Yıllar, üzerimizden buldozer gibi geçerken darbenin hemen arkası, ülke yeni yeni kendine gelmeye çalışıyor. Özal, hükümetinin sözde yenilikleri, yeni bir dünyayı keşfetmek gibi sunuluyor. Amerika’ya boyun eğmeyen ve ondan kötüsü olmayan Ecevit döneminin benzin, şeker, un, yağ, tüp kuyruklarının uzun uzun olduğu dönemler.
Özelleşen ilk televizyon Magic Box, iki radyo kanalı hâkim biri, Polis Radyosu diğerleri, Sezer Cumhur Önal’ın, İstanbul Radyosundan, Latin Dünyası ve İzzet Öz’ün programları. Gündüz kuşağı ise adam gibi TRT izliyoruz, bayılıyorum, Dallas gibi dizilerden sıkılmışım, Ankara’yı, Ankara’dan canlı yapılan yayınları, dört gözle bekliyorum. Bu anlamda burada yeri gelmişken değerli, Bozkurt Kuruç’u saygıyla anıyorum. “Ferhunde Hanımlar” gözbebeğim. Okumak için çok isteyip de, yurt yüzünden gidemediğim Ankara, onlarla evimde.
Mahallede, çocukluğumuzdan beri İstanbul’un en önemli sinemalarının yer aldığı yerde, sadece yazlık, bahçe sineması olarak var olan sinema salonlarından biri Sayanora Sineması ilk alışveriş merkezi, yani o zamanın çarşısı oluyor. İçim sızlıyor ama diyorlar ki sinema artık bitiyor! Sinema evinizde!
Alacaksınız ya da kiralayacaksın, Beta ya da VHS kaset, sinema evinde!
Nasıl, SİNEMA SİNEMA SALONUNDA izlenir! Nereden bilelim, o güzelim ahşap sandalyelerde yazın renkli ampuller ile şimdilerde OTOPARK’a dönüştürülen, İstanbul’un hem yazlık, hem kışlık, güzide sinema salonlarından İSTANBUL SİNEMASI’nın ardından gözbebeğimiz, çoğu zaman uzun kuyruklar boyu beklediğimiz, İstiklal’de EMEK Sinemasının başına gelebilecekleri! Biz, hiç kötü düşünmedik ki!
SEZEN AKSU VE MADONNA
İşte o Köprülü Çarşısının içinde, hemen önde yer alan ve hem müzik kaseti, hem film kaseti satan dükkândan bir ses yükseliyor. Günlerdir beklediğim, Sezen Aksu albümü..Kısacık saçları, geriye doğru taranmış, pembe ruju, neredeyse sıfır makyaj ve inci küpeleri, ufka bakıyor.
Albümün adı “GİT” içinde, bugün dahi bana göre, Sezen Aksu’nun en iyi albümlerinden biri. O minik serçenin, Albatrosa transfer olduğu zaman.
İçinde kimler mi var? Deli, denilen Aysel Gürel, Ermeni denilen, Onno Tunç karması eserler.
1-Değer mi? 2-Git 3-Beni Unutma 4-Kolay Değil 5-Ünzile 6-Sonbahar 7-Ali 8-Ah Mazi 9-Yalnızca Sitem.
Bugün dinlesem ki bazı şarkıları özel anlara saklarım, aynı duyguya beni taşır, çünkü sanat var içinde. Âşık olup da, Sezen dinlememiş biri var mıdır?
Ozan kişi, yazdığı ve aldığı sözler ile herkese dokunmuş ve ömrü uzun olsun, bir gün göçüp gittiğinde, ona kötü söz söyleyenlerin bir gün utanacağı bir insan, değerdir.
DÜNYADA MÜZİK
Aynı yıl, Madonna, True Blue, albümü içinde yer alan “Papa Don’t Preach” şarkısı olay oluyor. O dönem birbiri ile yarışan Cindy Lauper ile yarışını bitiren ve Madonna’nın yolunu açan albüm!
Ortaçağ zihniyetinde, kadın sesini günah sayan, kadınları cadı diye yargılayan İtalya’da, koyu dindar Katolik’ler için bir söz hakkı doğmuştu, ülke çalkalanmaya yüz tutmuştu. Sözleri ise şöyleydi:
Papa I know you're going to be upset
Baba biliyorum, sen üzüleceksin
'Cause I was always your little girl
Çünkü daima senin küçük kızındım
But you should know by now
Fakat şimdi biliyorsun
I'm not a baby
Ben bebek değilim
You always taught me right from wrong
Yanlışı ve doğruyu her zaman sen bana öğrettin
I need your help, daddy please be strong
Yardımına ihtiyacım var, baba lütfen güçlü ol
I may be young at heart
Kalbim genç olabilir
But I know what I'm saying
Ama ben ne söylediğimi biliyorum
The one you warned me all about
Beni hakkında uyardığın kişi
The one you said I could do without
Onsuz olabileceğimi söylediğin kişi
We're in an awful mess, and I don't mean maybe – please
Berbat bir karmaşa içindeyiz, ve belki demek istemiyorum - lütfen
Papa don't preach, I'm in trouble deep
Baba vaaz verme, derin sıkıntıdayım
Papa don't preach, I've been losing sleep
Baba vaaz verme, uykularım kaçıyor
But I made up my mind, I'm keeping my baby, oh
Ama kararımı verdim, bebeğimi aldırmayacağım, oh…
I'm gonna keep my baby, mmm...
Bebeğimi aldırmayacağım, mmm
He says that he's going to marry me
O bana evleneceğimizi söylüyor
We can raise a little family
Biz küçük bir aile olabiliriz
Maybe we'll be all right
Belki işler yolunda gider
It's a sacrifice
Bu bir fedekarlıktır
But my friends keep telling me to give it up
Ama arkadaşlarım bana vazgeçmemi söylüyorlar
Saying I'm too young, I ought to live it up
Çok genç olduğumu, hayatı yaşamamı söylüyorlar
What I need right now is some good advice, please
Şimdi iyi bir nasihate ihtiyacım var, lütfen
Papa don't preach, I'm in trouble deep
Baba vaaz verme, derin sıkıntıdayım
Papa don't preach, I've been losing sleep
Baba vaaz verme, uykularım kaçıyor
But I made up my mind, I'm keeping my baby, oh
Ama kararımı verdim, bebeğimi aldırmayacağım, oh…
I'm gonna keep my baby, mmm...
Bebeğimi aldırmayacağım, mmm
Daddy, daddy if you could only see
Babacığım, babacığım keşke görebilseydin
Just how good he's been treating me
Onun bana ne kadar iyi davrandığını
You'd give us your blessing right now
O zaman bize onayını verirdin
'Cause we are in love, we are in love, so please
Çünkü biz aşığız, aşığız, bu yüzden lütfen
Papa don't preach, I'm in trouble deep
Baba vaaz verme, derin sıkıntıdayım
Papa don't preach, I've been losing sleep
Baba vaaz verme, uykularım kaçıyor
But I made up my mind, I'm keeping my baby, oh
Ama kararımı verdim, bebeğimi aldırmayacağım, oh…
I'm gonna keep my baby, mmm...
Bebeğimi aldırmayacağım, mmm
Papa don't preach, I'm in trouble deep
Baba vaaz verme, derin sıkıntıdayım
Papa don't preach, I've been losing sleep
Baba vaaz verme, uykularım kaçıyor
Papa don't preach, I'm in trouble deep
Baba vaaz verme, derin sıkıntıdayım
Papa don't preach, I've been losing sleep
Baba vaaz verme, uykularım kaçıyor
I'm gonna keep my baby, oh
bebeğimi aldırmayacağım
Papa don't preach,
Baba vaaz verme
stop loving me daddy
beni sevmeyi bırak baba
I know, I'm keeping my baby
Biliyorum, bebeğimi aldırmayacağım
Aynı yıl, bizde Aysel Gürel ise deli ya!
Köyde, henüz çocuk yaşında evlendirilecek kız çocuğunu, sergileyeceği bir tiyatro oyunun turnesinde iken görür ve ÜNZİLE’yi yazar. Yani bizde ergenliğe geçişte çocuk, İtalya ‘da birey olmuş ama evlilik dışı bebek sahibi olacağı için infaz edilen, taşlanan bir VURUN KAHPEYE vardır.
Vaaz vermeyi bırakın!
Hayatı, insanı, sevin…
Aç olanı, yoksunu görün!
Demokrat bir ülkede, kimse, kimsenin ahlak bekçisi değil, herkes kendi sorumluluğunu taşımaktadır. Kimin neyi, nasıl giyip giymeyeceğine. Kimin neyi, sevip sevmeyeceğine otorite değil, kendi karar verir.
Bu doğuştan bir haktır. Bazen sustuğu noktada aydın kişi devreye girer.
Hep söylüyorum, herkes ezberleyene kadar da tekrar edeceğim.
RIFAT ILGAZ, AYDIN MISIN? ŞİİRİ!
Şiiri, çünkü bugün güya demokrat, güya aydın, güya bilmem ne!
Ama değil.
Herkes önce birbirine, hele hele sanatçı, üreten ve aydın kişiye, saygı duymayı öğrenecek!
Öğrenecek ki medeniyet gelişebilsin!
Dolayısı ile asırlık, Floransa’da, Roma’da, tarihi mekânlar o gün ki gibi duruyor.
Bizde duruyor mu? Elbette hayır, çünkü biz, mağara devrinden beri evrimleşemediğimiz için ancak bir ışık gördüğümüzde, ilk çağlara dönüp, sinyali ilk insan ve bir kuru incir yaprağı üzerinden dönmeye, kurmaya ve kim aksini yani doğruyu söylerse, taşlamaya, yok etmeye direnç gösteriyoruz.
Direncinizi lütfen önce önyargısız koşulsuz severek bakın.
İnsan kalın, insan sevin.
Bu dünya kimseye kalmayacak!
Ve bir SEZEN AKSU bir daha gelmeyecek.
Komşunun Haris Alexiou’ nun bile kucakladığı, çünkü müzik evrenseldir.
“HERŞEYİ YAK!” şarkısı sadece, şarkıda kalsın!
Yanan yürekse sadece sevgide kalsın!
Sözleri Sezen Aksun müziği, Thanou Mikroutsikou’a ait GÜLÜMSE albümünün eseridir.
Gülümseyelim lütfen gülümseyelim ki, dünya gülümsesin!
GÜLÜMSE
Yorum Yazın