Yasemin Mıstıkoğlu

Yasemin Mıstıkoğlu


Cengiz İnşaat’dan geri adım

Cengiz İnşaat’dan geri adım

Cengiz İnşaat Samsun’un Tekkeköy’de yapmayı planladığı ATIK DEPOLAMA tesis projesini geri çekti. Bu gün böyle bir haber vermek bir kat daha anlamlı, çünkü bugün Küresel İklim Grevi var tüm Dünyada ve elbette Türkiye’de de.

Geçtiğimiz hafta içinde Samsun Tekkeköy’de yaşayan halka beraber hop oturup hop kalktık. Telefonların biri açıldı biri kapandı. Cengiz İnşaata bağlı Eti Bakır A.Ş’nin yerleşim yerlerinin üst tarafında kalan,  yaklaşık 115 futbol sahası büyüklüğündeki orman alanına yapmak istediği “ATIK DEPOLAMA TESİSİ” sebebi ile.

Şirket, Flotasyon Atığı ve Fosfojips içerikli projesini Çevre Bakanlığına sunar, bakanlık da ÇED sürecini başlatmayı uygun görür. ÇED yönetmeliğinin 9. Maddesi gereğince halkın bilgilendirilmesi gerekince, yöre halkının haberi olur olaydan. Bu süreçten sonra nelerin yaşandığını pazartesi günkü yazımda yazmıştım. Koca bir orman alanının yok edilmesi söz konusu olduğu için olayı sadece, ormansızlaşma açısından ele alarak anlatmaya çalıştım. Tüm boyutlara giremedim. Asıl riskleri yazamadım. Telaşlıydık, acilen kamuoyu oluşmalı, makineler o ormanı talan etmeye başlamadan konuyu Türkiye’ye duyurmalıydık.

Tekkeköy halkının sesinin duyurulmasında Muhalif.com.tr olarak katkımız büyük. Elbette konuya değinen tüm basın organlarının rolü büyük ancak haberimizin yayınını üzerinden kısa bir süre sonra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından sürecin sonlandırıldığına dair resmi bir yazı yayınlandı. Yazı firmanın ÇED sürecini sonlandırma talebi ile ilgiliydi.

Yöre halkı çok sevinçli. Olay istedikleri gibi sonuçlandı. Belki de şimdilik. Elbette takipteyiz?

Şimdilik sonuç sevindirici bir şekilde bitti. Ancak aynı yerde ya da ülkenin başka bir yerinde maden atıklarını depolayan bir tesisin kurulması acaba nelere yol açabilir?  İklim Krizini nasıl tetikler? Ve insanları nasıl etkileyebilir? Şimdi ona biraz değinmek istiyorum.

  • Öncelikle ormansızlaşmaya neden olur; iklim krizinin en önemli sebeplerinden biri
  • Orman arazisi içine yapılacak her hangi bir tesis, yangın olasılığını arttırır
  • Atık tesisinin yaydığı emisyonlar sera gazının kalınlaşmasına katkı sağlar
  • ATIKLARDAN SÜZÜLEN SULAR YER ALTI SULARINA KARIŞIR
  • Olası herhangi bir kazada tesisin patlaması, çökmesi vb durumunda.. atıklar, depolandığı tesisten çevreye yayılır.

Ki son maddedeki olasılık maalesef geçen sene benzer iki ayrı ATIK DEPOLAMA TESİSİNDE yaşandı. Bu iki olayı HASUDER’in (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) hazırladığı raporu göz önüne alarak anlatmaya çalışayım. Olayların görüntüleri hala aklımda.

1.OLAY Giresun’a bağlı Şebinkarahisar ilçesinde yaşandı (*)

Bu olayda, NESKO Madencilik AŞ’ye ait kurşun-çinko-bakır maden ocaklarında kullanılan siyanür atıkları ile depolandığı flotasyon tesislerindeki (Cengiz İnşaatının Tekkeköy için planı da flotasyon atıkları içindi) havuzlar 18 Kasım 2021 günü patladı. Patlamayla birlikte, cevher zenginleştirmede kullanılan kimyasal maddelerle kirlenmiş çamur, tesisin çevresinde bulunan dereye karıştı ve derenin etrafında bulunan Yedikardeş köyüne ait bahçeler kullanılamaz hale geldi. Atıklar elbette orada kalmayıp Kelkit Çayı üzerinde bulunan Kılıçkaya Barajı’na ulaştı.

2.OLAY Ayvalık – Karaayıt Köyünde yaşandı (**)

Giresun felaketinin üzerinden daha bir ay geçmeden Türkiye yeni bir felaket ile daha karşılaştı. Tarih 11 Aralık 2021. Karaayıt Köyünün yakınlarında bulunan BİLFER Madenciliğe ait demir madeni atık depolama alanı çöktü ve atıklar alanın hemen yanındaki Madra Barajı’na ulaştı. Bu baraj Dikili, Bergama, Ayvalık ve Altınova ilçelerinin içme ve tarım suyunu karşılıyor.

Madra Barajı’na sıfır konumda bulunan atık depolama alanında aslında Ocak 2021’de de bir çökme meydana gelmiş,  bu çökmeye rağmen şirket kapasite artırımı talebinde bulunmuş ve bakanlık ÇED OLUMLU kararı vermişti.

Halk sağlığı için önemli bir tehdit oluşturan bu tür madenlerin atık bileşiminde siyanür, arsenik, antimon, bakır, cıva, çinko, kadmiyum, krom, kurşun, kükürt, demir gibi ağır metaller bulunduğu HASUDER’in raporunda yer alıyor. Bu metaller kalp ağrısından, kusmaya, baş ağrısından, böbrek hastalıklarına, akciğerde hasardan, fetüs gelişimine kadar birçok kalıcı zarara neden olabilirken, insana bu kadar zararı varken, dünyaya zarar vermemesi, iklim krizini tetiklememesi mümkün değil. Zaten bunu da raporda açıklamışlar.

Atıklardan kaynaklanan bu ağır metallerin toprağı, toprak aracılığı ile yeraltı sularını kirlettiği ve ayrıca kirli toprakta yetişen tarımsal ürünlere de bulaşabilir olduğu açıkça belirtilmiş.

Güvenli gıdaya ve suya ulaşmada güçlük çekmek de bilindiği gibi iklim krizinin en önemli sonuçlarından.

2020 yılında halen daha 2 milyar insanın güvenli suya erişimi yok; birçok ülke su stresi riskiyle karşı karşıya. Türkiye de bu ülkeler arasında. Su kıtlığı durumunu tanımlamak için “Falkenmark” İndeksi kullanılıyor. İndekse göre kişi başına düşen yıllık su miktarı,

  • 1,700 m3’ten fazla ise o ülke “su sorunu olmayan”;
  • 1,700-1,000 m3 arasında ise  “su sıkıntısı olan”;
  • 1,000-500 m3 arasında ise “su kıtlığı olan”;
  • 500 m3’ten az olması durumunda ise mutlak su kıtlığı olan ülke olarak adlandırılıyor.

Türkiye’de şu an kişi başına düşen su miktarı 1,400 m3

Yani ülkemiz  “su sıkıntısı olan” bir ülke. Nüfusumuzun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Dolayısı ile kişi başına düşecek su miktarının 1,120 m³ olması tahmin ediliyor. Açıkça belirtmek gerekirse; Türkiye, su fakiri olma yolunda ilerliyor. Hiç gecikmeden Türkiye’nin acilen bir su politikası belirlemesi gerekiyor.

Temiz su, sadece insan değil tüm canlılar için temel bir hak. Tatlı su olmazsa yaşamdan söz edemeyiz. Su çeşmeden geldiğini sananlar varsa yanılıyorlar, su doğadan geliyor. Suyun kaynağı olan doğal alanların korunmasını gözetmezsek su riskleriyle karşı karşıya kalmak sürpriz olmayacaktır.

İşte bu gün başta su olmak üzere Dünya kaynaklarının bir sonraki nesle sağlıklı bir şekilde aktarılması için İKLİM GREVİ yapıyor, İklim aktivisti çocuklar ve gençler. Dünyanın ve Türkiye’nin birçok yerinde eylem yapan çocuk ve gençler, kural koyuculara, dünya liderlerine  “Kar Değil İnsanlar” sloganıyla seslenecekler. Bu sesin daha da yüksek çıkması için varsa etrafımızda böyle bir eylem, tüm plan, programları erteleyerek, o çocuk ve gençlere destek olmak için orda olmak zorundayız. Çünkü geleceğin karar alıcıları çocuklarımıza, kaynakları eksilmiş olarak bıraktığımız dünyadan biz yetişkinler sorumluyuz.

Greve katılanlar;

Kârı değil, insanları önceleyen bir sistem istiyorlar. Tıpkı Cengiz İnşaattan talep edilen gibi.

Dünya kaynaklarının sadece kendisi için yaratıldığını sananlar,  Kâr hırsından dolayı oluşabilecek felaketleri göremeyenler, bir gün tuvalete girip sifona bastıklarında, o su akmadığında anlayacaklar neye battıklarını. İşte o gün insanoğlu çok geç kalmış olacak.

Bu yıl #kardeğilinsanlar için çağrısı ile  yapılan 23 Eylül Küresel İklim Grevi’nin Türkiye’de yapılacak yerleri şöyle.

Ankara…. 30 Ağustos Zafer Parkı 16.00-19.00
İstanbul… Kadıköy 16.00-19.00
İzmir ÖSYM BİNA ÖNÜ 18.00-20.30
Bursa.. Nilüfer Gençlik Evi Önü
Hatay… Antakya Köprübaşı 18.00-20.00

(*) https://www.youtube.com/watch?v=76h4aaY4ITU

(**) https://www.youtube.com/watch?v=7V0LgwHjZBs

telif


Yasemin Mıstıkoğlu Kimdir?

1992 yılında Anadolu Ajansı’nda başladığı gazetecilik kariyeri, ATV, STAR TV, NTV, KANAL D ve TRT de devam etti. Siyaset muhabirliği uzmanlık alanı. 2012 yılında 2.derece tescilli bir Antakya konağını restore ederek, açtığı ÇİÇEKLİ KONAK adlı butik otel ile Kadın Girişimciler platformunda Sosyal Gİrişimci kimliği ile yer almaya başladı. 2019 yılında buğday konusunda yaptığı araştırmalar neticesinde KARAKTERLİ EKMEKLER markasını yaratarak, butik ekmek üretimi ve ekmek danışmanlığı yapmaya başladı. 2021 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve ayrıca İklim Haberciliği Ağı tarafından verilen eğitimlere katılarak, kariyerine İKLİM GAZETECİLİĞİ uzmanlığını ekledi. Antakya Tv YouTube kanalında iklim krizi ve iklim değişikliği haberleri yapıyor. Eş zamanlı olarak İklim Değişikliği ile ilgili bir okul projesi yürütüyor. Ana sınıfından Lise öğrencilerine kadar geniş bir yaş aralığına, çeşitli okul ve organizasyonlara giderek konunun önemi, sorunları ve çözümleri anlatan söyleşiler yapıyor. ÜYE OLDUĞU DERNEKLER KAGİDER ANKARA GAZETECİLER CEMİYETİ PARLAMENTO MUHABİRLERİ DRN. 3E Ekoloji, Ekonomi, Enerji Araştırma İletişim ve Toplumsal ETki Drn..

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar