Yasemin Mıstıkoğlu

Yasemin Mıstıkoğlu


İnek ve kömür madeni

İnek ve kömür madeni

Bir inek ile bir kömür madeninin ortak yanı nedir? diye sorsam; cevabınız olur mu bilmiyorum ama benim bir cevabım var. Metan Gazı. Renksiz, kokusuz, yanıcı bir gaz olan Metan, büyük baş hayvanların her gün yaptıkları, halk dilinde “yellenme” sonucu ortaya çıkarken, kömür madenlerindeki varlığı da hepimizin mağlumu.  Bitkilerin kömürleşmesi sonucu havasız ortamda bir takım kimyasal tepkimeler sonucu ortaya çıkan bu gaz,  bütün dünyanın gelecek meselesiyken, bizim ülkemizde farklı olarak hem günümüzün hem geleceğin meselesi. İklim Krizinin en büyük sorumlularından olan Metan Gazı, bizim ülkemizde ayrıca onlarca madencinin hayat memat meselesi.

İklim Krizinde sık sık bahsi geçen sera gazlar aslında dünyanın yaşanabilir olması için gerekli olan gazlar. Dünyayı sararlar. Dünyanın ısısının 17-18 derecede tutarlar ki canlılar için yaşanabilir bir sıcaklıktır bu. Daha azı ve daha fazlası dünyamız için sorundur.  Sera gazları olmasaydı dünyanın sıcaklığı eksi derecelerde olur ve tüm canlılar için yaşanmaz bir hal alırdı. Sera gazları birden fazla çeşitten oluşuyor; en çok bildiklerimiz Karbondioksit, Azot ve bugünkü konumuz olan Metan. Ufak tefek birkaç gaz adı daha var ama biz sıradan bireylerin çok da bilmesine gerek yok, onlar artık uzmanları işi.

Bizim bilmemiz gereken, bu sera gazı tabakasının insan eliyle, özellikle de fosil yakıt kullanımı ile kalınlaşması. Fosil yakıt kullanımı ile ortaya çıkan Karbondioksit, Metan gibi kirli gazlar, sera gazlarının içinde olan Karbondioksit, Metan ve diğer gazların da oranını artırıyor. Karbondioksiti biliriz pek çoğumuz ama Metandan pek bir haberimiz olmaz genelde.  Oysa Metanın fazlası karbondioksitten daha da zararlıdır. Bir kg Metanın  salınması, 84 kg karbondioksit emisyonuna eş değerdir. 20 yıllık bir zaman dilimini ele alırsak, metan karbondioksitten 86 kat daha güçlü.

Metan emisyonlarının yüzde 60’ının insan faaliyetlerinden kaynaklandığını biliyoruz. Bakalım hem doğal hem de insan kaynaklı Metan Gazına nerelerde rastlıyoruz?

  • Çöplükler, yani organik maddelerin büyük miktarlarla çürümesinden söz ediyorum.
  • Tarım sektörü, özellikle sulak alanlarda yetiştirilen mahsuller; pirinç gibi.
  • Biyokütlelerin yakılması, başka bir kaynak
  • Çözülen donmuş topraklar; Örneğin, Sibirya’daki birikmiş metan tabakaları çok önemli. Uzmanlar burada 700 milyar ton metan olduğunu, iklim krizi önlenemez ise 2100 yılında donmuş toprakların çözülmesi ile tonlarca metan gazı ile karşı karşıya kalacağımızı öngörüyorlar.
  • Büyükbaş hayvancılık sektörü,
  • Ve ayrıca; kuyulardan, boru hatlarından ve diğer altyapılardan atmosfere sızan Metan Gazları.
  • Yine bakım veya başka nedenlerle kasıtlı olarak salınan gazlar (örneğin petrol çıkarma tesislerinde)
  • Ve ve ve… Dünya genelini ilgilendiren metan kaynakları arasında pek bahsedilmeyen ama ülkemizin hatırı sayılır metan gazı kaynağı Kömür Madenciliği.  Ülkemizdeki kömür ocaklarındaki metan gazı, bizim için hem günümüzün hem de geleceğimizin tehlike unsuru.  Geçen hafta yaşadığımız felaketin ana karakterinin Metan Gazı olması gibi. Olayda, Metan Gazının varlığı tespit edilmiş ama patlama neden olmuş henüz bilinmiyor. Onlarca vatandaşımız hayatını kaybetti. Üstelik ilk de değil bu:

Bilimsel makalelere göre, Türkiye’de 1983-2014 yılları arasında meydana gelen maden kazalarındaki can kayıplarının %63’ü, gaz patlamasından kaynaklanmış.

Atmosferde yüzlerce yıl kalan karbondioksitten daha az ömrü olan ancak atmosferi karbondioksitten 80 kat daha fazla ısıtan bu gazın tespiti çok zor.  İklim Değişikliği Avrupa-Akdeniz Merkezinde araştırmacı ve Küresel Karbon Projesi’nin katılımcılarından olan Dr. Sergio Noce, Metanın, salındıktan sonra bir kere havaya karışınca uzaklaşmaya başladığını ve bu nedenle ölçülmesinin kolay olmayan bir gaz olduğunu söylüyor. İşte geçtiğimiz hafta Bartın’da yaşanan patlama sadece 41 vatandaşımızın hayatına mal olmadı; o patlama ile ortaya salınan metan gazı Ankara’da TBMM kürsüsünde açıklama yapan yetkililerin çocuklarını da etkileyecek. Şu an etkilemiyor gibi gözükse de göğe yükselen o gazlar sınır tanımıyor, tanımayacak maalesef. Her birimizin yaşam alanına girecek.

 

 

Dünyada Metan Gazı meselesine biraz sonra bakalım, kömür madenlerine biraz daha yoğunlaşmak, kömür yataklarında oluşan metan gazlarından söz etmek istiyorum. Yazdıklarımın kaynağı; KÖMÜR MADENCİLİĞİNDE METAN DRENAJININ UYGULANABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI Investigating the Applicability of Methane Drainage in Coal Mining Gökhan AYDIN, Ayhan KESİMAL

Makalede, son yıllarda artan hammadde gereksinimi ve yüzeye yakın madenlerin tüketilmesi, özellikle kömür madenciliğinde daha derinlere inme ve daha fazla ilerleme hızıyla, fazla üretim yapma zorunluluğu sebebiyle, metan emisyon oranında artışlar meydan geldiği belirtiliyor. Metan gelişinin yüksek olduğu bölgelerde ocağı havalandırmak için sadece havalandırma sistemlerinin kullanılmasının yetersiz kaldığı ve tehlikeli çalışma koşullarının oluşmasına neden olduğu da bir güzel anlatılmış.

Üretilen kömürün her bir tonu başına 2,8 m³ ve üzerinde metan gazının serbest kaldığı yine bu makalede yer alıyor. Ve bu makalede çözümün olduğu da anlatılıyor. Anlatılanlardan anlaşılıyor ki; bu patlamalar kader değil. Sadece ama sadece Metan drenajına karar verme ve drenaj sistemini kurmak gerekiyor. 

Bilim adamları dünya genelinde Metan Gazı kaynaklarını gösterirken Kömür Madenlerinden çok söz etmiyorlar. Çünkü bu daha çok bizim gibi halen enerjisini kömürden elde eden ülkelerin sorunu. Küresel Metan Girişimi (GMI) verilerine göre  2021-2022 Küresel Metan Emisyonunu, 16,764.58 MMTCo2e. Bu rakam içinde en düşük metan gazı kaynağı 1,905.74 MMTCo2e ile Kömür Madenleri.  Batı ülkelerinden bir çoğu artık kömür üretmiyor, kömürden çıktı yada çıkış tarihini verdi. Halen kömür madenleri olanlar da çok ciddi önlemler ile çalışıyorlar.

Biz daha kömür madenlerimizdeki metan gazına çözüm bulamazken Bakın insanlar neler yapıyorlar?

Nüfusun 5 milyon civarında olduğu Yeni Zelanda hayvanların çıkardıkları gazları dert etmiş kendisine. Gerçi dert edilmeyecek gibi de değil, Ülkenin  toplam sera gazının yaklaşık %50’sini oluşturuyormuş hayvanların çıkardığı gazlar.  2030 yılına kadar metan gazının %10 azaltılması için çalışmalar yapan Yeni Zelanda, 2025 yılından itibaren hayvanların dışkılama ve geğirme sırasında çıkardığı gazlar için vergilendirilme çalışmaları yapıyor. Çünkü geçtiğimiz yıl yapılan COP 26 toplantısında metan gazlarının azaltılması için ülkeler söz verdiler. Hepsi değil tabi ama Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin de desteklediği bu karar üzerine Küresel Metan Taahhüdü imzalandı. Bu taahhüde ile metan emisyonlarının 2030 kadar 2020’ye oranla en az yüzde 30 azaltılması hedefleniyor.122 ülkenin imzasının olduğu taahhüttün altında  İran ve Rusya gibi büyük metan emisyonuna sebep olan ülkelerin imzası yok. Peki, ülkemizin imzası var mı? Hayır, o da yok.

Ama hiçbir şey de yapmıyor değiliz. Türkiye, 2004 yılında başlatılan çok eski bir inisiyatif olan Küresel Metan Girişimi (GMI) katılımcısı. Bu organizasyon, Uluslararası bir kamu-özel girişimi. Bağlayıcı hedef koyan bir oluşum değil ama,  uygun maliyetli, kısa vadeli metan azaltımı, metanın değerli bir enerji kaynağı olarak geri kazanımı ve kullanımını geliştiren, çok uluslu projeler geliştiren bir oluşum.

İklim değişikliği ile mücadelede Metan Gazı emisyonlarını azaltmak çok önemli. Peki neler yapılabilir?

  • En önemli faktör metan gazını en çok üreten kaynakların neler olduğunu bilebilmek. Çünkü metan emisyonlarını kaynağında azaltabilmek için,  neyin insan kaynaklı ve neyin doğal olduğunu ayırt edebilmek gerektiğini söylüyor uzmanlar. O nedenle hassas gözlemlerin yapılması gerekiyor.  Uydu gözlemlerinin geliştirilmesi ve belirsizliklerin azaltılması, metan gazının azaltılmasında destek olacak en önemli etken.
  • Petrol ve doğalgaz sektörlerinin metan emisyonlarını düşürmeye yönelmek, yapılması gereken bir diğer uygulama
  • Hayvancılık sektöründe yapılacaklar ise biraz daha komplike gözüküyor. Bu sektörün emisyonu düşürme stratejisi, geviş getiren hayvanların farklı beslenmelerini ve tarımsal atıkları bertaraf etme yöntemlerinin değiştirilmesini gerektiriyor. Metan gazını yakalayacak anaerobik (oksijensiz) sindirim yöntemi, uygulanabilecek çözümlerden biri. Bir diğeri ise büyükbaş hayvanlara deniz yosunu yedirmek. Uzmanlar bu yöntem sayesinde hayvanların %82 daha az metan ürettikleri sonucuna varmışlar.
  • Üretim tesislerinin, farkında olmadıkları kaçakların tespit edilip onarılması da çok önemli.

İşte bu son maddedeki durum ile ilgili geçtiğimiz ay sonu iklim camiasını ayağa kaldıran bir olay yaşandı.

St. Petersburg yakınlarından başlayan ve Baltık Denizi altından geçerek Almanya'ya ulaşan 1200 km'lik boru hattının (Kuzey Akım hattı) Danimarka yakınlarındaki bir noktasında boru hattında sızıntılar meydana geldi. Rusya’ nın Ukrayna’yı işgal ettiğinden beri kapalı durumda olan bu hattın içinin gaz dolu ve bu gazın da %90’ının metan olduğu tahmin ediliyor. Çevresel Savunma Fonu’nda (EDF) enerji sorumlusu mühendis Andrew Baxter bu kaçağın nelere mâl olacağını henüz kestiremediklerini, ne kadar metanın atmosfere ulaşmış olduğunu tahmin etmenin zor olduğunu ama atmosfere kaçan metanı tespit etmeye çalıştıklarını açıkladı.

Bu kaçağın insanlık için ne anlama geldiğini uzmanlar henüz kestiremiyorlar ama çalışıyorlar, yaşanabilir bir dünya için. İşte bu aşamada tekrar dönüp ülkeme bakıyorum. Dünya atmosfere kaçan metan gazını bulmaya çalışırken, bizde ihmallerin sorumluları bile bulunamıyor. Hayatını kaybedenler ise fotoğraflarda kalıyor.

telif


Yasemin Mıstıkoğlu Kimdir?

1992 yılında Anadolu Ajansı’nda başladığı gazetecilik kariyeri, ATV, STAR TV, NTV, KANAL D ve TRT de devam etti. Siyaset muhabirliği uzmanlık alanı. 2012 yılında 2.derece tescilli bir Antakya konağını restore ederek, açtığı ÇİÇEKLİ KONAK adlı butik otel ile Kadın Girişimciler platformunda Sosyal Gİrişimci kimliği ile yer almaya başladı. 2019 yılında buğday konusunda yaptığı araştırmalar neticesinde KARAKTERLİ EKMEKLER markasını yaratarak, butik ekmek üretimi ve ekmek danışmanlığı yapmaya başladı. 2021 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve ayrıca İklim Haberciliği Ağı tarafından verilen eğitimlere katılarak, kariyerine İKLİM GAZETECİLİĞİ uzmanlığını ekledi. Antakya Tv YouTube kanalında iklim krizi ve iklim değişikliği haberleri yapıyor. Eş zamanlı olarak İklim Değişikliği ile ilgili bir okul projesi yürütüyor. Ana sınıfından Lise öğrencilerine kadar geniş bir yaş aralığına, çeşitli okul ve organizasyonlara giderek konunun önemi, sorunları ve çözümleri anlatan söyleşiler yapıyor. ÜYE OLDUĞU DERNEKLER KAGİDER ANKARA GAZETECİLER CEMİYETİ PARLAMENTO MUHABİRLERİ DRN. 3E Ekoloji, Ekonomi, Enerji Araştırma İletişim ve Toplumsal ETki Drn..

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar