İnanç Uysal

İnanç Uysal


Erken Seçim Paradoksu

Erken Seçim Paradoksu

En son yazımda Cumhur İttifakı’nın geleceği ile ilgili Sayın Bahçeli’nin yapabileceği hamleler üzerinden bir kurgu oluşturmuştum. Yazının ardından aynı şeyi düşündüğünü ama henüz dile getiremediğini söyleyen birçok mesaj ve telefon aldım.

Ama bu mesajların sahipleri de benim gibi karar verici merciinde insanlar değillerdi. Yani onların da bu fikirde olmaları bir şey değiştirmeyecekti. Zaten altı üstü bir tahminden ibaretti.

Ancak yazıdan sadece iki gün sonra Cumhur İttifakı’nın diğer bileşeni olan Ak Parti’nin Diyarbakır programı denk geldi. Ziyaret enteresandı, Cumhurbaşkanı, 'Biji Serok Erdoğan’ sloganlarına muhatap oldu. Bu sloganın orijinali ‘Biji serok Apo’ olsa ve terörist başı için kullanılsa da dönem dönem ABD başkanları da bölgede bu sloganla desteklenmişti. Mesele Kobani’ye karayoluyla geçişlerine izin verilen Peşmergeler Urfa da ‘Biji Serok Obama’ sloganlarıyla karşılanmış bu şekilde Obama’ya teşekkür edilmişti.

2016’da da Van’da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu bu slogana muhatap olmuş ve hatta bu slogandan mutluluk duyduğunu da belirtmişti. Bugün Cumhur İttifakı’nın ortağı durumundaki MHP Lideri Bahçeli ise o gün muhalif olarak, daha sonra ise iktidar destekçisi olarak Sayın Davutoğlu’nu “Serok Ahmet” diyerek eleştirmişti. Davutoğlu’nun siyasi pozisyonu ise Bahceli’nin eleştirileri için iki durumda da uygundu. 

Her ne kadar Erdoğan aynı slogana Davutoğlu gibi bir beğenme karşılığı vermemiş olsa da aksi bir tepki de göstermedi. 

Erdoğan aynı ziyaret sırasında Diyarbakırlılara HDP’yi de şikâyet etmeyi unutmadı. Çözüm sürecini her türlü riski alarak başlattıklarını ama HDP’nin bu süreci provoke ettiğini ve sonunda da yıktığını söyledi. 

Yani Erdoğan süreci değil sürecin muhataplarını suçladı. Bu cümlenin altını biraz eşelediğinizde sürecin başka muhataplarla yinelenmesinin mümkün olduğu sonucuna kolaylıkla varılabilir.  

Bu arada Ankara kulislerinde de HDP’den ayrılan ve ayrılırken de HDP’nin Türkiye Partisi olamadığı eleştirisini getiren Ayhan Bilgen’in parti kurmasının an meselesi olduğu konuşuluyor. 

Ak Parti böyle bir inisiyatifle ve kendi partisine oy veren bölge insanıyla yeni bir çözüm sürecine adım atabilir mi bunu zaman gösterecek. 

Ancak böyle bir hamle hem sürecin yeni muhataplarının MHP’yi kabullenmeyeceği hem de MHP’nin böyle bir hamleyi kabullenmeyeceği gerçeğini değiştirmez.

Peki ya önceki yazımda bahsettiğim olası Bahçeli hamlesi konusunda benimle aynı fikirde olan fakat uygulayıcı olmayan normal insanlar dışında başka birileri de varsa ve başka birileri karar verme ve uygulama makamındalarsa? 

O zaman bu bir restleşme ya da resti görme hamlesi olarak değerlendirilebilir mi? Belki de öyle değildir, yani aslında Devlet Bey’den gelecek bozucu bir hamleden dolayı değil anketlerden dolayı böyle bir hamle söz konusu olabilecektir. 

Anketlere göre AK parti hala birinci parti ama Cumhur İttifakı’nın en azından Meclis çoğunluğunu kaybetme ihtimali çok yüksek görünüyor. Yüzde 51, anketlere göre Erdoğan için bile sıkıntılı. 

Bu matematik hala Türkiye’nin en büyük partisiyken, seçimi kaybetme riskini almayı fazlasıyla riskli bir tercih olarak gösteriyor. Aksi durumda ise MHP ile ayrılacak yol direk erken seçime çıkıyor.

Millet İttifakı’nın “beş benzemezleri” bile şu an ortak bir hedef doğrultusunda daha sağlam görünüyorlar.

Bakalım ilk somut adım kimden gelecek? 
Ya da 2023’e kadar herkes kulağının üstüne mi yatacak?

telif

Makale Yorumları

  • İlbey Gündüz 13-07-2021 10:59

    Kovalisyon hükümetlerin zararını çok gördük. Kovalisyon hükümet, ülkenin batışı - gerileyişi olur.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar