Emel Seçen

Emel Seçen


DELO ve arkadaşları

DELO ve arkadaşları

Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş

Ortak olmak her sevince, her derde, kedere
Ve yürümek ömür boyu, beraberce, el ele
Olmasın hiç o ta içten gülen gözlerde yaş
Yollarımız ayrılsa bile seninle arkadaş”

Şanar Yurdatapan

ARKADAŞ, YOLDAŞ, SIRDAŞ…

DENİZ’LERE…

DELO!

Yani Mukaddes Annenin oğluna, seslenişi ile..
Özetle, Deli Oğlan, diyor, çok sevdiği ve bir annenin yürek sesi ile.
Delilik, irsidir. Abdal olma, yani her şeyi görüp bilecek kadar duru bir bilgeliğe sahip olup, esasen korkakların, çekingenlerin, utangaçların, aman kimse bir şey demesin, diyenlerin yapmadığını/ yapamadığını yapabilme halidir. Bunun adı, unvan koyarsak “ADAM” olma halidir. Her aileden bir tane muhakkak çıkar, bizim ailede bu BABAM’ dan sonra benimdir.

DÜN BUGÜN YARIN

Siz, yaşınız kaç olursa olsun, hiçbir tek kişi olsa bile bir ADAM tanıdınız mı?
Kendi kendinize bir sorun, ben soruyorum, bunu küçük yaşımda adamlık nasıl olmalı üzerine düşündüğümde sorgulamıştım. Babama âşık bir kız çocuğuydum ama bir baba olmasının ötesinde, onu neden bu kadar çok sevdiğimi sormaya başladığımda, dökülmüştü içimdekiler tek tek. Bir Haziran sabahı, yani Nazım ile aynı gün vefatına kadar hep gözlemledim onu. Ömrü hayatınızda bir kez olsun, ADAM tanıdıysanız, artık kolay kolay iflah olamazsınız. Bazıları olmak da istemez. Olmayın da zaten. Üç günlük dünyada has ADAM bulmak kolay mı? Bir kere mert, düz, neşeli, ele avuca sığmayan, anlamadığınızı sandığınız olguları bile çoktan anlamış, çok hassas bir ruhtadırlar. Babam, Deniz Gezmiş ile aynı üniversitede, iki üst sınıfta Hukuk Fakültesi öğrencisiydi. O dönemin çocukları, kesin cennetlik. 

Bu nasıl bir dünya algılayışı, bu nasıl bir hümanizm, bu nasıl bir vatan sevdası, bu nasıl sevgi dolu ruhtu. İçi boş dişler misali, amalgamı tam yerine oturmamış işler, beni mevcut nesneden hep uzaklaştırmıştır. Zamanla başlayan soğukluk giderek artar, artar ve giderek kaybolur. 
Bu yazıyı, 5 Mayıs’ı, 6 Mayıs’a bağlayan günde, yani bu GÜZEL ADAMLARIN ELLİNCİ YIL ANMASI üzerine kaleme alıyorum. Onlarda anlamlanmış hayatımda, kimse bana, babam dâhil, zorla bir şeyi tercih et ya da sev dememiştir. Dedim ya, boş ise, zamanla uzaklaşırım. Kendi kendini imha eder. Benim babam bile, beni futbol maçlarına götüreceği zaman karşısına alıp “Bak, ben Fenerbahçe’yi tutuyorum diye sen de tutma. Önce Milli Takım, sonra Beşiktaş var, Galatasaray ,Trabzon var. İçinden hangisi sana yakın geliyorsa onu seç” demiştir. O zaman sormuştum kendisine, “Bir kere mi seçme hakkım var?” Babam gülümsemişti. 

Ne güzel gülerdi, benim babam. Ne güzel, ne anlamlı bakardı da anlaşırdık biz hiç konuşmadan. ADAM olanlarda gizlenme yoktur. Net, olduğu gibi aracı olmadan, ortada olurlar. Er meydanına girebilmek, tam da bunun raconudur. 
Deniz Gezmiş ve düşün arkadaşları, tam da budur! 
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü kimse bana sev demedi. Ama onu da; Deniz’leri de, görmeden sevdim, yani benim doğal seçimim. Neticede genlerimde var, Babamdan yani ADAM’ dan miras DELO’luk. 
ADAM olanlar, her şeyin hakkını vererek yaşarlar. Yaşamanın, sevmenin, insan olmanın, paylaşmanın… Çünkü yapmacık olmak, onların naturalarında yoktur. Sevdiği kıza serenat okuyacak kadar büyük incelik, elbette onların şövalye ruhlarında gizlidir. 

Şiir yazmak, okumak, devrim yapmak! 

Hepsi aynı ruhtur.

HALKIN KANALI

5 Mayıs’ı, 6 Mayıs’a bağlayan gün, CKM’ de “ Bir Avuçtular Deniz Oldular”, 3 Fidana ve tüm yoldaşlara ellinci yıl anması, saygı duruşu Kadıköy Belediyesinin muhteşem sergisi ile başladı. İçlerinde HalkTV'den İsmail Saymaz, Barış Terkoğlu, bunların dışında Bedri Baykam, CHP İlçe Başkanları, İl Başkanı ve halk, izdiham halinde açılışı gerçekleştirdi. Açılış konuşması sırasında provake edilmek istense de oldukça soğukkanlı biçimde geçiştirildi. Fuaye alanındaki kokteyle ilgi kadar, CKM kapılarının önünde, Halk Tv’nin hafta sonlarının vazgeçilmezi, Görkemli Hatıralar, programı için izleyiciler, beklemek istemiyorlardı. 

Programın başlamasına neredeyse bir buçuk saat varken “Aç, aç…”sesleri ve alkışlar vardı. Heyecan büyüktü.

Halk Tv’nin giderek büyüyen yüzünün nedenini, ilerleyen saatlerde gördük. Henüz ayağının tozu ile Karadeniz / Trabzon yayının gerçekleştiren Serhan Asker, bir ilke imza attı ve 6 Mayıs 2022 tarihin, 5 Mayıs 2022’den başlayarak tam altı saat canlı yayın ile sundu. İnanılmaz performans ve emekleri için tekrar sonsuz teşekkürler. Nezdinden tüm ekibe. Yedi konuk, müzisyenler, akış, sanatçılar ve hele hele Selda Bağcan.

Ben kendimi yılbaşı programında hissettim bir an. Doğru ya, içinde acı da olsa BAHAR’ a geçiyorduk. Baharat, yemeğin neşesidir.

İçinde devrimci gülüş olmayan adam devrimci midir? 

Bütün devrimciler, çok güzel güler. 25 dk, infazdan sonra asılı kalan ve darağacına giderken, elleri ve ayakları zincirli, postallarının bağlanmasına izin verilmeyeceği için ölüm saliselerinde, ayakkabılarının bağlanmasını dileyen o asil yüreğin, nasıl bir ruh taşıdığını iyi okumak lazım. 
Gelecek kuşaklar; elbette o hallerde evlenen çiftlere cezaevinden arkadaşları ile tebrik mesajı geçeni. 

İçerde, türkü yarışmaları yapanı. Bunu duyan, şöyle bir şeyde düşünebilir, türküler bunun için mi yasaklanıyor, acaba?

Hala yasak ama ben 13 Aralık 2021 tarihinde, yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren’in yıldönümüne de gelen süreçte, Ankara Ulucanlarda, müze haline getirilen cezaevini gezdim. Niçin gittim, yeniden anlamak ve ellinci yıla saygı duruşumun bir sacayağını tamamlayabilmek için. 

Bahçe kapısından içeri girdiğinizde, solda kocaman darağacı öyle koca bir buzdolabı gibi üzerinde de donmuş yağları ile duruyor. Yanında da, aldıklarının isimleri var. Buraları da görün. 

Vaktiniz olunca, özel günleri beklemeyin, benim gibi her Ankara’ya ayak bastığınızda, ilk işiniz Anıtkabir ziyareti olsun. Yaşayın ve yaşatın!

Az DELO, olun ya hu!

AYDIN MISIN?

Bunu defalarca yazdım, söyledim ve yine yineliyorum. AYDIN MISIN? 

Ben, TV kanallarında popüler değilim, yeri geldiğince var olmaya çalışıyorum. Çünkü ADAM olanların, Adam olamamışlar, tarafından her zaman kendileri olamadıkları için bir yol kesme hikâyeleri vardır. Deniz Gezmiş de, arkadaşları da hep bu fikirden dolayı uzak tutulmuşlardır. Eksikliğimiz değil, fazlalığımız olduğumuzu biz biliriz. Mesele, bizi istemeyenlerin bakış açısıdır.  Tabii niteliksizlikleri.

Ama bir gün, bir kanalda, eskisi gibi ya da tam teşekküllü olarak gazete de üstelik hakkımızı da alarak, işlerimizi yürüttüğümüzde yine anlatırız. Ölsek de şimdiye kadar ürettiklerimiz, bizi seven ve takip edenler tarafından anlaşılmış olarak yüreklerde yaşayacaktır. 

ADAM OLMAK ÖNCE İNSAN OLMAKTIR

Yaklaşık bir yıl kadar önce yine CKM’de, yine Görkemli Hatıralar programında, oradaydım ve konuşulmuştu. Süreç, iyi işlendi ve taşlar yerine oturdu.
Seneyi bendeniz, yeni yılın ilk konserini ücretsiz olarak CKM’de gerçekleştirilen RUHİ SU DOSTLAR KOROSU ile açtım. CKM’de ikinci etkinliğim ise tam da tamamlar nitelikte, DENİZLERİMİZ…
Ellinci yıl anmasında ise Bora Gezmiş, yer yer zorlandığı konuşmasında, “Bana geçen yıl, biz HALK TV olarak arkanızdayız, diyen kanalın sahibi Cafer Mahiroğlu’na da, teşekkür etmek isterim. Burada mı” dedi. 


Ve Serhan Asker, “Elbette burada izliyor” deyip davet etti. O an fark ettim, oturduğum sıranın dört ya da beş sıra yukarısından inerek, sahneye çıkan, ilk kez çıktığı ve konunun öznesinin ağırlığından dolayı da doğal olarak heyecanlı ve bu kadar naif, saygılı, bir duruş ile patronculuk oynamadan, emek ortaya koyan, Cafer Mahiroğlu. 

Ve konuşması bittikten sonra alkışlar içerisinde, oturduğu bölüme ilerlerken, tıpkı benim gibi alkışlayanlara doğru dönüp selam vermekten imtina etmeyen, mütevazı bir yücelik. Ne kadar özlenesi tablolar.. 

Programın bir bölümünde, beraber geldiği ekip  ki yanlış görmediysem, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı, sağ kolu da oradaydı. 

Duygu dolu, gözyaşları ile başlayan harika program, onurla taçlandı. Altı saat ve sonrası, BAHAR.

ADAM olana, her dem BAHAR!

Zulüm, Kerbela’dan önce de vardı şimdi modernize olarak var ve var olmaya devam edecek.
İyilerin ve kötülerin dünyasında, bir de iyi gibi görünüp kötü olanlar yani aydın görünüp, olamamış, hamlar var. Esas tehlike burada, yıllardır böyle üstelik!

Uğur Mumcu, UNUTMA EY HALKIM BİZİ! Bunun için söyledi.

1968’de RIFAT ILGAZ, AYDIN MISIN? Bunun için söyledi, yazdı. 

Mesele, bunu gördükleri halde anlamamış olmalarında mı yoksa anlayıp da sümen altı etmelerinde mi?

Işığınız daim olsun, canlar!

ARKADAŞ!

EYVALLAH…


 

telif

Makale Yorumları

  • Fatma Durukan 07-05-2022 11:05

    68 ruhuna ,üç fidana ve Emel'cim sana sevgiler saygılar

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar