Aslı Öymen

Aslı Öymen


İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!

Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 

Tüm kadınların ve kadın hakları mücadelesinde yer almış ve yer almaya devam eden tüm kadınları kutluyorum. 

Kadınların hak mücadelesi iki yüz yıldır sürüyor. 

Ve evet kadın haklarında çok büyük ilerlemeler, kazanımlar oldu. Ama kadınlar hala büyük sorunlarla boğuşuyor. Eşit emeğe eşit ücretten tutun, işe alımlardaki adaletsizlik, güvencesiz çalışma, siyasete katılımları, toplumsal cinsiyet gibi birçok sorunlu alan var.

Aile içi şiddet ve kadın cinayetleri, Türkiye’nin en büyük toplumsal meselelerinden biri olmaya devam ediyor. 

Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformunun verilerine göre 2020’de Türkiye’de 300 kadın öldürüldü, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. 

Sırf bu hafta sonunda 3 kadın cinayete kurban gitti. Kadını malı gibi gören koca, eski koca, sevgili, ya da ağabey tarafından katledildi. 

Bu cinayetlere “namus cinayeti” demeyi tercih edenler var. İşin içine namus lafı girince işin rengi değişiyor tabi. Kadını malı gibi gören koca, kendini kadının namusunun da bekçisi olarak görüyor. Cinayetler meşrulaştırılıyor. Katil, hakim karşısında türlü indirimler alıyor.

Bu arada, uluslararası insan hakları sözleşmesi olan, kadınlara yönelik şiddeti önlemek ve bununla mücadele etmek amacıyla yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi ha kaldırıldı ha kaldırılacak. 

Gerçi toplumun her kesiminden yüksek sesli itirazlar yükseliyor. Umarım, sokağın ve sivil toplumun sesine kulak verilir ve -uygulanmak şartıyla- İstanbul Sözleşmesi yerinde kalır. 

Çünkü biliyoruz ki “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”.

OSMANLI İSTANBUL'UNDA KADIN, CUMHURİYET iSTANBUL'UNDA KADIN

Dün Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla İstanbul Büyük Şehir Belediyesi'nin bir toplantısı vardı, ona katıldım.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi Belediye’nin kadın odaklı çalışmaların tanıtımıydı.

Toplantının pazar günü yapılması, ne yalan söyleyeyim, biraz canımı sıkmıştı. Üstelik birkaç saat sonra da televizyon yayınım vardı. İki ayağım bir pabuca girecekti. Zaten denildiği saatte de başlayamazdı, olmazsa erken çıkarım düşünceleriyle yola koyuldum. 
      
Sokağa çıkma yasağı sayesinde 12 dakikada toplantının yapıldığı Haliç Kongre Merkezi'ne vardım. 

Gün güzel bir sürprizle başladı. Aracınızla kapının önüne kadar gidebiliyordunuz. Ki bu her zaman böyle olmaz. Bilemediğiniz bir nedenle aracınızı toplantı salonuna kilometrelerce uzakta bir yerlere park etmek zorunda bırakılırsınız. Hem davet hem eziyet. Oradan yağmurda çamurda yürüyerek toplantı yerine ulaşmanız gerekir. Kadınların arada topuklu ayakkabı giydiklerini de hatırlatırım. 

Yağmur vardı ve fakat zorunlu yürüyüş yoktu. 

Üstelik kapıda yönlendirme yapan personelden tutun, karşılayanlar, yerinize eşlik edenler, herkes güler yüzlüydü. Sabah sabah işlerini severek yapan, telaşsız ve güler yüzlü insanlar topluluğu tarafından karşılanmak! Ben de sabahları daha güler yüzlü olmayı denemeliyim..

Son derece medeni bir ortam, herkesin oturacağı yer belli. Ne itiş var ne kakış.

Yetmezmiş gibi toplantı da tam zamanında başlamaz mı! Tam 12’de. Ekrem İmamoğlu da herkes gibi zamanında gelip yerine oturmuştu. Siyasetçilerin ve “önemli kişilerin” her yere geç gitmesine alışmışız. Bu da günün diğer güzel sürprizi oldu.

Toplantı, İBB’nin hazırladığı “Yerel Eşitlik Eylem Planı”nın ve “Cumhuriyet İstanbul’unda Kadın” ile “Osmanlı İstanbul’unda Kadın” kitaplarının tanıtım toplantısıydı.

Yerel Eşitlik Eylem Planı, İstanbul’da yaşayan kadınların yaşam şartlarının iyileştirilmesi, kadın istihdamının arttırılması, kadınların yoksulluk, bakım yükü ve şiddet karşısında desteklenmesi için yapılması gerekenleri içeren yol haritası. 

Bir anlamda İstanbul şehrinin “kadın politikası”nı oluşturuyor denilebilir.

Plan, İBB yönetimi, çalışanları, kadın mücadelesi yürüten sivil toplum kuruluşları, muhtarların ve meclis üyelerinin katılımıyla oluşturulmuş. Kapsamlı ve çağdaş bir plan. 

İmamoğlu, yaptığı konuşmada kadın istihdamına ve fırsat eşitliğine verdiği önemi belirtti. Göreve geldiğinden beri kadın çalışan sayısının 3 kat arttırıldığını vurguladı. 

Kadınların az sayıda oldukları alanlarda, görünür olmaları gerektiğini söyledi. Örneğin, otobüs şoförü, metro, tramvay operatörü, zabıta, itfaiye memuru gibi görevlerde.. Bunun, toplumdaki kadına bakış açısının değişmesinde etkili olacağını belirtti. 

Keşke Ekrem Bey çocukların ders kitaplarına da bir el atsa da oradaki cinsiyet rollerini bir gözden geçirse diyorum. 

Örneğin -Baba önlüğü takmış, bulaşık yıkıyor, çocuk eve gelmiş, -“Baba annem gelmedi mi?- Hayır kızım nöbeti çıktı bu akşam. Metro hattında bir sorun varmış, halletmeye gitti, sen ellerini yıka yemeğin hazır, kardeşini de yedirdim, altını değiştirdim, uyuyor”)  gibi bir sahne... 

Hayal mi acaba?

Osmanlı İstanbul’unda Kadın ve Cumhuriyet İstanbul’unda Kadın 

İBB’nin bir kuruluşu olan Kültür AŞ’in faaliyetleri arasında İstanbul temalı kitap yayınları dikkat çekiyor.

Bu iki yeni kitap büyük özenle hazırlanmış, değerli yazar ve akademisyenlerin katkılarıyla oluşmuş müthiş bir kaynak niteliği taşıyor. Gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet dönemi İstanbul kadınını birçok açıdan inceleyen ufuk açıcı metinler, araştırmalar ve arşivlerden oluşuyor. 

Herkesin elinin altında olması gereken iki yayın.

Emeği geçen herkesi tebrik ederim. 


telif


Aslı Öymen Kimdir?

Aslı Öymen Ankara’da doğdu. İlkokulu Almanya’da, ortaokul ve liseyi Fransa’da okudu. Strazburg Sosyoloji fakültesinden mezun oldu. İlk işi CENAJANS’ta müşteri temsilciliğiydi. Gazeteciliğe Günaydın Gazetesinde, ekonomi muhabiri olarak başladı. Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programının yapım şirketi olan BİRTV’de, 32.Gün, Çapraz Ateş, 12 Mart Belgeseli, Demirkırat gibi belgesellerde çalıştı. Yapımcılık, yönetmenlik yaptı. Daha sonra 6 yıl süreyle şirketin genel müdürlük görevinde bulundu. 1999’da kendi prodüksiyon şirketini kurdu. Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarına tanıtım, eğitim, belgesel filmleri hazırladı. Birçok uluslararası kongrede basın ve iletişim danışmanlığı yaptı. 2005 yılında Türkiye’de yapılan Uluslararası Mimarlık Kongresinin tüm tanıtım ve iletişim işlerini üstlendi. CNN TÜRK’ten aldığı bir teklifle televizyon dünyasına geçiş yaptı. 12 yıl süreyle CNN TÜRK programlar koordinatörü olarak çalıştı. 2019-2020 tarihleri arasında WOMANTV’de haftada 4 gün Yaşasın Sanat, isimli bir kültür sanat programını, Eylül 2020-2021 tarihleri arasında ise HALKTV’de cumartesi ve pazarları Sanat Yaşam İnsan programını hazırlayıp sundu. 2020 yılından bu yana Muhalif.com.tr ailesine katıldı, haftalık köşe yazıları yazıyor. 2006 yılından bu yana Aydın Doğan Vakfı Genç İletişimciler jüri üyesiyi. Fransızca, Almanca ve İngilizce biliyor. Ata biniyor, kedi, köpek sevgisi biliniyor. Bir çocuk annesi.

Makale Yorumları

  • Seyhan çelebi 11-03-2021 10:47

    Aslı Hn Kitap bilgisi önerisi için teşekkürler

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar