Emel Seçen

Emel Seçen


Güneşin sarısı denizin mavisi halkın Fenerbahçesi

Güneşin sarısı denizin mavisi halkın Fenerbahçesi

Güneşin sarısı,

Denizin mavisi,

İşte zaferin rengi.

BÜYÜKSÜN FENERBAHÇE...

'Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya  mahkumdur.' Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

İlk defa yüzüncü yılımızı devirdiğimiz ve yüz bire, taytay ayağındayken, Abdullah Oğuz'dan, öyle bir film seçkisi çıkıyor ki.

Hem film, hem belgesel ama en çok, gerçek bir tarih.

Öyle sadece yapmış olmak ya da ben yaptım oldu, zihniyetinin dışında gerçekçi bir film ortaya konulmuş.

Bu anlamda yeniden yönetmen ve diğer iki kişi ile senaryoya katkıda bulunan, Abdullah Oğuz'u kutlarım.

Ve tabii geniş ve seçkin kadroyu.Yüreği ile katkıda bulunmuş olan herkesi. Çünkü ne kadar iyi ve doğru şekilde anlatırsak, tarihimizi o kadar doğru şekilde yol alabiliriz.

Bir Fenerbahçe taraftarı olarak, tarihi film içinde tarihi bir rolü oynamak, sanırım ben izleyici iken onurlanırken; çekimler boyunca Nejat İşler, kim bilir ne büyük heyecan duymuştur.

Kurtuluş Savaşımızın önemli taşlarından, kendi iç tüzüğünde 'Kuruluş Amacı'olarak yazan  tek spor kulubü, Kuruluş Amacının 3.maddesinde şöyle der: Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün, gösterdiği hedef ve ilkeler doğrultusunda" Fenerbahçe Spor Kulubünün, adete " Burası, Kadıköy buradan çıkış yok" mottosunun anlamının altında yatan olguyu tam olarak açıyor olması, filmin sadece herhangi bir toplumda ve sadece futbol kulüpleri arasındaki müsabakaları kapsamadığının altinı çizmiş olması açısından da son derece kıymetlidir.

Fenerbahçe, Kurtuluş Savaşımızda, hem sshada hem saha dışında savaşmış,.

Giderken de işgal kuvvetlerinin ellerine, tarih boyu unutamayacakları dersi vermiştir.

Neden futbol takımı oyuncularından birini adı, Dardanel'dir. Yani burasi, geçilmez.

İşte yönetmen Abdullah Oğuz, tam da bu noktadan merkez alarak filmi anlatmaya çalışmış.

Yani ha, 'Burası Kadıköy, buradan çıkış yok!' demişsiniz, ha, 'Çanakkale geçilmez!'

Öz, bir. Hedef, bir. İlkeler, bir.

ŞİİR AŞK VE İSTİKLÂL

Vatan sevgisi, bir aşktır. Kutsal bir yolla ama dünyada eşi benzeri görülmemiş bir müdahele ile kazanılmış bir zaferin, mimarlarına saygı duymak, anılarını yaşatmakta, yaşama karşı bir aşktır. Aynı zamanda, bu ülkenin vatandaşları olarak her birimizin, bulunduğu ve serpildiği alan üzerinden bir sorumluluğudur.

Fenerbahçe Spor Kulübünün şanlı tarihi, Anadolu'dan başka çıkış yolu kalmamış ve ulusun kurtuluşu için Samsun'a çıkış. Ardından milli mücadeleninin kaleleri peş peşe kongreler sonrası, büyük zafer için elbette mühimmat gerekmekteydi.

Atatürk'ün yine dehası ile bu başta, Fenerbahçe Spor Kulubü, üzerinden gerçekleşmiştir. İçlerinde bulunan ve aynı zamanda takımın kaptanı olan Galip.Kulaksızoğlu, dahil olmak üzere (1907-1924) milli mücadelede, yanan her cepheye,  koşanlar gibi savaştan ya ölü ya fiziken ve eksik dönebilmiş olan şanslı kişilerdendir. Kaptan Galip ve onun yolunu gözleyen Peyker gibi.

Düğün sahnesine kadar ilk bir saat ağir geçiyor gelebilir ama koskoca bir yüzyıl ve bu yüzyıla ait, üstelik dünyada eşi benzeri görülmemiş bir mücadelenin haritasından bahsediyoruz. Dolayısı ile bu çağdan, hele hele hızlı ve hızla tüketilen; vefanın, vicdanın, tarihi, insanı, değerlerin tamamen yok sayıldığı bir zaman diliminde son derece önemlidir.

Yönetmen Oğuz; kurgusal olarak iki kadın karakter kullanmış, biri gayri müslim ve düşman tarafında, diğeri ise kaptan Galip'in, yavuklusu Peyker.

Bakmayın siz hafızalarınıza makşeden, Aşk-ı Memnu'dan, Peyker'e(Anlamı: Ay yüzlü). Karakteri yaratan, Halit Ziya Uşaklıgil, değil midir? Selâm olsun, Uşaklıgil Ailesine (Atatürk'ün tek eşi Latife Hanımın kuzenidir, Halit Ziya Beyefendi.)

Bakın, gerçek birşeyler ortaya koyduğunuzda, birde böyle cennet bir vatanda, ne çok hazineler bulmak mümkün. Çok zenginiz çok. Tek ve önemli kusurumuz var, kıymet bilmiyoruz.

Ama o kurgu o kadar güzel ki! Peyker'in beyaz eşarbı, tehditlere karşı direnişi, finale doğru adeta bir melek gibi bembeyaz kostumü ile süzülüşü.

Hepsi ince bir dokunuşla, Haluk Levent'in sayesinde, şarkılarda yad ettiğimiz ya da öğrendiğimiz;.başta MİM MİM GRUBU'nun kuruluş hikayesi olmak üzere, Cepheye mühimmat taşıyan, sevkiyatın organizasyonunu gerçekleştiren, ismini Atatürk'ün verdiği Topkapılı Cambaz (Timuçin Esen) yani Demir Bey, Erkekler mi sadece savaş kazanır, deyip yüreğinin yettiği yere kadar yani ölümü enselerinde hisseden kadınlarımızı, başta Halide Edip'i müthis bir şekilde canlandıran (Birce Akalay), Kara Fatma, Nene Hatun, Gördesli Makbule, Asker Saime ve adı bilinmeyen nice "Kahraman Türk Kadını" işte o Peyker'in beyaz tülbentinin arkasında en yalın hali ile durmaktadır. O kadar beyazdırlar. O kadar masum ve bir o kadar hiç bir şey yaşayamamış. Onlara hergün dua etsek, yine de yetmez! Ne yapsak hep eksik kalacaktır!

O yüzden hangi toprakların üzerinde yaşamakta olduğunun ciddi bir sorumluluğu vardır.

Birleşik Krallık İşgal Kuvvetlerinin, aziz topraklarımızı yenilgi ile terk ederken, unutulmaz bir yenilgiyi, savaş boyunca halkın moralini düzelten ve motive edici bir gerçek olarak dimdik durarak, bu asil görevi tek başına üstelenen, büyük Fenerbahçe Spor Kulübünden bir yenilgiyi daha; giderayak General Harrington adına düzenlenen müsabaka sonunda almışlardır.

Tarihe mâl olmuş, değerlerimizi yeniden hatırlamak, geçmişin tozlarından tertemiz, el ele gönül gönüle dünyada yazılan tek destanı anlamamız için ipucu filmlerden birisidir.

Din,dil, ırk ayrımaksızın can ve vatan davasında, İngilizin, Yunan'a yaptığına şahitlik ederken kimilerin bu ülke için ciddi mücadele verdiğini görmek ve hatırlamak önemli. Gelecek mirasçılarımız adına.

Böylelikle her salisesi değerli, Atatürk'ün neden Fenerbahçe Spor Kulübünde uzun süre kaldığı, deniz yolundan yaptığı fizibilite çalışması, derine inmeden ama herkesin anlayabileceği şekilde sunuluyor.

Minnettarız!

Ruhları şad olsun!

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar