Yeniden Refah kendisine iletilen 3 büyük şehirde ittifak talebini 28 Aralık günü değerlendirecek ama Partideki genel kanaat her il de tek başına girmek yönün de.
Ülkenin iki parti ve iki siyasi görüş üzerinden dizayn edilmeye çalışılmasına karşı olduklarını dile getiriyorlar. İttifak siyasetine karşılar ve bakış açısı olarak onlardan biri olsak neden parti kurmuş olalım fikrini savunuyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde son anda ittifaka girmelerini de isteyerek değil şartların zorlaması olarak tanımlıyorlar. Ama elbette vekil kazanması konusunda pragmatik bir hamle olduğunu da inkâr etmiyorlar. Ancak belediye seçimlerinde böyle bir hamlenin kendilerine bir faydasının olmayacağını, aksine kuruluş amaçlarına zarar vereceğini düşünüyorlar.
Zaten Yeniden Refah Partisinin kuruluşunun Cumhur ittifakının kuruluşu ile zamandaş olmadı bile rahatsızlıklarının temelinde yatanları özetliyor.
Yani 2018 de yaşanan sistem değişikliği nedeni ile oluşan ittifak siyasetinden memnun olanlar olduğu gibi olmayanlar da var. Her ne kadar ülkenin ana ekseni AKP ve CHP üzerinden kurgulanıyor gibi görünse de AKP de bu siyaset biçiminden zannedildiği kadar memnun değil mesela. Orada da şikayetler yüksek. MHP’nin sadece Erdoğan’a oy vermek konusunda katkısının olduğunu ama parti olarak kendilerine zarar verdikleri şeklinde iddialar var.
Son zamanlara kadar bu siyaset biçiminden en memnun olan ve bu sistemin kurulmasına ön ayak olan MHP içinde bile bu anlamda sıkıntılar var. Bu ittifak için ideolojik olarak ciddi fedakarlıklar yaptıklarını ama buna rağmen son Adana örneğinde olduğu gibi haksızlığa uğradıklarını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Hatta AKP’nin Genel seçimlerde Osmaniye’den Devlet Bahçeli’nin karşısına Derya Yanık’ı aday göstermiş olmasını hala unutamayanlar da var. Aklıma gelmişken ben de Osmaniye’deki bu duruma rağmen Millet ittifakının orada neden ittifak ederek bir psikolojik avantaj oluşturmayı denemediğini hiç anlamamıştım.
CHP de ittifak siyasetinden faydalanıyor gibi görünse de orada da özellikle İYİ Parti ile ittifakın ve hele de son seçimde vekillik verilen Saadet, Gelecek ve Deva Partileri ile yapılan iş birliğinin ideolojik olarak kırılmalara neden olduğu şikayetleri var. Hatta bazılarının iddialarına göre bu partiler son seçimde Kılıçdaroğlu’na oy vermedi. Ancak partilerin oylarına ve Kılıçdaroğlu’nun aldığı oya baktığımızda matematik İYİ Parti seçmeninin Kılıçdaroğlu’na oy verdiğini gösteriyor. Yine de CHP içinden ideolojik yaklaşımlarla İYİ Patinin Cumhur ittifakına gizli destek vermek için kurulduğunu iddia edenler bile var ama yine son 3-4 seçimdeki matematiği karşılaştırdığımızda durumun öyle olmadığı ortada.
Ama İYİ Partinin de yönetim kademesinin ittifak siyasetinden memnuniyetsiz olduğu kesin. Buna rağmen İYİ Parti belki de bu sitemin içine doğmuş olmasından kaynaklı olarak bu konuda tam bir fikir birliğinde değil. O nedenle de en büyük sancıyı onlar yaşıyor. Sanki Millet ittifakının eksik parçasını tamamlamak için kurulmuş gibi bir durum ortaya çıkmıştı İYİ Parti için ve bu şekilde belli bir başarı da sağlanmıştı. Sistem değişmediği için bu şekilde devam edilmesinden yana çok kişi var.
Yaşanan görüş ayrılıkları da bu iklimde en çok İYİ Partiyi hırpalıyor. İdeolojik temelleri ile mevcut iktidarla aralarındaki derin ayrılıklar arasında sıkışmış bir durumdalar. Bu açıdan Yeniden Refahla benzerlik yaşıyorlar ama Yeniden Refah’ın avantajı daha ideolojik temelli bir parti olması ve partinin bir arada kalmasının ön şartı olarak başarının ve oy oranının kriter olmaması durumu. Merkez parti iddiasındaki partiler açısından ise başarı en önemli ve belki de tek kriter. İYİ Parti ittifak siyasetine karşı kendi başına seçimlere girme kararı almış olsa da karşısındakilerin ittifak edecek olması gerçeği nedeniyle de en azından bu seçimden beklenti azalıyor ve bu partinin merkezde kalmak isteyen kısmını oldukça rahatsız ediyor.
HDP’de ittifak siyasetinden memnun değil aslında, bir kere bölgesel bir parti olarak kendi bölgesinde kimseyle ittifak ihtiyacı yok. İdeolojik olarak benzeştiği herhangi bir parti de yok. Belki CHP ve AKP içindeki belli kesimlerle kısmi olarak uyuşabilir. Ama doğası gereği ve kurulu düzenle sorunları gereği iktidarla iş birliğini izah etmesi daha zor. Zaten çözüm sürecinde de dikte eden taraf olmak konusunda biraz elleri zayıfladığında masadan kalkmışlardı. Son Genel seçimlerde ise yaptıkları ittifaktan dolayı oylarının düştüğünü düşünüyorlar. Elbette siyasetleri üzerinde bir Kandil ve İmralı baskısı da yok değil. Bunlara rağmen İYİ Partinin müstakil olma kararının ardından CHP ile daha kolay bir irtibat kurma şansları var. Yine de bunun tam bir ittifak olması zor.
Oy oranı daha düşük partiler açısından ise bu sistem ve ittifak siyaseti bulunmaz bir nimet durumunda. Ama onların davranış biçimlerinin etkisi ihmal edilebilir gibi görünüyor. Ya da bu iklim nedeniyle çantada keklik görünüyorlar.
Neticede iki eksene indirgenmeye çalışılan ama neredeyse o eksenlerin sahiplerinin bile rahatsız olduğu bu sistemde iki tarafta iki partinin yani, İYİ Parti ve Yeniden Refah’ın gösterecekleri performans ve tavır önümüzdeki günlerin şekillenmesinde son derece etkili olacak gibi.
Yorum Yazın