Özlem Algül

Özlem Algül


İstanbul Surları Kenarından Yürüyorum

İstanbul Surları Kenarından Yürüyorum

Nerede kalmıştık?

Kapı filminde bıraktım sizi bir eve dönüş hikayesi; Midyatlı Süryani bir ailenin dramını konu ediyor. Ahşap ustası olan Yakup ile eşi Şemsa, yıllar önce Mardin'den Berlin'e göç eder. Üç çocukları ve torunları ile Berlin'de yaşayan Süryani aile, burada düzenlerini kurup mutlu bir yaşam sürer. ... Yakup ve Şemsa, vakit kaybetmeden Mardin'e giderler. Bu hikayede ki üç nokta‘’…’’ nın içinde bir ömrün, zanaatın, kültürün, toprağa bağlılığın ve beni en çok etkileyen ister müzayede de, ister bir müzede yaşam kokan o kapının kilidini açmak sadece sahibine ait bir zanaatkârın elinden çıkabileceği oldu. Hayat için çıkarıla bilinecek bir ders değil mi ? Hangi kapıdan geçiyorsanız geçin ister buna yaşam deyin anahtarı sadece sizin elinizde. Kapı kelime anlamı dışında da güçlü bir sembol!!!

 

İhtişamlı İstanbul Sur kapıları bugünkü haline baktığında bir boşluk ama medeniyetin sembolü bir taraftan düşmana dur diyen ihtişamı ile bir taraftan da içeriye giren için gücün sembolü.

‘’Eskiden şehir denince, surlar; sur denince de çeşitli isim ve biçimlerde kapılar akla gelirdi. Böylece şehri düşmana karşı korumak kolaylaşırdı. Şehre girip çıkan da bu kapılar vasıtasıyla kontrol edilirdi. Sabah, güneşle açılır, akşam güneş batınca kapanırdı.’’

İstanbul Surları üzerinde yer alan kapılar, dönemin ana yollarının şehir dışına çıkış yolları ile bağlantılıdır. Kapıların her iki yanında burç bulunmaktadır.

Sur kapıları aynı zamanda bulunduğu semtlere adını vermiştir. Bunlardan Top Kapısı ve Edirne Kapısı araç trafiğine kapalı sadece yayalar geçebilir, Sulu Kule Kapısı son gördüğümde civarın inşaat alanına dönmesinden ötürü yaya trafiğine de kapalı, Mevlevihane, Belgrat, Silivri kapıları ile Yedikule kapısı araç trafiğine açıktır. Altın Kapı ise Yedikule Hisarı’na bağlantılı olduğundan zaten geçiş yoktur. Haliç’e yakın olan Eğri Kapı araç trafiğine açıktır. Ayrıca sur duvarları üzerinde kapatılan kimi kapıların izlerini görebilmekteyiz.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul surları da 4 defa inşa edilip yıkılmıştır. Bugünkü şekli MS 408’de İmparator Theodosius tarafından verilmiştir. Kara tarafında, iki sıra sur ve arasında hendekler vardı.  Bu iki surun arası 70 m kadardı. Ayrıca 50 m aralıklarla burçlar yer alırdı. Bu surlar üzerinde 400 kule ve 55 kapı bulunuyordu. Kara tarafında 6800 m, Marmara denizi kenarında 8000 m ve Haliç sahilinde de 5000 m uzanıyordu. Nice güçlü ordular bu surları geçememiş; önlerinde perişan olup dönmüşlerdi. Bugün Marmara ve Haliç surlarının büyük kısmı yıkılmıştır. Kara surlarının yarısından fazlası harap vaziyettedir. Bir kısmı aslına uygun şekilde tamir ettirilmiştir.

 

Anlaşıldığı gibi şehrin siluetini de belirleyen günümüzde şehre baktığımızda yoran bir konuya dikkat çekmek istiyorum surlar ve kapılar şehir planlamanın başlıca örnekleri, eklendikçe bozduğumuz İstanbul kendini korurken bile gücünü gösteren bir kurgunun dünya üzerindeki en güzel örneği olmuş o surlar o kapılar bize kısmet olmuş. Yamacından geçme şansı bulduğunuz o surlara daha dikkatli bakmanız, bir sur kapısından geçtiğinizde de anmanız dileği ile

Sevgiler

telif

Makale Yorumları

  • Melda 19-09-2021 07:23

    Özlem hanım diğer yazılarınızda olduğu gibi bu seferde çoook güzel bilgiler edindik sizden elinize kaleminize sağlık?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar