Cihan Altınöz

Cihan Altınöz


İsraf Düzeni

İsraf Düzeni

Türkiye ekonomisinin kötü yönetildiğini söylemek hiç yanlış olmaz bu bir gerçek. Ulusal gelirin düştüğü, işsizliğin sürekli arttığı, yoksulluğun kader haline getirildiği, insanların ancak yardımlarla yaşama tutunmaya çalıştığı, gelir dağılımının tamamen bozulduğu, kendi parasının döviz ve altın karşısında hızla değersizleştiği bir ülkede ekonominin iyi yönetildiğini söylemek mümkün değildir. Ekonominin iyi yönetildiğini söyleyenler de var, bunlar israf düzeninden beslenen bu düzenin devam etmesini isteyen malum çevreler. Bunları, üç beş maaş alan saray danışmanları, gazetecilikle ilgisi olmayan medya borazanları, adları beşli çeteye çıkmış devletin bütün karlı işlerini yürüten yandaş müteahhit firmaları, yeterli eğitimi ve birikimi olmadığı halde sadece talimatları yerine getirmek üzere kamusal görevlere yerleştirilmiş sözde yönetici takımı olarak sıralayabiliriz. Ama konumuz bu değil. Konumuz israf.

İHALELERDE İSRAF VAR MI?

İsraf konusuna AKP’nin yatırım anlayışından başlayalım.

AKP’nin yatırım anlayışını özetle; arsa rantına ve betona dayalı yatırımlar ile maliyetleri, yapılabilirliği ya da zamanlaması uygun olmayan işletme süreleri ve verilen garantilerle müteahhitleri ihya eden yatırımlar ve bu yatırımların eş ahbap yandaş kayırmacılığı ile dağıtılması olarak tanımlayabiliriz. Bunu biraz açalım.

Kamu ihalelerinde afet, savaş gibi olağanüstü durumlarda başvurulması gerekli olan davet usulü ihale yapılması (21/b)maddesinin, AKP tarafından sıklıkla kullanıldığını biliyoruz. Nedense davetli olarak çağrılanlar aşağı yukarı hep aynı müteahhitler. Bu müteahhitlerle iktidarda bulunan çevrelerin ilişkileri kafalarda hep soru işareti. Yatırım ihalelerini hep davet usulü yaparsanız, hemen her ihaleyi yandaş diye adlandırılan bu müteahhitlere verirseniz, özellikle Yap İşlet Devret ihalelerinde cebimizden bir kuruş çıkmadan yatırım yapıyoruz palavrası atıp çocuklarımızı bile borçlandırırsanız, müteahhidi koruyan garantileri, maliyetleri ticari sır olarak gizlerseniz sorulardan kurtulamazsınız. İhaleler kamunun çıkarı gözetilerek uygun maliyetlerle mi yapılıyor, yoksa yandaş müteahhitlerle çıkar birlikteliği ya da çıkar bölüşümü üzerinden mi yapılıyor? Bir kirli ilişki var mı? Kamunun kaynakları peşkeş mi çekiliyor? Bu sorulardan kurtulamazsınız ve bunlar çok haklı sorular.

GÖNÜL BELEDİYECİLİĞİ

Başka bir israf alanı da belediyeler. Son yerel seçimlerde özellikle önemli büyükşehirlerde iktidar değişikliği oldu. Hepimiz o zaman öğrendik. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları açıklama yaptılar. Daha önce AKP’li belediye başkanlarının yönettiği bu kentlerde yine AKP’lilerin ya da yakınlarının yönetimde olduğu çok sayıda vakıf, dernek vb. örgütlere arsalar, binalar tahsis edilmiş, bazıları mülk olarak hibe edilmiş, büyük parasal destekler yapılmış, belediyelerin kıt kaynakları buralarda heba edilmiş, israf edilmiş. Belediye ihalelerinde de eş dost yandaş kayırmacılığı tam hızla devam etmiş. İhalelerin AKP ile yakınlığı olmayan birine verilmesi ihtimali neredeyse yok gibi. Öte yandan Başkanların açıklamalarından anlaşılıyor, kimi arsaların çok hızlı! değer artışları üzerinden kimileri zengin edilmiş. AKP döneminde belediye çok sayıda araç kiralamış bunların bir bölümü AKP’li il ya da ilçe yönetimlerince uzun sürelerce ve seçimlerde kullanılmış. İstanbul Belediye Başkanı bunları deşifre etti, suç üstü yakalandılar. 

Ne yazık ki karşımıza belediye kaynaklarının da peşkeş çekildiği, israf edildiği bir tablo çıkıyor. 

Buna “Gönül Belediyeciliği” diyemeyiz herhalde.

İTİBARDAN TASARRUF OLMAZ

Bir de “İtibardan Tasarruf Olmaz” konusu var.

Devlette, yönetimin her kademesinde uyulması gerekli tasarruf tedbirleri açıklandı. Devlet dairelerinde günlük gazete alımları yasaklandı. İnsanlara porsiyon küçültme önerileri bile yapıldı. Esnafın kepenk kapattığı, çiftçinin borca battığı, işsizliğin arttığı, yeni iş alanlarının açılmadığı, daha geniş kesimlerin yoksullaştığı, toplumun her kesiminin yaşamında olumsuz etkilendiği bir dönemde, yazlık sarayın mimarının ortaya çıkardığı gerçek çok can sıkıcı, çok can acıtıcı. 

Yoksulluğun azaltılarak ülkede yaşayanların itibarlarının korunması, alınacak doğru tedbirlerle ülke parasının değerinin, itibarının korunması, bağımsızlığını sağlayacak işleyişi kurarak yargının itibarının korunması önceliğimiz olması gerekirken, Cumhurbaşkanının kışlık yazlık sarayları, uçak filoları ile itibarımız olsa ne olur olmasa ne olur. 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar