Yasemin Mıstıkoğlu

Yasemin Mıstıkoğlu


“İklim Krizi” İktidar yanlısı mı? Yoksa muhalefet mi?

“İklim Krizi” İktidar yanlısı mı? Yoksa muhalefet mi?

Bundan üç beş yıl önce sadece ülkemizde değil tüm dünyada, İklim Krizinin varlığından çok da haberdar değildik,  haber değeri yoktu bu konuların. “Mevsimler artık eskisi gibi değil” yorumları sıklıkla duyulan ama endişe yaratmayan bir yorumdu. Ta ki bu değişiklik kelimesinin yerini kriz alana dek.

İklim krizini inkar edenler hala var elbette ancak son yapılan araştırmalardan birinde ( İklim Haber ve KONDA- Türkiye’de  İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı) bu oran artık sadece % 7. Diğer yıllara göre oldukça farklı çıkan bir rakam bu. Ve bu rakamı;  Ülkemizde iklim krizinin varlığından şüphe etmeyen ve oldukça endişeli bir topluluğunun olduğunu söyleyerek yorumlamak, hiç de yanlış olmayacaktır.

Diğer yıllara göre farklı çıkan bir diğer sonuç da; İklim Değişikliği meselesine İktidar ve muhalif seçmenin bakış açılarının farklılığı oldu. Yani ülke sınırları dışına çıkan artık bütün dünyanın meselesi olan İklim Değişikliği, bizim ülkemizde siyasi görüşlerle yorumlanıyor. Bu konu elbette siyasilerin kararları ve uygulamaları ile çözülecek ama SİYASET ÜSTÜ bakış açısı ile. Yani bu konuda sorunların tek çözümü vardır. Örneğin sera gazlarının artması sorununu A partisi farklı bir yolla B partisi farklı bir yolla çözemez ya da ormansızlaşma konusunun çözümü tektir veya kömürsüzleşme konusunun. Farklı partilerin ekonomi platformunda farklı çözümleri olabilir ancak bu konuda olamaz.

Şöyle ki;

Önce küçük bir hatırlatma; İklim Krizinin çözümüne yönelik çalışmalar yapmak için ülkeler çeşitli zamanlarda çeşitli yerlerde bir araya geliyor 1950 yılından beri. 2015 yılında yapılan ve en somut adımların atıldığı ileri sürülen Paris’teki toplantıda da, 192 ülke iklim krizinin çözümüne yönelik bazı sözler vererek Paris İklim Anlaşmasını imzalıyor. Anlaşma 2016 da yürürlüğe giriyor. Türkiye de katılıyor bu toplantıya hatta orada ülkemiz adına bazı taahhütlerde bulunuluyor ancak bu sözler bir türlü uygulamaya geçirilmiyor. Çünkü bu taahhütlerin uygulanabilmesi için TBMM’nin onayı gerekiyor. Ta ki 2021 Kasım ayına kadar. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında meclis burada çok az rastlanan bir şekilde tüm partilerin oy birliği ile (bunu bir de milletvekili maaş artışlarında görüyoruz) anlaşmayı onaylıyor. Yani henüz bir yıl bile olmadı bu anlaşmanın Türkiye’de onaylanmış olmasına.

İşte yukarıda söz ettiğim İklim Haber ve KONDA tarafından yapılan araştırma çerçevesinde bu konu da gündeme getirilmiş, araştırmaya katılanlara PARİS İKLİM ANLAŞMASI hakkındaki düşünceleri sorulmuş.

SONUÇ:

Muhalefet seçmenleri; Paris İklim Anlaşması’nın meclis onayından geçirilmesini büyük oranda doğru bulmuyor.

 İktidar partisi seçmenleri ise, konu hakkında bilgi sahibi olmasalar bile, TMBB onayından geçtiği için bunun doğru bir adım olduğunu söylüyor.

Benzer bir sonuç geçtiğimiz yıl Türkiye’nin güneyinde yaşanan ORMAN YANGINLARI ile ilgili.

Muhalefet seçmenleri; Yangınların nedeninin yanan orman alanlarının imara açılmak istenmesi olduğunu söylerken,

İktidar partisi seçmenleri; Yangınların nedeni terör faaliyetleri olarak cevaplıyor.

Yangınların iklim kriziyle bağlantılı olduğunu söyleyenlerin oranı sadece %14.

Bu sonuçlar gösteriyor ki; toplumumuzda iklim krizi bilinen, ancak bilimsel yaklaşımla yorumlanmayan bir konu. Büyük oranda siyasi gözlüklerle bakılıyor olaya. Siyasi arenada yaşan kutuplaşmadan İklim Krizi de nasibini alıyor. Oysa kesinlikle siyasi iradenin çözeceği bu konu SİYASET ÜSTÜ bir meseledir. İklim Krizini partisi yoktur. Ne iktidar yanlısı ne de muhalefettir. İklim Krizi sorunları çözülemez ise herhangi bir partiye de ihtiyaç kalmayacaktır zaten. Ve özellikle hem bugünü hem yarını birlikte ele alan, iklim krizine uyumlu ve dirençli sürdürülebilir bir ekonomi anlayışı da, artık lüks değil bir zorunluluk haline gelmiştir ülkemiz ve tüm dünya için.

Bu işin siyasi görüşü yok, olmamalı. Hangi parti bu konuda ne yapıyorsa çok değerli. Farklı çözümü yoktur; kömürlü termik santralden kurtulmanın yada ölen arıların soyunu devam ettirmenin ya da kuruyan göllerin, yok olan sulak alanların. Bu konu SİYASET ÜSTÜ bir meseledir. Ama çözecek olan elbette siyasi mekanizmadır. Karar alıcılar, kural koyuculardır. Bir partinin çalışması diğer partilere de kaynak, referans olmalıdır. Sorunların farklı çözümü yoktur ama daha iyi çözüm şekli ve yolları olabilir. İşte o da bizi yönetmeye talip olanların işi olmalıdır.

Bu aşamada geçtiğimiz günlerde elime ulaşan bir eylem planından söz etmek istiyorum. Olayın gelişimini de paylaşmak istiyorum sizlerle;

Açık Radyo’da yayın yapan İklim Haber programının her hafta farklı konu ve konukları oluyor. Ben de hiç kaçırmadan dinliyorum bu yayınları. İşte o programlardan birine Deva Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu katıldı. Dinledikten sonra yapılan konuşmalar ile ilgili bazı eleştirilerim oldu ve bunu partinin sayfasına girerek geri bildirimde bulundum. Zaten Evrim Hanım konuşmasında sıklıkla tekrarlıyordu “bu konular ile ilgili bir katkınız olursa mutlaka bizimle paylaşın” diye. Ben de hem eleştirilerimi hem de önerilerimi tek tek yazdım ilgili sayfaya.

Yaklaşık 2 hafta önce gelen bir telefon beni hem çok şaşırttı hem de İklim Krizi sorununun çözümü adına çok sevindim. Evrim Hanım yazdıklarımı bir de benden dinlemek istemiş ve bıraktığım numaradan bana ulaşmış. Uzun uzun konuştuk geri bildirimlerimi çok olumlu bulduğunu söyleyerek teşekkür ederek, ben de bu konuda yapılacak her türlü çalışmaya destek olacağımı söyleyerek kapattık telefonları. Hemen ardından benimle partinin İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE yönelik eylem planını paylaştı.

Eylem Planının adı; Yaşanabilir Bir Türkiye İçin Çevre ve İklim Değişikliği Eylem Planı

Partilerinin iktidar olması durumunda, iklim değişikliğine uyumlanmak amacıyla yapılacak çalışmalar anlatılmış.  İnsanların yaşam kalitesinin arttırılması, ekonomik dönüşümün sağlanabilmesi ve kamunun bu konuya adapte edilmesi, başlıkları altında  ilk 90 ve 360 günde, kısa ve uzun vadede neler yapılmalı madde madde sıralanmış. 

65 maddenin içinde termik santrallerden, evlerdeki çöp öğütücülerine, sokak hayvanlarından, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına kadar birçok konuya değinilmiş.

En dikkatimi çeken bir kaçını burada sıralamak istiyorum;

  • Tek kullanım plastiklerin yasaklanması ki AB ülkelerinde zaten yasak, geçtiğimiz aylarda da Hindistan’da yasaklandı.
  • Evsel atıkların ayrıştırılması amacıyla her eve atık torbalar verilmesi
  • Doğa ve çevre bilincinin zorunlu ders haline getirilmesi
  • Sokak hayvanları için kısırlaştırma seferberliği
  • Yağmur suyu toplama ve geri kullanım tesisleri
  • Atık ödüllendirme merkezleri
  • İklim özel elçileri atanması
  • İklim kanunu çıkarılması
  • Çevre mahkemeleri kurulması

Bu mesele iktidarın yada muhalefetin meselesi değildir. Sağcının solcunun meselesi hiç değildir. İslamcının laikçinin hiç hiç değildir. Bu mesele herkesin meselesidir. Bu mesele; çocuklarımızın yaşam hakkıdır. Henüz doğmamış torunlarımızın henüz bilmediğimiz yeni hastalıklara yakalanmaması, yeterli su ve gıda bulabilmesidir.

telif


Yasemin Mıstıkoğlu Kimdir?

1992 yılında Anadolu Ajansı’nda başladığı gazetecilik kariyeri, ATV, STAR TV, NTV, KANAL D ve TRT de devam etti. Siyaset muhabirliği uzmanlık alanı. 2012 yılında 2.derece tescilli bir Antakya konağını restore ederek, açtığı ÇİÇEKLİ KONAK adlı butik otel ile Kadın Girişimciler platformunda Sosyal Gİrişimci kimliği ile yer almaya başladı. 2019 yılında buğday konusunda yaptığı araştırmalar neticesinde KARAKTERLİ EKMEKLER markasını yaratarak, butik ekmek üretimi ve ekmek danışmanlığı yapmaya başladı. 2021 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve ayrıca İklim Haberciliği Ağı tarafından verilen eğitimlere katılarak, kariyerine İKLİM GAZETECİLİĞİ uzmanlığını ekledi. Antakya Tv YouTube kanalında iklim krizi ve iklim değişikliği haberleri yapıyor. Eş zamanlı olarak İklim Değişikliği ile ilgili bir okul projesi yürütüyor. Ana sınıfından Lise öğrencilerine kadar geniş bir yaş aralığına, çeşitli okul ve organizasyonlara giderek konunun önemi, sorunları ve çözümleri anlatan söyleşiler yapıyor. ÜYE OLDUĞU DERNEKLER KAGİDER ANKARA GAZETECİLER CEMİYETİ PARLAMENTO MUHABİRLERİ DRN. 3E Ekoloji, Ekonomi, Enerji Araştırma İletişim ve Toplumsal ETki Drn..

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar