İstanbul’un Avrupa yakasında, Karaköy’den Bankalar Caddesi’ne girdikten yaklaşık 100 metre sonra, sağda Art Nouveau mimarinin bütün özelliklerini taşıyan merdivenler var. Galata’nın alt tarafına çıkan bu mimari şaheseri Kamondo Merdivenleri diye bilinir. Aşağı yukarı eski Osmanlı Bankası binasının karşısı.
Peki, kimdir, nedir Kamondo?
Kamondo ailesi Osmanlı’nın son döneminde Saray için çok önemli. Kamondolar 1492’de İspanya’daki engizisyon felaketinden kaçan Yahudi Sefarad bir aile. Kamondolar gemiyle önce Venedik’e kaçmışlar, oradan gene gemiyle İstanbul’a sığınmışlar; Ortaköy’e yerleşmişler. Zaman içinde aile Osmanlı’nın en büyük bankerlerinden birisi haline gelmiş. İshak ve Abraham Salomon Kamondo kardeşlerin 1781’de kurduğu “İshak Kamondo ve Şürekası” unvanlı banka kısa sürede gelişerek dönemin saygın finans kuruluşlarından birisi haline gelmiş. Kamondo kardeşler, Ortaköy’den sonra bugünkü Bankalar Caddesi’ne yakın taşındıkları için bankalarını da evlerinin yakınında kurmuşlar. Bankanın o dönem bulunduğu sokağın adı Kamondo Reu. Bugünkü Banker Sokak.
İshak Kamondo’nun ölümünden sonra kardeşi Abraham Salomon işi giderek büyütmüş. Osmanlı Sarayı’na mali danışmanlık yapmış; Saray’dan önemli imtiyazlar elde etmiş. Üstelik 1853-55 arasındaki Kırım Savaşı’nda Osmanlı devletine mali destek sağladığı için “İftihar Madalyası”yla ödüllendirilmiş.
1863’te Kamondolar Osmanlı Bankası’na rakip olarak kimi Galata bankerleriyle ortaklık kurup “Osmanlı İmparatorluğu Şirket-i Umumiyesi”nin temellerini atmışlar. Ancak o dönemde Osmanlı Sarayı dış borçlanmayı tercih ederek Galata bankerlerini önemsememeye başlayınca Kamondo ailesi Paris’e yerleşmeye karar vermiş. Ancak bankanın merkezi İstanbul’da kalmış.
Abraham Salomon Paris’e yerleştikten kısa süre sonra 93 yaşında ölmüş. Cenazesi İstanbul’a getirilmiş. Osmanlı’ya yaptığı hizmetler nedeniyle devlet töreniyle, Saray bandosu eşliğinde Hasköy’deki Yahudi mezarlığında (maşatlık) toprağa verilmiş. Hatta törene Padişah İkinci Abdülhamit de katılmış. Abraham Salomon için İstanbul’da üç gün yas ilan edilmiş.
Ondokuzuncu yüzyıl sonlarında Kamondo ailesi Paris’teki işlerini iyice büyütmüş. Bu arada Abraham Salomon Kamondo’nun torununun oğlu Nissim de Kamondo ailenin Fransız uyruğuna geçen ilk ferdi olmuş. Havacılığa meraklı olan Nissim de Kamondo Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde savaş pilotu olarak Fransız Hava Kuvvetleri’ne katılmış. Ancak 1917’de uçağının düşmesi sonucu 25 yaşındayken hayatını kaybetmiş.
Birinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da faşizm ve Nazizm akımlarının yayılmasıyla birlikte Fransa’da anti-semitizm iyice güçlenince Kamondo ailesinin hayatı da kararmaya başlamış. İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin ardından Nazi Orduları’nın Fransa’yı işgal etmesi Kamondo ailesi için felaket olmuş. Nissim de Kamondo’nun kız kardeşi Beatrice, kocası ve çocukları Yahudi oldukları için Nazi toplama kamplarına gönderilmiş; orada da onlardan bir daha haber alınamamış. Yani öldürülmüşler.
Pek çok kayıtta Beatrice, kocası ve çocuklarının ölümünden sonra Kamondo ailesinden geride hiç kimsenin kalmadığı belirtilse de Sankt Georg Avusturya Lisesi arşivine göre Nissim ve Beatrice de Kamondo’nun annesi İrene Cohen de Kamondo hayatta kalmış. Hayatta kalmasının nedeni ise kocası Moise de Kamondo’dan boşanıp bir Katolikle evlenmesi ve Katolikliği kabul etmesiymiş.
İrene Cohen İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kamondolar’ın hayatta kalan tek bireyi olarak tüm aile varlığının varisi olmuş. Onun ölümüyle birlikte de bilindiği kadarıyla o köklü aileden hayatta hiç kimse kalmamış.
Kamondo ailesinin sadece iş hayatında değil, İstanbul ve Paris’te yaptırdığı mimari eserlerle de büyük önemi var. Yazının başında sözünü ettiğim Karaköy, Bankalar Caddesi’ndeki Kamondo Merdivenleri dışında sayısız sinagog, okul, hastane, banka ve apartmanlar yaptırmışlar. Hatta Şişhane’de Art Nouveau akımının ünlü mimarlarından İtalyan D’Aronco’ya tasarlattıkları apartman bir baş yapıt olarak bugün hala varlığını koruyor.
Bunların dışında, Paris’te ailenin yaşadığı malikane bugün Nissim de Kamondo Müzesi olarak ziyaretçi akınına uğruyor. Dönemlerinin belli başlı sanatseverleri olarak bilinen Kamondo ailesinin birbirinden değerli koleksiyonları Paris müzelerinde sergileniyor. Bunlar arasında en ünlülerinden birisi Kamondo ailesinin son ferdi olarak bilenen İrene Cohen de Kamondo d’Anvers’in çocukluğunu resmeden Auguste Renoir’ın 1880 yılında yaptığı tablosu.
İşte böyle. Bir Yahudi Sefarad ailenin Osmanlı İmparatorluğu ve Batı dünyasında bıraktığı izler bütün canlılığıyla korunuyor. Ne yazık ki aileden geriye hiç kimse kalmamış görünüyor.
Tanıyıcı, ilgi çekici bir hikaye.