılıyor.”
İKİYÜZLÜLÜK SİYASETİ
Dikkat! Bu karar ne zaman alınıyor? Tam Yeşil Kuşak Projesi’nin geliştirilme aşaması olan 1980’li yıllarda. Hazır. Türkiye’nin kuruluş çimentosu Anayasası’nda yazıldığı gibi en sert “laiklik” ilkesi olmasına rağmen biliniyor ki bu çimento aslında “Sünni Müslümanlık.” Ahali de varsayılana göre yüzde 99 Müslüman, içki içmez, sigara çekmez. Ahali sözde Müslüman ama dibine kadar rakıyı da çeker, sigara da içer. O zaman bastır dolaylı vergiyi içki ve tütüne. Bol para gelir. En Müslüman ahaliye sahip olduğu bilinen Konya ilimizin içki tüketimi yakın zamana kadar Türkiye’nin bir numarasıydı. Şimdilerde çok açığa çıktıkları için Maliye Bakanlığı verileri artık illere göre alkol tüketimini açıklamıyor. Açıklasa da bir zamanlar bir AKP Konya milletvekilinin bana söylediği gibi, “O içki değil, çok fazla kolanya (onun ağzıyla yazdım) tüketiyoruz. O yüzden.” Merambağlar’da şahit olduğum yaşananları burada anlatacak değilim.
İşte, gördünüz. Neredeyse 40 yıldır nerelerden ne paralar toplanmış ve toplanıyor. Ama yetmiyor ki bu sefer kredi kartları limitleri üstünden usulsüz kesintiler yapmaya karar verdiniz.
O zaman soralım. Suriye iç savaşına bulaşıp ÖSO dediğiniz ne idüğü belirsiz terorist elemanlarının oluşturduğu milis kuvvetine eğit-donat hizmeti verip çuvallar dolusu para harcarken biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına danıştınız mı? Ülkede bir terör tehdidi yokken Suriye’nin kuzeyinde Pençe-Kilit adını verdiğiniz operasyonlarını neden hala devam ettiriyorsunuz? Üstelik, Kandil’le barış girişimleri yaptığınız, DEM Parti’yle sıcak ilişkiler kurmaya çalıştığınız şu günlerde? Halihazırda Afrika’nın ücra ülkeleri, Somali, Cibuti, Fildişi kıyısı, Mali gibi bölgelerde, “eskiden küffara ait toprakları” yeniden ele geçirmek amacıyla İslam misyonerliği faaliyetleriniz için tonlarca para harcarken bizlere sordunuz mu? Bununla, zaten bütün uygar dünyanın tepkisini çeken İhvan ya da Müslüman Kardeşler’in planlarına hizmet ettiğinizin farkında mısınız? Ayrıca şu soruyu da soralım. İsrail tehlikesini ileri sürerek erimekte olan halk desteğinizi konsolide etmek, milli güvenlik tehdidi yaratıp, beka sorunu söylemleriyle yeniden OHAL (Olağanüstü Hal) mi ilan etme planlarınız var? Bu kadar çelişkilerle dolu politikalarınızla hiç bir inandırıcılığınızın kalmadığını bilmeniz lazım. Madem o kadar vatan savunması için kendinizi paralıyorsunuz, o zaman şunu cevaplar mısınız? Hiç kullanılmayıp depoya kaldırılan S-400’lere o kadar para verdiniz (Rusya’ya kaç para ödendiği hala açıklanmadı). O yüzden 2.5 milyar dolar ödeyerek katıldığınız F 35 programından atıldığınızda çarçur ettiğiniz milyarlarca doları hiç düşündünüz mü? Bu mu vatan savunması için endişelenmek? Halk tabiriyle ve sizlerin anlayacağınız dille söyleyeyim. Yemezler kardeşim. Tarzan zorda. Ve her şeyin farkında!
Yorum Yazın