Kısa bir yazı olacak. O yüzden sonuna kadar okumanızı isterim. Yazıyı bitirdiğinizde "biz neden hala böyleyiz" sorusuna cevap alacağınızı tahmin ediyorum.
Kronolojik gidiyorum:
Stevia diye bir bitki vardır. Adına, "şeker otu", "şeker bitkisi" de denir. Latin Amerika'da Paraguay ve Brezilya anavatanıdır Stevia'nın. Oradan Asya-Pasifik'e ve Afrika'ya taşınmıştır. Pancar, mısır ve şeker kamışından elde edilen şekerden 150-300 kat daha fazla "tat" içermektedir. İşlenmiş Stevia'nın bir çay kaşığı dolusu 1 litrelik bir kahve, çay, süt veya sıvıyı tatlandırmaya yeter, artar.
Diğer şekerler gibi "kan şekeri düzeyini yükseltmez" hatta düzenleyici role sahiptir. İnsülin duyarlılığı olan bir gıdadır. Bu nedenle Diabet tedavisinde önerilmektedir.
Kalori değeri sıfıra yakındır. Kabızlık, yüksek tansiyon, depresyon ve anksiyete (bunaltı) nöbetlerinde yardımcı ilaç olarak önerilmektedir. Mide-barsak florasını düzenleyici özelliği vardır. Asit-alkali dengesinin düzenlenmesinde de etkili olduğuna dair literatürde kayıtlara rastlanmaktadır.
Stevia'nın en büyük üreticisi Çin'dir. Çin'in ardından Latin Amerika ülkeleri gelmektedir. Tropik-subtropik iklim kuşaklarına uyarlı bir bitkidir. Bol su ister.
Türkiye'de ilk kez 2009 yılında Antalya'da yerel pazarlar için üretimi yapılmıştır. YÖK endeksini taradım, Stevia ve Türkiye'de Stevia üretimi üzerine yazılmış 3-4 bilimsel yayına ulaştım.
Çay-Kur, 2012 yılında Stevia üzerinde deneysel çalışmalara başlıyor. 2013-2016 yılları arasında Çay-Kur'un botanik bahçelerinde üretimi gerçekleştiriliyor. 2016 yılından sonra ise endüstriyel anlamda üretimi için fizibilite yapılıyor. Çin'den davet edilen botanik uzmanları ve ziraat mühendisleri sayesinde "verimli" üretim test ediliyor ve Çay-Kur bünyesinde üretimi için düğmeye basılıyor.
Bitkiye, "Rize Şekeri" adı veriliyor.
Fabrika kurulumu da Çinli uzmanlar nezaretinde gerçekleştiriliyor. 4,5 milyon dolarlık yatırımla; sıvı, toz, kesme ve tablet formlarında Stevia Şekeri üretimi plana dahil ediliyor. 4 ayrı prosesi aynı anda gerçekleştirmeye matuf fabrikanın hammadde temini için çiftçilere ürün alım garantili fide dağıtımı yapılıyor. Çay tarımı yapan aileleri özendirmek için kimi teşvikler de plana dahil ediliyor. Çayda dekar başına 2500-3000 TL kazanan üreticinin, Stevia sayesinde dekar başına 5-6 bin TL kazanacağı hesaplanıyor. Bitkinin tohumdan üretimi zor ve zahmetli olduğundan, fide ekimi tercih ediliyor. Bir kez ekilen fide yılda 3 kez hasat ediliyor ve toplamda aynı fideden 5-6 yıl aralıksız ürün alınıyor.
Fabrikanın yıllık 50 bin ton kapasite ile çalışması öngörülüyor. İlerde global pazardan pay alabilecek ölçekte üretim artışı da planlanıyor.
Derken, ansızın fabrikanın satışı gündeme geliyor. Gerekçe şöyle: Üretici verimsiz bulduğu için isteksiz. Ya da şöyle: Çay üretimi yapan ve bunu bir hayat tarzı haline getiren üretici, Stevia'ya ısınamıyor. Dolayısıyla, fabrika üretime geçemiyor.
Fakat, üretime geçemeyen bu fabrikaya ansızın bir talip çıkıyor: Cargill...
Çay-Kur'un üretici sorunu yaşadığı için üretime geçiremediği bir fabrikayı Cargill neden satın almak istiyor sizce?
Yorum Yazın