Kültür Bakanlığı,
Hristiyan alemini etkileyip,
Turist kimliğiyle İstanbul’a çekmek için,
“TANITIM FİLMİ” sürdü...
Ne film? Ne film?
Ne tanıtım? Ne tanıtım?
Filmde,
Cami minareleri gözükmese,
Sanki,
Dans eden kadınlarından oluşan Şanzelize!..
Sanki,
Roma Meydanı!..
Sanki,
Prag Meydanı!..
Sanki,
Sidney’in berrak denizi!..
Sanki,
Sıfır sorunlu, güler yüzlü,
İnsanlar topluluğu İstanbul!..
Halbuki,
Gerçek bu değil...
Nerede,
Beyoğlu’nun arka sokakları?
Nerede,
Başörtülü bacılarımız?
Nerede,
Tarikatlarımız, cemaatlerimiz?
Nerede,
Milyonlarca,
Suriyeli ve Afganlının işgal ettiği sahillerimiz?
Yoksa,
Başörtülü bacılarımızdan,
Utandınız mı?
UNUTULAN bir şeyler var!..
Bilgi eksikliğiniz...
Keşke bizlere sorarak hazırlasaydınız bu filmi...
Çünkü,
İstanbul,
Hepimizin değil mi?
Bu film,
Madem “Hristiyan alemi” için yapıldı...
Fatih Sultan Mehmet’le,
Türk hakimiyetine geçen,
Yaklaşık 600 yıl boyunca,
Türk’ün olan bu kentin “köklerini” unutmak,
Cehaletin,
Aymazlığın,
Göstergesi değil midir?
Bu filmde,
Roma İmparatorluğu'nun,
“Pagan” olan dinsel yapısını değiştirip,
Onu Hristiyanlaştıran Konstantin’den,
Küçük bir kare ile söz etmek,
Müslümanlarca “utanılacak” bir şey miydi?
Müslüman olmayan dünyaya,
Gel İstanbul’a,
Rakı,
Şarap iç,
Şiş kebap ye,
Demekle olmaz bu işler!..
Onlara,
Senin Meryem’den sonraki anan Helena da bu kentte yaşadı,
Desek, neyimiz eksilirdi?
Ayasofya’daki,
Mozaikleri göstersek...
Dünyanın en büyük “HALK HAREKETİ NİKA’nın”
Bu kentte, İmparatoriçe THEODORA yüzünden çıktığını,
Bir kez daha vurgulasak,
Ne kaybederdik?
DEVLET GÖREVLİLERİ...
İstanbul bizim...
Ama “İstanbul’un değerleri” tüm insanlığındır aynı zamanda!..
Böyle değilse,
Neden yaptınız bu filmi?
Filmin hazırlayıcıları,
Deveyi anımsattı bana...
Çünkü,
İşlerine gelen “riyakâr politik kişilik” sergilemişler...
Deve kuşuna “uç” dediler,
Ben deveyim, dedi!..
O zaman “koş” dediler,
Ben kuşum, dedi!..
Durum tam da bu değil mi?
Yorum Yazın