Devamlı halkla iç içe ve halkı gözlemleyen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki artık, "küçükleri sevmek, büyükleri saymak.." sadece sözde kalan bir bayat laftan ibarettir! "Saygı" kelimesinin yalnızca adı var.. "Sevgi"ninse en makbulü mevkie, makama ve en başta paraya karşı olanı...
Entelektüelleri beğenmeyen cahillerden tutunuz; her iki lafından birinde halkı aşağılayan aydınlara kadar herkese bulaşmış bir hastalık var.. Öyle herkeste, öyle çepeçevre sarmış ki insanları bu hastalık; kurtulmak imkansız gibi!
Masanızı temizleyen bir garsona teşekkür ediyorsunuz; sanki Mars'tan gelmiş, uzaylı diliyle konuşuyormuşsunuz gibi sizi tuhaf tuhaf süzmekle yetiniyor!
Alışveriş yaptığınız bakkala hayırlı işler dinliyorsunuz, oysa istifini hiç bozmadan cep telefonuyla oynamaya devam ediyor..
Yazılarında okuyucusuna ahlak telkin eden bir yazar fırsatını bulduğunda olur-olmaz yerde münasebetsizlik çıkarıyor!
Sahnenin veya beyaz perdenin önemli bir değeri öte tarafta bir kasiyeri aşağılıyor...
Tam aksine başka bir durumda bu defa bir kariyeri, aşağıladığı müşterinin üzerine yürürken görüyoruz!
Diyalog neredeyse kalmamış.. Leb demeden leblebiyi anlamanın devrinin kapandığı yıllardır! En okumuşundan en cahiline hemen herkes, sizden maruzatınızı kendilerine affedersiniz bir zihinsel engelliye anlatırmışçasına anlatmanızı istiyor... Buna rağmen gene anlamayanların mevcudiyeti de cabası!
Dinlemek sadece müzik için kullanılan bir fiil olmuş çoktan... Karşısındakini dinlemek mi? Hak getire!.. Hoş getirse ne bulacak ya...
Sokakta amerikan futbolu oynar gibi yürüyen; ayakkabılarınızı çiğneyen, omuzlarınıza çarpanlar gırla...
Buna müvazi olarak affedersiniz yahut pardon diyenler, bugün Marmara denizindeki lüfer kadarlar!
Cehalet çukurunda debeleneninden münevverlik zirvesinden hayatı seyredenine; herkeste aynı bulaşıcı hastalık..
Ne mi bu hastalığın adı?
- Hödüklük!
"Vah vah.. Demek ülke olarak bu hastalığa yakalandık!" diyerek hayıflanmayınız...
Nereden çıkardınız bizim ülkemizden bahsettiğimi?! Bizim ülkede böyle kabalıklar, rezillikler olur mu?! Biz uçmakla meşgulüz.. Hödükistan'dan bahsettim, Hödükistan'dan!...
❤❤❤
Hödükistan'da hödükleşmeden yaşamaya çalışmak adeta her gün verdiğimiz bir mücadeleye dönüştü. Yine harika bir yazı olmuş. Kalemine sağlık sevgili Erdem Beliğ Zaman.