Adı,
Zübeyde...
Beşiktaş Akaretler’de…
“Ha bugün, ha yarın taşınırım” diye,
Diken üstünde oturan...
Biricik oğlunu bekleyen,
Cefakâr,
Fedakâr,
Çile dolu bir kadın...
Kim bu kadın?
Neyi,
Kimi bekliyor taşınmak için?
İşte merak edeceğiniz,
Bu kadın...
O günlerde,
Genç bir subayın...
Vatan uğruna
Bayrak uğruna
Bağımsızlık uğruna...
Osmanlı damadı,
Olmayı reddeden...
Şu an,
Kıymetini bilemediğimiz,
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran...
Sarışın,
Çakmak çakmak mavi gözlü...
Mustafa Kemal Atatürk’ün,
ANNESİ...
Mustafa Kemal,
Genç Cumhuriyeti,
ilmik ilmik,
Gece gündüz örmeye çalışırken...
Annesi,
Zübeyde Hanımı da,
Akaretler’de
O günün milli kahramanlarına emanet etmişti...
Onlar da,
Korumuştu...
Artık...
Mustafa Kemal de,
Mustafa Kemal ATATÜRK olmuştu...
Ülkede ilk kurulan,
Üç büyük kulübü ziyaret ettikten sonra...
Demişti ki!
Keşke her kulübümüzde,
Fenerbahçe’de olan,
Vatanseverlerimiz olsa…
Galatasaray’da olan,
Yabancı dil bilen aydınlarımız olsa…
Beşiktaş’ta,
Annemi koruyan,
Bana Şişli’deki,
Çalışma evini tahsis edip,
Vatanı kurma, kollama projelerini sağlayan,
Milli istihbaratçılarımız olsa...
Şimdi...
Hakeminden
Teknik direktöründen
Futbolcusundan
Taraftarına kadar ...
Yazılana
Çizilene
Konuşana...
Şöööyle bir bakıyorum,
Şampiyonun belli olduğu bu geceye...
Yani,
Beşiktaş’ın hak ettiği şampiyonluğa...
Yalan,
Yanlış,
Yandaş,
Sloganlar...
İftiralar...
Hakaretler...
Tamam...
Şampiyon Beşiktaş...
Eyvallah...
Ammaa!
Asıl şampiyon…
Size bu ülkeyi,
Bağımsızlığı,
Hediye eden,
Mustafa Kemal Atatürk’tür...
Ayıptır söylemesi,
Zaten ATATÜRK de BEŞİKTAŞLI’dır…
Yorum Yazın