Her zaman olduğu gibi ülkemizin gündeminde konuşulacak, yazılacak konu çok. Elektrik ve doğalgaz faturalarının yarattığı şoktan mı bahsetsek, benzin ve mazot fiyatlarına neredeyse her gün gelen fiyat artışlarından mı? Sezen Aksu’nun şarkı sözlerine gelen tepkilerden mi, gazeteci Sedef Kabaş’ın sözlerinin eğilip bükülmesinden mi söz etsek? Güvenlik amacı ile kullanılması gereken mobese sisteminden alınan görüntünün, medyaya servis edilmesini mi konuşsak, Trabzon’da açılış adı altında yapılan AKP mitinginde, küçük bir çocuğun eline mikrofon verilerek CHP Genel Başkanına hain dedirtilmesini mi? Bu konuların her biri çok vahim, ülkemizi yönetenlerin zihniyetlerini, yönetim anlayışlarını görmek açısından çok önemli.
Ekonomide yaşanan büyük başarısızlık, geniş halk kitlelerinin tepkileri, kamu oyu yoklamalarında düşen oranlar, kısaca yirmi yıllık saltanatın bitiş sürecine girdiği izlenimi, böylesi saçmalıkların daha da artabileceğini gösteriyor.
İstemesek bile bu konuların gündemimizden eksik olmayacağı görünüyor. Bunları zaman içinde yazarız, tartışırız. Bu nedenle bu yazımı, AKP yönetimlerinin kendilerini başarılı buldukları bir alana ayırdım.
Demiryolları.
Son Ulaştırma Bakanı TCDD web sayfasında 2003 ile 2021 arasındaki dönemi demiryollarının altın çağı olarak nitelendiriyor. Yani AKP iktidarı döneminde demiryolları bundan önceki dönemlerde yapılmamış işleri yapmış, altın çağa ulaşmış.
Alıştık artık, AKP bütün yaptığı işlerde ya dünyanın ya da avrupanın en büyük projelerini gerçekleştiriyor. Ne yaparlarsa en büyüğünü yapıyorlar. Nasıl bir aşağılık kompleksi varsa artık. Demiryollarında da altın çağ diye bir şey uydurmuşlar. Uydurmuşlar diyorum, çünkü rakamlar böyle söylemiyor.
Ulaştırma Bakanlığı web sitesindeki demiryolları tablosuna göre; 2003 yılında mevcut demiryolu ağımızın 10.959 kilometre, Eylül 2018’de 12.710 km olduğu belirtiliyor. Eylül 2021’de ise demiryolu ağımızın uzunluğunun 12.803 km’ye ulaştığı yetkililerin açıklamalarından anlaşılıyor. Yani AKP hükümetleri geçen 19 yılda toplam 1.844 km demiryolu döşemişler.
Karşılaştırma yapabilmek için geçmiş dönemlere de bakmakta yarar var.
Osmanlı döneminde demiryolu yapımı 1856 yılından 1922 yılına kadar yabancılara verilen haklarla sürdürülmüş. İlk demiryolu da İzmir-Aydın arasındaki 130 km'lik hat. Osmanlı’da 1908 yılında hizmete açılan 1.900 km uzunluğundaki Hicaz demiryolu hariç toplam 8.619 km’lik demiryolu ağına ulaşılmış. TCDD 2011 yılı Faaliyet Raporuna göre Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş ancak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan 4 bin 136 kilometre uzunluğunda ana hat demiryolu ağımız var.
Arkitera’dan mimar Ömer Yılmaz’ın yaptığı çalışmaya göre, Cumhuriyetin kurulmasından ve1924 yılında demiryolu hatlarının devletleştirilmesinden Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950 yılına kadar geçen 27 yılda hat uzunluğuna 5.200 km ekleniyor. Ulaştırma Bakanlığı verileri aynı dönemde 3.764 km uzunluğunda demiryolu ağı inşa edildiğini belirtiyor. Aradaki fark, demiryollarının devletleştirilmesinden sonra iyileştirilen ya da yenilenen hatların uzunluğundan kaynaklanıyor olabilir.
Cumhuriyetin kurucu kadroları, savaş sonrası büyük sorunlarla boğuşurken yaptıkları, yarattıkları bir çok değerin içine demiryollarını da dahil etmiş, parasızlık ve her türlü imkansızlık içinde bir hesaba göre 3.764km, bir hesaba göre 5.200 km demiryolu döşemiş. Onuncu yıl marşımızı yazan Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbel’in dediği gibi anayurdumuzu demir ağlarla örmüşler.
Sonraki 1950 ile 2003 arası dönemde ise karayollarına daha çok önem verilmiş, demiryolları ihmal edilmiş ve 53 yılda ancak 945 km demiryolu döşenebilmiş.
Bu verilerin sonucunda, 19 yıllık AKP iktidarı döneminde toplam 1.844 km ray döşemiş olanların, 2003 ile 2021 arasını “Demiryollarının Altın Çağı” olarak ilan etmelerini anlamak mümkün değil. Hele Cumhuriyeti kuran kadroları, o dönemin zorluklarını ve yapılanları düşündükçe bu daha da anlaşılmaz geliyor.
Gerçek ortada, rakamlarda.
Cumhuriyeti kuran kadrolara minnet ve saygıyla.
Yorum Yazın