Faruk Bildirici

Faruk Bildirici


“Hanut” Cezayir gezisinin gazeteciliğe zararı

“Hanut” Cezayir gezisinin gazeteciliğe zararı

Tosyalı Holding’in Cezayir’deki demir çelik fabrikasına övgüler düzülen haberler aynı gün beş gazete ve internet sitesinin ekonomi sayfalarını kaplamıştı.
“Cezayir’den dünyaya Türk çeliği” (Hürriyet), “Afrika’da muhteşem üçlük” (Sabah), “Hataylı Tosyalı dünyayı fethetti” (Milliyet), “7 pasaportla 6 milyar dolarlık yatırım çıktı” (Posta / Akşam) başlıklı haberlerin tümünün içeriği hemen aynıydı. 
Satır aralarını okuyunca bu haberlerin, bir grup gazetecinin şirket tarafından Cezayir’e götürülmelerinin ardından yazılan tanıtım metinleri olduğu anlaşılıyordu. “Hanut gezi”ye giden gazeteciler, Cezayir’deki fabrikayı dolaşmış, Tosyalı Holding Yönetim Kurulu başkanı Fuat Tosyalı ve Tosyalı Algerie’nin ortağı Alp Topçuoğlu’nun anlattıklarını yazmışlardı. 
Aslında böyle bir metni yazmak için Cezayir’e gidip fabrikayı görmeye de gerek yoktu. Nitekim Dünya gazetesinde benzer bilgiler geziye katılmadan, şirketin çalıştığı PR şirketinin notları üzerinden aynı gün “6 Milyar dolara uzandı, büyüme hızıyla Avrupa ikincisi oldu” başlığıyla kaleme alınabilmişti! 

Oysa Fuat Tosyalı, aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu’nun Cumhurbaşkanınca atanmış Yönetim Kurulu üyesi. Cezayir gezisi sonrasında yayımlanan tanıtım metinlerinden iki gün önce 27 Mart’ta BirGün’de İsmail Arı imzasıyla “Boruyu fona döşemiş” başlıklı bir haber yayımlanmıştı. Birçok internet sitesinin de alıntıladığı bu haberde Tosyalı’nın Varlık Fonu’na bağlı BOTAŞ’a 49 milyon 533 bin TL’ye boru sattığı bilgisi veriliyordu. Holdinge bağlı bir şirketin BOTAŞ’tan son altı yılda 1 milyar liralık 13 ihale aldığı belirtiliyordu.  Geçen yıl da bu yönde haberler yayımlanmıştı.
Cezayir’e geziye götürülen gazeteciler Fuat Tosyalı’ya “Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyesi olmanıza rağmen fona bağlı şirketlerden ihale almanız ahlaki mi?” diye sormamış, soramamış. Zaten bütün davetli geziler gösterilenlerle yetiniliyor, anlatılanlarla büyülenip dönülüyor! “Hanut” gezilerin gazeteciliğe verdiği zararı merak edenler bu haberlere bir baksın, yeter…

Berat Albayrak’ın kitabını övme yarışı

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Burası çok önemli” isimli kitabı hakkında yazılanları 11 Mart’tan bu yana izliyorum. Hürriyet’te Ahmet Hakan ve Abdülkadir Selvi dışında yazan olmadı. Yeni Şafak’ta Ali Saydam kitapla ilgili bir yazı kaleme aldı.
Tahmin edileceği gibi Albayrak’ın kitabıyla ilgili haber ve yazı rekoru Sabah’taydı. Tam 12 Sabah yazarı, Albayrak’ın kitabına övgüler düzen yazı kaleme aldı:
Mehmet Barlas: Enerji geleceğimiz şimdi daha sağlam, Dilek Güngör: Berat Albayrak tarihe not düştü, Haşmet Babaoğlu: Su kaynadı kaynayacak, Hıncal Uluç: Işık doğudan yükselir, Hilal Kaplan: Pus dağılırken Burası Çok Önemli, Hülya Güler: Burası neden çok önemli, Mahmut Övür: Burası Çok Önemli, Melih Altınok: Gerçekler zamanla anlaşılır, Mevlüt Tezel: Neden ‘Burası çok önemli’? Salih Tuna: Berat Albayrak’ın günahı neydi? Okan Müderrisoğlu; Albayrak’ın yıktığı ‘şehir efsanesine’ dair, Özlem Doğaner: Burası çok önemli.
Sabah’ta Burhanettin Duran, Engin Ardıç, Erhan Afyoncu, Ferhat Ünlü, H.Basri Yalçın ve Yavuz Donat gibi isimler kitabı henüz yazmadı. İçlerinden yazan olursa onları da ekleriz listeye. 

Yazanın ikinci işi 

Muzaffer Ayhan Kara, gazeteci ama aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden İzdeniz’in Yönetim Kurulu üyesi. İz adlı yerel gazetede İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in üç yılını anlatan bir yazı dizisi hazırladı.
Bir okurun uyarısı üzerine haberdar oldum bu diziden. Belediye ile ilişkisinin etik açıdan sorun yaratacağını hatırlattım kendisine. Böyle bir yazı yazmaması ya da yazıyorsa aynı zamanda “İzdeniz Yönetim Kurulu üyesi” olduğunu okura bildirmesi gerektiği düşüncemi aktardım. 
Haklı buldu eleştirimi. Gazetenin talebi üzerine diziyi hazırladığını, ücret de almadığını belirtti. Dizinin sonuna İzdeniz Yönetim Kurulu olduğu bilgisi eklendi. Keşke her bölümün altına bilgi notu konulsaydı. Okurlar diziyi, yazanın belediye şirketindeki pozisyonunu bilerek okumuş olacaklardı. İkinci işi olan her yazar, yazısının altına böyle not koymalı.

Tek cümleyle 

  • “5’li çete diyene hapis cezası geliyor” haberlerinin doğru olmadığı, sonradan geri çekilen önerinin sadece finansal şirketleri kapsadığı Çiğdem Toker’in Sözcü’deki yazısıyla anlaşıldı.
  • Türkiye gazetesinde 28 Mart’ta “Terör örgütü, Kerkük’ün sokaklarında” altyazısıyla yayımlanan fotoğraf, 16 ve 17 Ekim 2017’de ensonhaber.com sitesinde yayımlanmıştı. 
  • Sözcü, yaşamını yitiren ünlü baterist Taylor Hawkins’i “davulcu” diye yazdı. (28 Mart)
  • Cumhuriyet’in “Kobani davası: Yüzbinleri tarlada beklettik” haberinde başlıktaki bu sözlerin Ahmet Türk’e ait olduğu yazılmamıştı. (29 Mart) 
  • Sabah internette Teknokulis sayfasında “Jüpiter’in uydusu Europa’da yaşam olabilir mi?” haberi 2019 yılında NTV ve NASA’nın sitesinde yayımlanmıştı.
  • Yeniçağ’ın internet sayfasında “Mahra”dan kahreden haber! Köpekten kaçarken kamyonun altında kalmıştı” haberinde küçük kızın kanlı fotoğraflarına yer verilmesi yanlıştı. 
  • Yaygın medya, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in Ukrayna-Rusya görüşmeleri öncesindeki törene, Bilal Erdoğan’ın da Özbekistan gezisine katılmasını görmezden geldi.
  • Bu kez de İHA, Siirt’teki bir dolandırıcılık olayını gerçek sanıp “Ünlü ressam Pablo Picasso’nun tablosu bulundu” haberi yaptı. 
  • Hürriyet ve Akşam gazeteleri bir haberleşme sistemi olan Navtex’te yayımlanan “Seyir duyurusu”nu “Navtex ilan edildi” diye haber yaptı. 
  • Sabah’ın “İddiaların odağındaki isim o mu?” haberinde suçladığı CHP’li Ünal Çeviköz, bir gün önce Türkiye’den Fuat Uğur’un sorusunu yanıtlamış, iddiayı yalanlamıştı. 


ELEŞTİRİ, ŞİKAYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: [email protected]
 


 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar