Millet İttifakı’nın, hükümet programını açıklaması, Cihan Paçacı krizini aştığını ve hala ortak aday çıkarma şansının olduğunu mu gösteriyor?
İYİ Parti’nin iddia ettiği gibi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansı az mı?
Ekrem İmamoğlu’nun, aday belirlenmesinde önemli bir tarih olan 13 Şubat toplantısı öncesi gezileri, ona İYİ Parti’nin desteğiyle adaylık getirir mi?
Kılıçdaroğlu’na da danışmanlık yapan, siyasal iletişim uzmanı İbrahim Uslu’nun, Muhalif’e değerlendirmeleri şöyle:
-Cihan Paçacı’nın istifasına rağmen, İYİ Parti’nin, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı olması nedeniyle, uzlaşmalarının zor olduğu yorumları yapılıyor. Millet İttifakı’nın ortak aday çıkarma ihtimalini nasıl görüyorsunuz?
-Cihan Paçacı, müzakerelerin önünü tıkayan bir açıklama yapmıştı. Ama Sayın Akşener ve İYİ Parti, müzakere kanallarını kapatmayı uygun görmedi ve müzakere devam etti. Bundan sonra liderler arasında daha yoğun trafik göreceğiz.13 Şubat’a kadar karşılıklı görüş alışverişleri sürecek ve 13’ünde cumhurbaşkanı ismi belirlenecek. “Ortak aday çıkaracağız.” diyorlar. Ortak mutabakat metninde de yine aynı taahhütte bulundular.
O nedenle, “Süreç tıkandı, aralarında büyük bir kavga var.” yorumları tamamen temennidir. Eğer o kavgayı istiyor olsalardı, Sayın Paçacı halen bugün görevinde olurdu. Tam aksine, hem İYİ Parti hem de masa, müzakerelerin devam etmesi yönünde bir irade gösterdi. O yüzden de müzakereler devam ediyor ve ortak aday çıkaracaklarını söylüyorlar. Bence önemli olan halen bu noktada olmaları. Bunu, adayın kim olacağından bağımsız olarak söylüyorum.
-Paçacı’nın, Kılıçdaroğlu’nun adaylıkta ısrarı durumunda, kendilerinin ayrı bir aday çıkarabilecekleri sözleri, bir pazarlık açıklaması mıdır?
-Bence önemli olan ve masayı bir arada tutan şey, birini cumhurbaşkanı adayı yapmak için değil, ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirlemek için bir araya gelmiş olmaları. Kimin üzerinde uzlaşılacağı tamamen ayrı bir şey.
Çoklu aday durumunda, Sayın Erdoğan’ın, bu işten en büyük avantaja sahip olacağının herkes farkında. 2018’de çoklu adayla gidilmişti ve onun neticesinin ne olduğunu herkes gördü. O yüzden, çoklu aday opsiyonu, iki kere dile getirildi ama söylemden çıktı. Şu anda tek ve ortak adayda ısrar ediyorlar.
Aksi olsaydı, ne hükümet programı açıklanırdı ne de 26 Ocak’taki toplantıda kendilerini Millet İttifakı olarak isimlendirirlerdi. Krizin olduğu gün, “Artık altılı masadan vazgeçiyoruz.” demediler, tam tersine “Millet İttifakı” dediler. Millet ittifakı kavramı metnin içinde dört-beş yerde geçti. İttifak olarak açıklama yaptıklarında ortak aday çıkaramayacaklarını söylemek, gereksiz bir tartışma.
-İYİ Parti’nin, hem Alevi olması, hem de kazanamayacağı gerekçesiyle Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazları oldu. Bunlar, Kılıçdaroğlu için geçerli riskler mi?
-Araştırmalarda böyle bir risk hiçbir zaman görmedim. Kazandıracak formül, adayın isminden çok, altı partinin güçlü bir irade göstererek, destek vermesidir. O desteği almadığı takdirde, tek başına bir ismin seçim kazanması, çok da muhtemel değil.
Siyasette en güçlü aktörler, ittifaklara dönüştü. Sayın Erdoğan son seçimde, Cumhur İttifakı’nın ortak adayı olmasaydı, ilk turda seçilebilir miydi? Seçilemezdi. Partisi yüzde 41-42 arasında oy aldı. Sayın Erdoğan’ın, yüzde 52.5 almasına sağlayan şey, ittifak olmasındandır. Yerel seçimlerde belediye başkanları, sadece CHP’nin adayı olsalardı, o oy oranlarına ulaşamazlardı. Demek ki, seçim başarısını getiren şey, her iki ittifakta da, ortak irade ortaya koymalarıdır. Ben uzlaşma ve ortak aday çıkarma iradesinin hala devam ettiğini düşünüyorum.
-Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimali konusunda ne düşünüyorsunuz?
-Sayın Kılıçdaroğlu, doğal aday. Neden, çünkü ittifakın en büyük partisinin genel başkanı. Ama öbür taraftan da Sayın Kılıçdaroğlu, bu yetkinin masada olduğunu ve müzakereye açık olduğunu söylüyor. O yüzden buna masa karar verecek ama masadaki müzakerede, en güçlü aday durumunda. Kararın masa tarafından alınacağını söyleyerek, aslında bütün liderler de, bütün partiler de masaya bir yetki devrinde bulundu.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun masanın doğal adayı olması, tıpkı Sayın Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’nın doğal adayı olması gibi. O da ittifakının en büyük partisinin genel başkanı.
-Paçacı’nın açıklamasında, Ekrem İmamoğlu’nun adı ifade edilmişti. Yurt gezisini adaylık kampanyası olarak yorumlayanlar oldu. Sizce İmamoğlu’nun adaylık şansı var mı?
-Tabii ki var. Sonuçta masanın müzakere edeceği isimler arasındadır. Başka isimler de olabilir. Masadaki partiler başka isimler getirecek mi? İYİ Parti kimi getirecek? Bunları bilmiyoruz. Liderler karar verecek. Birden fazla ismin olması, bence çok doğal. Önemli olan burada uzlaşma iradesidir. Masaya birden fazla isim gelebilir. Birden fazla ismin gelmesi bir handikap değil, bir zenginliktir. En uygun ismin kim olacağına karar verip, kamuoyuna açıklayacaklar.
-Cumhur İttifakı’nın oylarını artırdığı ve aradaki farkı kapattığı yorumları var. Size gelen sonuçlar ne yönde?
-İki ittifakın oy oranı birbirine yakın duruyor. Ama iki ittifakta yer almayan partiler var. HDP, Emek ve Özgürlük İttifakı ve onun dışındaki bağımsız partiler. Dolayısıyla muhalefetin oyunu, birinci ya da ikinci turda almayı başaran aday ya da ittifak, yarışın da galibi olacak.
Ama aslında başından itibaren Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki makas çok açılmadı. Muhalefet havuzunun oy toplamı yaklaşık yüzde 60’larda. İktidar havuzunun oyları da yaklaşık yüzde 40’larda. Dolayısıyla muhalefet adayının, yüzde 60’dan, 50 artı 1 çıkarması gerekiyor.
Sayın Erdoğan’ın ise, oyunu yüzde 40’lardan yüzde 50’ye yükseltmesi ve muhalefet bloğundan oy alması gerekiyor. Dolayısıyla Sayın Erdoğan’ın dezavantajı, muhalefet havuzundan oy almak zorunda olması. Millet İttifakı ise zaten muhalefet havuzunun bir parçası, dolayısıyla bu onun avantajı. Bu nedenle, Millet İttifakı’nın bütünlüğünü koruyabilmesi ve muhalefetin geri kalan seçmenlerinden oy alabilmesi önemli.
Yorum Yazın