Michael Rubin Washington’da American Enterprise Institute (AEI) isimli muhafazakar düşünce kuruluşunun önde gelen uzmanlarından. Bizde Erdoğan rejimi ve AKP’ye yönelik sert eleştirileriyle tanınıyor. Washington merkezli, diplomasi ve askeri haber-yazıların yayımlandığı 19fortyfive.com isimli internet sitesinde iki gün önce bir makalesi yer aldı. Yazının başlığı “Emine Erdoğan Yeni İmelda Marcos mu”.
Yazıya geçmeden önce içinizde bilmeyenler olabilir diye İmelda Marcos’un kim olduğunu anlatayım. İmelda Marcos 1965-1986 arası Filipinler’in Devlet Başkanı olan Ferdinand Marcos’un eşi. Ferdinand Marcos, 23 yıllık , yolsuzluk ve usulsüzlükler içinde geçen otoriter iktidarının bir halk ayaklanmasıyla devrilmesi sonucu ailesiyle birlikte yurt dışına kaçtı. Hawai’ye yerleşti.
İktidardan devrilen Marcos’un beraberinde milyarlarca dolar Filipinler devlet parasını kaçırdığı ortaya çıktı. Bu arada hastalık derecesinde alışverişe düşkün olduğu bilinen eşi İmelda Marcos’un, ailenin konutunda yapılan aramalarda üç bin çifte yakın ayakkabı sahibi olduğu saptandı; bu ayakkabıların fotoğrafları günlerce basında yayımlandı.
Bütün bu yolsuzluk, hırsızlık ve usulsüzlüklere rağmen Filipinler’in yeni iktidarı 1992’de Marcoslar’a af çıkardı. Aile ülkeye geri döndü. Kaderin civesine bakın. 1980’li yıllarda dikta rejimi yaratmak, yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük yapmakla suçlanıp yerden yere vurulan Marcos ailesinin oğlu Ferdinand Marcos jr. Geçtiğimiz yıl Haziran ayında yapılan seçimlerde oyların büyük çoğunluğunu alarak Filipinler devlet başkanlığına seçildi. Boşuna dememişler, balık hafızalı halklar, diye...
Şimdi gelelim, Michael Rubin’in yazısına:
“Bugün Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan 21. Yüzyılın İmelda Marcos’u olarak temayüz ediyor. Erdoğan yirmi yıl önce, temiz siyaset vaadiyle iktidara seçildi. Ama bu bir illüzyondu. Erdoğan İstanbul Belediye Başkanıyken milyonlarca dolar sahibi olmuştu bile. Başbakan olduğunda dokunulmazlık zırhı elde etmiş olmasına karşın hakkında onlarca yolsuzluk dosyası bulunuyordu. Bugün Uluslararası Şeffaflık Kuruluşu (Transparency International) yolsuzluk sıralamasında Türkiye’yi Çin,Küba ve Kosova’nın altında gösteriyor.
“Bir zamanlar müttefiki olan Gülen Hareketi’yle bozuşunca Gülenciler Erdoğan ve oğlu arasında bir milyar doları nasıl saklayacaklarının yer aldığı bir konuşma videosunu sızdırdılar. Her ne kadar Erdoğan videonun düzmece olduğunu söylese de uluslararası haberalma servisleri bunun gerçek olduğunu saptadı. “
Yazının bundan sonraki bölümü Emine Erdoğan’ın alışveriş tutkusuna ayrılmış:
“Mesela Brüksel’in en lüks mağazalarında beş saat süren alışverişini yaparken korumaları ana caddelerde trafiği tıkadı. Bu alışverişleri yaparken Türk lirası yabancı paralar karşısında hızla değer kaybediyordu. Kocasına Varşova ziyaretinde eşlik ettiğinde antikacılardan 44 bin dolar değerinde antika parçalar satın aldı. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak resmi maaşı ayda 5 bin doların biraz üstünde. Forbes dergisine göre gerçek kazancı ayda 50 milyon dolar. Hiç kimse şaşırmamalı. İngiliz Daily Mail gazetesi Emine Erdoğan’ı ‘alışveriş tutkunu’ olarak niteledi. “
Michael Rubin yazısında Emine Erdoğan’ın “beyaz çay” merakını da şöyle anlatıyor:
“Türkiye’de yerleşik bir çay içme kültürü vardır. Herhangi bir çayhaneye gitseniz bir kaç liraya çay içersiniz. Ama kendisini ‘tutumlu’ olarak tarif eden Emine Erdoğan yarım kilosu 800 dolara satılan beyaz çay içmeyi tercih eder. Öte yandan da kampanya için gittikleri Anadolu kentlerinde halka ucuz çay torbaları fırlatırlar.
“Eşi bir ara Fransa’ya kızıp Fransız mallarını boykot çağırısı yapmıştı. Bir kaç gün sonra Emine Erdoğan kolunda Fransız Hermes marka bir çantayla görüntülendi. Çantanın fiyatı 50 bin dolardı. “
Yazının sonunda Michael Rubin Erdoğan ailesinin iktidardan düşmesinden sonra tıpkı Filipinler’de olduğu gibi mutlaka hesap vermeleri gerekeceğinin de altını çiziyor.
Yorum Yazın