Erdoğan geçtiğimiz Pazar günü AKP Genel Başkanı olarak Muğla’daydı. Başında şapkası yoktu ama bunu artık çocuklar bile biliyor. Zaten o kadar çok şapkası var ki hepsini yanında taşımaya kalksa araç konvoyu ikiye katlanacak, o para da yine bizim cebimizden çıkacak. Biz nerede hangi şapkasıyla dolaşıyor, konuşuyor biliyoruz. O konuyu açmayın.
Erdoğan, AKP Muğla Belediye Başkanı Adayı, pardon Cumhurbaşkanı, pardon, AKP Genel Başkanı olarak konuşurken, Belediye Başkanı Osman Gürün’e fena giydirdi. “Muğla için yapacaklarımız engellenmeseydi, bugün iki Muğla kadar olmuştu. İşte 25 yıl Muğla’yı bu zihniyet yönetti. “ dedi. AKP ve yandaşlarının, Muğla’yı ikiye katlayacak talan ve betonlaştırma projelerinin, Gürün’ün başvuruları üzerine, yargı tarafından, “kamu yararı olmadığı” gerekçesiyle iptal edilmesine çok kızmış. Burada benim kafam karıştı. Belediyeler kamu yararını kollamakla görevli değiller mi?
Erdoğan şanslı adam vesselam.
Ben “Bodrum tamam, sıra Muğla”* (*muhalif.com.tr 27 Şubat 2024) da yazımda zaten Osman Gürün’ün, ne menem bir Belediye Başkanı olduğunu yazdım. Koşa koşa gidip, Cennet Koy’lara inşaat ruhsatı vermez; Danıştay’da dava açıp, o “Muğla’yı iki katına çıkaracak, köylükten kurtaracak (vallahi Erdoğan böyle söylüyor, ben değil) o güzelim, ormansızlaştırma, betonlaştırma projelerini iptal ettirir. Olacak iş değil. Hep söyledim Osman’a. “Yapma.” dedim. “Muğla’ya yazık ediyorsun. Bak etraf ağaç, çiçek, yaprak, temiz, el değmemiş koydan geçilmiyor. Bırak insanlar, “alsınlar çoluğunu, çocuğunu, çıplak kalmış koylarda, betonun üzerinde yatsınlar, yuvarlansınlar!” Dinlemedi.
Erdoğan gerçekten şanslı adam. Benim, kovboyların, “ten gallon hat” dedikleri bir şapkam var. Onu çıkarıyorum, Erdoğan’ın bu şansına. Ne ilgisi var diyorsunuz değil mi? Var. Bakın anlatayım.
Erdoğan olsam Ahmet Aras’ın seçilmesini isterdim.
Erdoğan Muğla Belediye Başkanı Adayı olarak kimi gösterdi? DYP ile başlayıp, ANAP üzerinden CHP’ye -burası çok önemli!- oradan da şimdi AKP’ye geçecek kadar yetenekli ve bulunmaz bir siyasetçi olan Aydın Ayaydın’ı değil mi? Hani kızı da AKP milletvekili olan.
Peki CHP, 25 yıl Muğla’yı başarıyla yönetmiş, Muğla’nın bütün değerlerine sahip çıkarak AKP’yi çılgına döndürmüş olan Osman Gürün’ün yerine Muğla Belediye Başkanı Adayı olarak kimi gösterdi? Bodrum’da, tam da Erdoğan’ın Muğla’da yapılmasını istediği türden projelere koşa koşa destek veren, her türlü usulsüz yapılaşmaya göz yumarak, Bodrum’da koy, halka açık kıyı, ağaçlık hatta zeytinlik bırakmayan Ahmet Aras’ı değil mi?
Söylüyorum size. Vallahi Erdoğan şanslı adam.
Ben onun yerinde olsam Aydın Ayaydın’ı destekler görünüp, Ahmet Aras’ın seçilmesi için elimden geleni yapardım. Neden mi? Nasıl anlamazsınız? Aras nasıl olsa Bodrum’da ne yaptıysa Muğla’da da onu yapacak. Yani tam da Erdoğan’ın aradığı adam aslında. Üstelik böyle olursa, Muğla’yı bitirecek pardon iki Muğla yapacak olan projelerin vebali de CHP’nin üstüne kalır. Kısacası kaymaklı ekmek kadayıfı!
Bitmedi.
Bodrum’da ne oluyor peki?
Erdoğan’ın Bodrum’da da şansı yüksek.
AKP’nin Bodrum adayı, yıllardır Konacık Belediye Başkanı olarak pişmiş Mehmet Tosun. Konacık’ın durumuna bakılırsa, Aras’’a oranla daha, bizim beklediğimiz ve gönül verdiğimiz, olması gereken bir CHP’ye yakışan aday. Ama o AKP’ye geçti.
Karşısında ki CHP adayı otel, arsa sahibi mimar, Tamer Mandalinci. Dışarıdan Ahmet Aras’ın -o da turizmci-, Tamer Mandalinci’nin asıl işine bakarak, “Bodrum’u turizmi kalkındırmak kisvesi altında sürdürülen talan ve usulsüz yapılaşma yok etti. Bunu önlemesini beklediğimiz, bu nedenle oy verdiğimiz CHP, üstelik Aras örneği de bu kadar yeniyken, şimdi neden yine benzer birisini aday gösterdi ” demez mi? Der de kim dinler? Bodrum’da beş yıl yaptıklarından sonra “Memnuniyet Anketi’nde en az puanı alanı Muğla’ya aday gösteren CHP’nin, Bodrum’a aday olan 25 kişiyi atlayıp, aday gösterildiğinde Bodrum’luların bile “Bu da kim?” diye araştırmalara giriştikleri bir kişiyi, tepeden inme aday göstermesine şaşmamak gerek.
İşte burada yine, Erdoğan’ın ne kadar şanslı olduğuna geliyoruz.
Baksanıza, Mandalinci daha ilk konuşmalarında, kıyılarda 50 metre mesafede turizmi teşvik edeceğini, Bodrum’a daha çok insan yığılsın diye, Kiptaş** (**İstanbul Belediyesinin İnşaat Şirketi) türü bir yapı şirketi kuracağını; trafik sorununu da yeni yollar açarak çözeceğini açıkladı. Yani tam Erdoğan’ın aradığı bir belediye başkanı. Ben olsam Bodrum’da da, Mehmet Tosun’u destekler gibi yapar, Tamer Mandalinci’nin seçilmesini sağlardım. Böylece hem gemimi yürütür hem Bodrum’un çöküşünün de vebalini CHP’ne yüklerdim.
Sonuç böyle olursa CHP bana kızmasın. Bu kadar “al da at!” pası verirsen golü çakarlar, bir de dönüp, “kendi kalene attın!” derler ki, yalan da olmaz.
Galiba biz CHP’ye oy veriyoruz diye yıllarca aslında AKP’yi seçmişiz. Yine öyle mi yapsak acaba? Bilemen gari!
Bir çift laf da Mandalinci kardeşime edeyim.
Bak kardeşim. Bodrum’da su yoksa, yol, konut yetmiyorsa, kıyılar talan edilmişse ve edilmeye devam ediyorsa, bunlar Bodrum’a, plansız programsız, kaldıramayacağı kadar çok insan yığıldığı için oluyor. Sen daha da insan gelsin diye sosyal konut yapmaktan; Bodrum’un özellikle1980’den bu yana talan edilen doğasını daha da yok edecek yeni yollar açmaktan; kaçak yapılar; kitabına uydurulmuş, otel ruhsatlı villalar; halka açıyoruz kılıfı ile otele dönüştürülen bitmiş tükenmiş kıyılarda hala turizmi teşvik etmekten söz ediyorsun. Bunu da pansiyonlardan, butik otellerden söz ederek satmaya çalışıyorsun. Bak yurtdışı deneyimin de var. Bu söylediklerinin, İtalya, İspanya, Fransa, Adriyatik kıyıları hatta Yunanistan’da gördüklerinle -gördüysen tabii- bir ilgisi var mı?
Kendini kandırıyor olabilirsin ama ayıp oluyor. Bizim de aklımızla alay ediyorsun. Yapma. Sen CHP’ye ve seni aday gösteren CHP Yönetimi’ne uyma. Büyük deden olduğu söylenen Turgut Reis’i de üzme.
Çok doğru yazmış Süha bey gene.. bu cennet illeri ve ilçeleri betona ve daha fazla insan yığınlarına artık kurban etmekten vazgeçin! Doğasına saygı duyun! Yok mu bir tane aklı işleyen, vicdanlı başkan ve adayı?