Mızrak çuvala sığmıyor. Enflasyon rekorlar kırıyor, mutfakta yangın büyüyor. İktidar “düşük enflasyon” müjdesi verirken, Ağustos ayında son 17 yılın en yüksek enflasyonu ile karşı karşıya kaldık. 2004 yılında %8,45 olan ağustos enflasyonu 17 yıl sonra resmi rakamlarla 19,25'e yükseldi. Ağustos enflasyonu 2008 krizinde bile 11,77'de kalmıştı
Ülkemiz maalesef enflasyon oranında Avrupa’da lider, G20 ülkelerinde Arjantin’in ardından ikinci, dünyada ise 12’nci sırada Zambiya ve Güney Sudan arasında yer alıyor.
TÜİK verilerinden çıkan bir başka gerçek de, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki fark 26,3 puan. TÜFE %19,25 iken ÜFE %45,52 olarak tespit edildi. Bu durum tüketici enflasyonunun daha da tırmanacağını gösteriyor. Çünkü üretici fiyatlarındaki bu artış illa ki tüketici fiyatlarına, yani çarşıdaki, pazardaki fiyatlara da yansıyacak.
Ücretlerin iktidar ve işverenler tarafından baskı altına alındığı ülkemizde yüksek enflasyon, emeğiyle geçinen milyonların, ülkenin en az dörtte üçünün ciddi biçimde reel gelir kaybına uğraması, milyonların yoksullaşması anlamına geliyor. Hele ki “yüksek büyüme” verilerinin açıklandığı bir dönemde, bu düzeyde bir enflasyon adaletsizliğin de büyüdüğünü gösteriyor.
Enflasyon rekor kırarken, özellikle gıda enflasyonundaki rakamlar, mutfaktaki yangına işaret ediyor. Gıda fiyatlarındaki %29.8 düzeyindeki artış ile tüm ücretlilerin ekmeği küçüldü. Asgari ücretliler geçtiğimiz yılın aynı ayına göre gıda karşısında alım gücünü reel olarak en az yüzde 6.2 oranında kaybetti.
Tabii tüm bu resmi veriler, çarşıda pazarda faturalarda karşılaşılan gerçeğin yanında maalesef iyimser kalıyor.
Yorum Yazın