İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından şehrin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini şekillendirmek üzere hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi için “Nasıl Bir İzmir” panel serisi 8 Kasım akşamı başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Genel Sekreter Ramazan Tezcan, genel sekreter yardımcıları; İZBETON, İZSU ve ESHOT Genel Müdürleri ile daire başkanlarının, iştirak yöneticilerinin, sivil toplum kuruluşlarından temsilcilerin ve çok sayıda akademisyenin de katılımıyla erinin ilk modülü olan “Kent Konuşmaları” İzmir’in 2074 Vizyonu oturumuyla 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü’nde İzQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleşti. Serinin diğer panelleri ise 15 günde bir yapılacak. Kenet Konuşmaları, bir yerde paneller dizisinin altlığını oluşturdu. Mesele, İzmir’in kısa, orta ve uzun vadede 50 yılının planlanması.
AKADEMİSYENLERLE KARAR VERİCİLERİN BİR ARADA OLMASI KIYMETLİ
Paneller dizisinin ilkinden önce İZPA Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu “Vizyon 2074 Nedir?” başlıklı bir sunum yaptı. Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu’nun moderatörlüğünde Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu, Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin ve Prof. Dr. Fikret Adaman'ın konuşmacı olarak yer aldığı panelin kapanış ve değerlendirme bölümünde ise Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay bir konuşma yaptı. Akademisyenlerin ve yerel yönetimin karar vericilerinin bir araya gelmesi kıymetliydi. Çünkü bir yerde akademisyenler, karar vericiler, bürokratlar ve karar verici adayı öğrenciler için bilim üretiyorlar. Karar vericilerin yayınlar üzerinden değil de doğrudan akademisyenleri dinlemesi bu bağlamda önemli. Tabii İZPA’nın buna zemin oluşturması da kıymetli. İZPA’nın aktive olması, giderek İzmir ile diğer Ege kentleri arasında bağ kurması ve çalışma alanını geniş bir sahaya yayması da kıymetli.
İstanbul Büyükşehir ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da çok işlevsellik kazandırdığı ve başarıyla hayata geçirdiği, şimdi İzmir’de önceden genel sekreterlik yapan Dr. Buğra Gökçe’nin başında olduğu İstanbul Planlama Ajansı’ndan(İPA) esinlenilerek yeniden yapılandırılan İZPA’nın da çok başarılı olmaması için bir neden göremiyorum. Çünkü bilimi önceleyen bir yerel yönetimin iradesi var arkasında.
MÜBECCEL HOCAMLA İLGİLİ GÜÇLÜ ÇAĞRIŞIMLAR
Üniversitede, lisans ve yüksek lisansta Türkiye’nin en önde gelen sosyoloğu Prof. Dr. Mübeccel Kıray’ın öğrencisi olmuş ve metot yanında Şehircilik dersi almıştım. Diyebilirim ki Siyasal’da Siyaset ve Yönetim bölümündeydim ve en çok feyz aldığım hocalarım arasında Kıray en önde gelenlerdendi. Bu arada Mahalli İdareler deresini de Prof. Dr. Halil Nadaroğlu’ndan almıştım (Sınıf arkadaşlarımdan İzmirli Birgül Ayman da sonradan artık Yerel Yönetimler denilen alanda akademik alanda çalışmalar yürüttü ve “profesör” unvanı aldı. Hatta 24. dönemde milletvekili ve CHP MYK üyesi de oldu). Bu bahsi şunun için açtım; paneldeki konuşmaları can kulağıyla dinlerken Kıray ve ondan öğrendiklerimizle güçlü çağrışımlar oldu. Kıray’ın önemli çalışmalarından birisi de İzmir üzerineydi. “Örgütleşemeyen Kent: İzmir” ilk olarak 1972’de kitaplaşmıştı da. Hatta panel sonrasında konuşmacılardan Saniye Hoca ile sohbet ederken, kendisinin Kıray’ın öğrencilerinin öğrencisi olduğunu öğrendim. Örneğin, Sema Köksal (Erder) de bizim fakültede Kıray’ın asistanıydı. Kıray, ODTÜ’de 1959-1973 arasında sosyal bilimler alanının örgütlenmesinde ve gelişmesinde çok rol oynayan bir hocadır. Bu notu da düşeyim yeri gelmişken (Kıray’ın İzmir üzerine çalışması eski olsa da onunla ilgili kitabı kentin yerel yönetim zeminindeki karar vericilerin, İZPA yetkililerinin incelemesinde çok yarar görüyorum).
PANELLER SERİSİNİN ARDINDAN OFİS ATÖLYELERİ VE KENT BULUŞMALARI
“Nasıl Bir İzmir?”e dönersek… Panellerin her biri, İzmir’in öncelikli sorunlarına ve geleceğe dair fırsatlarına odaklanacak şekilde planlanmış. Oturumların, İZPA’nın YouTube kanalından erişime açılarak geniş bir izleyici kitlesine de ulaşması ve İzmir’in 2074 vizyonuna dair kurumsal bir hafıza oluşturulması amaçlanıyor. Vizyon 2074, Tarım ve Gıda, Körfez ve Havzalar, Kent için Yapay Zeka ve Verinin Müşterekleştirilmesi, Bölgesel Kalkınma ve Kentsel İnovasyon, Tasarım Kenti ve Kentin Tasarımı, Tek Sağlık ve İzmir’de Birlikte Yaşamak başlıkları üzerinden hazırlanan paneller alanında uzman akademisyenlerin katılımı yanında, katılımcılarla birlikte tartışma ortamı da sunacak.
Kent Konuşmaları ile başlayan “Nasıl Bir İzmir?” paneller serisi Ofis Atölyeleri ile devam edecek. Mart ve Nisan aylarında gerçekleştirilecek Kent Buluşmaları ise çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar, engelliler ve göçmenlerle birlikte kentin sorunlarına ve çözüm yöntemlerine yurttaş katılımı ile bir bakış açısı geliştirmeyi amaçlayan bir etkinlik serisi olacak.
“ÖNÜNDE SONUNDA İYİLER KAZANACAK”
İlk panelin sonunda bir değerlendirme yapan Dr. Tugay da esprili konuşmasına “Bugün burada minik bir devrimin başlangıcı oluyor gibi hissettim” diyerek başlayarak özetle şunları söyledi:
“Teoriden pratiğe geçiş en çok siyasetçi ve kamu yöneticisi olanların sorumluluğu. İZPA gerçekten çok önemli bir adımı atmamızı sağladı. Çok ciddi çalışmalar yapacağız. 5 yıllık bir süre için görev aldık. Ama bıraktığımız iz sadece karbon ayak izimiz olsun istemiyoruz. Bu şehirde çok doğru işlerin yapılması için başlanan sürecin ilk adımları olsun istiyoruz. Şehrimize inanıyoruz. Belediyemize inanıyoruz. İzmir’i gerçekten seven insanlar olarak, Türkiye’yi hatta dünyayı çok seven, insanlığın değerlerine saygı duyan insanlar olarak emeğimizi ortaya koyarak bir şeylerin değişmesini istiyoruz. Mantık çok basit. Şu an 2024 yılındayız, 50 yıl geriye gidelim. O yıllarda bu mantık işliyor olsaydı bugün İzmir acaba nasıl olurdu? Hayat kalitesi, kalkınma sanayi, tarım, doğal ekosistem, eğitim, sağlık, üniversiteler nasıl olurdu? Kesinlikle daha iyi olurdu diyebiliriz. Bir plansızlık olduğu için bugün pek çok sorunu yaşıyoruz. Bunların başımıza geleceğini önceden görebilirdik. Kendi haline bırakmak değil de bir şeyleri kontrol altına alarak yapabilirdik. Bizler önümüzdeki 50 yılı, 2074 yılını göremeyebiliriz ama neticede bugün burada yaptığımız çalışma çok önemli.
Önümüzdeki 4 buçuk yıllık süre içinde bir an önce ortaya koyacağımız eylem planlarının uygulamaya geçmesi, sonuçlarının görülmesi ve bu çalışmaya inanılması için çok çaba göstereceğim. Hocalarımızın yaptıkları saptamalar eksiklerimizin neler olduğunu gösteriyor ve ne yapmamız gerektiği konusunda da epey bir şey söylüyor. Dünyanın gelecekte var olmasının tek bir şartı olduğunu düşünüyorum; iyi insanların dünyaya hakim olması gerekiyor. Bilgili, bilime inanan, ahlaklı, başkalarının hakkına tecavüz etmemeyi öğrenmiş insanların… Bence o insanlar buradalar, bu şehirdeler, bu ülkedeler, çokça varlar. Üzerimize düşen şey çalışmak. Bilgiye, bilime, bilen insanlara inanmak, onlara kulak vermek... Kolektif yararın hiç kimseyi arkada bırakmadan, herkesin ve tüm canlıların iyiliğini düşünerek gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bu olmazsa yaşamın olmayacağını düşünüyorum. İçimizde yaşama içgüdüsü olduğu için önünde sonunda iyiler kazanacak.”
Yorum Yazın