GÜZELLİK, her dönem kadının en büyük silahı olarak kabul görmüş!
Hal böyle olunca, 16. yüzyılda Macaristan Kraliçesi Elizabeth Bathory, GÜZEL kalabilmek için hizmetçilerinden başlayarak 16 yaşındaki 650’den fazla genç kızı öldürüp kanını içmiş.
Bir dönem gazetelerin amiral gemisi kabul edilen Hürriyet, S.D.’nin ifadesiyle tenkisatta ilk olarak, en çirkin kadın çalışanından başlamış, işten çıkartmaya...
Yani kadın için, işinin başında olmanın en önemli kriteri olmuş: GÜZELLİK!
Beyazcam da, tezgahtar ya da sokakta gördüğü düşük profilli, GÜZEL kızları canlı yayına çıkartıp, izleyiciyi susan muhabirlerle tanıştırmamış mıydı? -1999 brt-
Holdingler ve özellikle günümüzün muhafazakar iş dünyası, vitrin çalışmasını GÜZEL kadınlarla yapmadı mı?
Muhafazakar işadamları, başı açık GÜZEL ve modern kadından metresi, sınıf atlama aracı olarak görmedi mi?
14. Lui halkın içinden bir güzelle evlenebilmek için, tahtından dininden, sarayın imkanlarından ve gücünden feregat etmedi mi?
Ya da Prens Harry, Meghan Markle için...
Paranoid Şizofreni hastası Marliyn Monroe, en büyük dahi Albert Einstein'dan, dönemin en güçlü lideri ABD Başkanı John F. Kennedy’e kadar ismin gözdesi olmamış mıydı?
Peki, GÜZELLİK denilen bu kavram ne ki, dünya etrafında dönüyor?
Öyle ki, “Güzellik dehadır, kendini ifade etme gereği duymaz” diyecek kadar kafası karışmıştır, Oscar Wilde'ın!
Hiçbirşey eklenemeyen ya da çıkartılamayan, diye bir tanım da yapılmış.
Sonra, dünyanın en ünlü modeli, “İş aldığım ya da dergi kapaklarını süslediğim sürece kendimi güzel kabul ettim. Hastalanıp yataklara düşünce, bunun başkalarının insafına bırakılmış aciz bir tanım olduğunu gördüm” demiş!
Bu arada, Japon GÜZELLİK kavramını toplumsal davranış örüntüsünde aramış.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra, zora düşen devlet, “Benim için 6. gün ücretsiz çalışır mısın?” dediğinde, toplum hem 6. gün hem 7. gün çalışmayı, GÜZEL bulmuş!
Sözü, GÜZEL bulmuş mesela.
Japon için, sözünü tutamadığında harakiriyle onurunu korumakmış, GÜZEL.
Ya da hiç bir zorunluluğu yok iken, Tokya’dan Van’a gelip, 10 Kasım 2011’de depremzedelere gönüllü yardım ederken ölmeyi, GÜZEL bulmuş, Japon Tıp Doktoru Atsushi Miyazaki!
75 yaşındaki Alman Emma, Türk kiracısının kaçak geçirdiği hediyesini 150 km. uzaklıktaki sınır kapısına götürerek, gümrük vergisini ödemeyi GÜZEL bulmuş!
Peki, bu kadar geniş yelpazede nedir GÜZELLİK?
Yeni Gineli için GÜZEL kadın, koyu siyah tenli, kıvırcık saçlı ve elmacık kemikleri çıkık kadın iken, bir İsveçli için sarı saç, renkli göz, beyaz tendir!
Estetik güzellik toplumdan topluma değişirken, müstemleke ülkelerinde bu kavram da öğretilmiş, dayatılmış!
Söz gelimi, 1930’dan 1950’ye kadar Türkiye’de GÜZELLİK, Germen ırkının elmacık kemiği çıkık, siyah saç ve yeşil göz kriteri ile öne çıkarılmış, Yeşilçam’da Fatma Girik gibi isimler aynı propagandanın izleriyle yıldızlaştırılmış.
CNNTürk’te, hiçbir tecrübesi olmayan E.B. Enis Berberoğlu tarafından televizyona alınmış, sadece sarışın GÜZELİ diye!
Yine de 1970’lerde sektör lideri olan Fatoş bebeklerinin Türkiye’de çocukların zihnindeki Anadolu GÜZELİ kadın kriterini üstlenmesine engel çıkarılmamış.
Türkiye’nin ABD mandası olmasının yollarını açan Menderes sonrasında GÜZELLİK algısının rol modelliğine Amerikalı geçmiş.
Fatoş İnhan, Fatoş bebeklerinin Çin’den ithal edilen ve Amerikalı GÜZELLİK anlayışını sembolize eden sarı saçlı renkli gözlü kadın ile erkek bebeklerle fiyatta yarımaşadığını ve kendisine ABDli P... firmasından gelen iş teklifini (Çin’den aynı bebekleri ithal etme işi) kabul etmek zorunda kalmış.
Bu kez GÜZELLİK, ABD bebekleriymiş!
Kendi GÜZELLİK kavramımızın yerini, yabancının dayatması alınca tüm değer yargılarının da içi boşalmış!
Japon gibi tutkuyla ülkesi için, dünyanın uzak ucundaki mağdur insan için şifa olma hevesi ölmüş mesela.
Alman vatanperver gibi, ülkeye olan borcunu vergiyle ödeme hevesi de kaybolmuş.
Tüm siyasiler ve davalarla birlikte, söz gelimi Çanakkale’de yedi düvele karşı zafer kazanan ecdadımız da...
GÜZELLİK ile birlikte toplumu birleştiren tutkaldan vazgeçmişiz!
Tüm bu toz dumandan sonra, sizi koşulsuz sevenin gözündedir, GÜZELLİK.
Kelimenin tüm anlamlarıyla GÜZELLİK, öncelikle kendimizi sevip, olduğumuz gibi gördükten sonra, her türlü sevgiliyi, tüm senaryolarda sevebilmekten geçer.
Toplumun biçimsel algısı dış etkilerden özgürleşmedikçe, bireyin, ne kendini, ne ülkesini, ne de başkasını gerçek anlamda sevip, gerçek GÜZELLİKLER yaratması mümkün değil!
Yorum Yazın