Piri Reis’i hepimiz biliriz. En azından okullarımızda yer alan Türk büyükleri serisinde portresine rast gelmişizdir. Piri Reis’i kısaca anlatırsak asıl adı Muhyiddin Piri bey 1465 yılında Gelibolu’da dünyaya gelmiştir. Amcası ünlü Türk denizci Kemal Reis’ten denizciliği öğrenmiş yanında birçok mücadeleye katılmış daha sonra gemi komutanlığına kadar yükselmiştir. Amcası Kemal Reis şiddetli bir fırtınada gemisinin batması sonucu vefat etmiş Piri Reis kendisini derinden sarsan bu acı olay üzerine doğduğu Gelibolu’ya dönerek bilimsel çalışmalarına başlamıştır.
1513 Yılında çizdiği Dünya haritasıyla özellikle Akdeniz'in önemli adalarını, koylarını, limanlarını, boğazlarını ve körfezlerini detaylı olarak göstermiş seyir notlarını derlediği Kitab-ı Bahriyye isimli meşhur eserini kaleme almıştır. Bu eseri incelediğimizde Piri Reis’in Rumca, İspanyolca, İtalyanca ve Portekizce dillerini bildiğini de anlıyoruz.
1517 Yılında çizdiği Dünya haritasını bizzat Yavuz Sultan Selim Han’a Mısır seferindeyken İskenderiye’de hediye etmiştir. Hediye ettiği haritada Amerika kıtasının ismi; Vilayet-i Antilia olarak geçmektedir. Daha sonrasında Pargalı İbrahim Paşa ile de bir sefer esnasında tanışmış ve yakınlaşmıştı. Böylece Kanuni Sultan Süleyman’a eseri Kitab-ı Bahriyye’yi takdim edebilmiş ve Hint Beylerbeyliği’ne atanmıştır. Kızıldeniz, Umman ve Basra körfezinden sorumlu olan Piri Reis’e Kanuni Sultan Süleyman gizli bir plan tevdi etmişti. Kanuni’nin amacı İran’ı tamamen fethetmekti. Bu yüzden ilk başta Portekizlilerin elinde olan Hürmüz boğazının kontrolü tamamen Osmanlı’nın hakimiyetinde olmalıydı. Plana göre ilk başta Piri Reis Süveyş kanalından donanmayı Portekizlileri endişelendirmeden Basra’ya getirecek Basra’dan 15 Bin askeri alıp Hürmüz’e ani bir saldırı gerçekleştirilecekti. Eğer fetih müyesser olmazsa Basra’ya donanma geri çekilecekti. Ancak plan başarısızlıkla sonuçlanmış Piri Reis kuşatmayı kaldırmak zorunda kalarak Mısıra hareket etmiştir. Mısır’a ulaştığında ise Basra valisi Kubad Paşa’nın Mısır valisine mektup yazarak Piri Reis’i başarısız olan seferden dolayı suçlaması ve kuşatma esnasında Portekizlilere yardım eden Müslümanların malların ceza olarak yağmalamasını zulüm olarak bildirmesi sonucu Mısır valisi Mehmet Paşa, Piri Reis’i tutuklayarak zindana atar ve durumu Kanuni Sultan Süleyman’a arzeder. 3 ay zindanda tutulduktan sonra Piri Reis Divan-ı Hümayun (Bakanlar Kurulu) kararıyla İskenderiyye’de idam edilmiş ve çocuğu olmadığı için tüm mal varlığı hazineye aktarılmıştır. O günün şartlarında idam edilenler isimsiz olarak defin edildiği için Piri Reis’in mezarı bilinmemektedir.
Piri Reis’e Haksızlık Edildi.
85 yaşına kadar büyük hizmetler yapmış, takdir kazanmış bir amiralin ve bilim insanının böyle bir akıbeti Osmanlı tarihi için kara bir lekedir. Maalesef Kanuni Sultan Süleyman, paşalarının aktardıklarına istinaden ağır bir karar vermiştir. Öyle ki Piri Reis hakkında Portekizlilerden rüşvet aldığı iftirası bile atılmıştır. Halbuki Piri Reis zengin ve itibarlı biriydi. Ayrıca Portekiz kaynaklarını incelediğimizde böyle bir saçma iddiaya rastlanmamaktadır. Devlet-i Ebed Müddet için iki oğlunu ve altı torununu boğduran bir hükümdar için elbette Piri Reis’in bir değeri olmayacaktı. Olmadı da…
Öldükten sonra değeri anlaşılan denizcilik alanında ki ünlü bilim adamı
1929 Yılında Topkapı sarayında Halil ELDEM tarafından müzeler düzenlenirken tesadüf eseri bulunmuştur. Alman Paul Kahle incelemiş ve Atatürk’e harita sunulmuştur. Atatürk gayet heyecanlanarak bu haritanın devlet matbaası tarafından çoğaltılmasını emretmiştir.
Erich von Daniken 1968 yılında yayınladığı Tanrıların Arabaları kitabında Piri Reis’in Dünya Haritasında özellikle Antarktika dağlarını birebir çizmesini Uzaylılara bağlaması haritayı meşhur etmiştir.
2013 yılında Unesco, Piri Reis’in Dünya Haritası’nı çizmesinin 500. yıldönümü olması sebebiyle 2013 yılını Piri Reis’i Anma Yılı olarak kabul etmiştir.
Piri Reis gibi değerimizin mezarını dahi bilememek gerçekten çok üzücü, Bilim insanımızın idam edilmesi tarihimizde maalesef kara leke olarak kalacaktır.
80 Yaşında birini komutan yap. Sonrada başarısız diye idam et. Başarılı yöneticilerin 30-50 yaş aralığında olduğunu gördüm yaşadım. Ben olaya bu gözle bakabildim kusurum varsa affola. Not yaşım 65.