Türkiye’de kaç milyon Kürt var?
Wikipedia’ya göre 86 Milyona yakın nüfusa sahip olan ülkemizde 12-15 Milyon arasında Kürt nüfusun olduğu tahmin ediliyor. Neden tam net bir rakam yok. Çünkü Türkiye etnik ayrımcılık yapan bir ülke değil. 1982 tarihli Anayasa'nın 66. maddesine göre, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.’’ Nüfus sayımı yapılırken etnik bir sayımın yapılması mümkün değildir.
Evet! Türkiye’de Kürtlere özel bir etnik imkanlar sağlanmamıştır. Tıpkı diğer etnik kimliklere sağlanmadığı gibi. Aynı şekilde etnik bir ayrımcılıkta yapılmamıştır. Bunu deyince Kürtçüler itiraz edeceklerdir. Ancak ben kişilerin veya bazı idarecilerin yaptığı ayrımcılıktan bahsetmiyorum. Devlet politikası olarak Kürtler bu ülkede Türkler gibi aynı imkanlara sahip olmuşlardır. Bu ülkenin 8. Cumhurbaşkanı Kürt kökenlidir. Devlet politika gereği bir ayrımcılık yapsa ülkenin birçok kritik konumunda Kürt kökenli kişiler bulunabilir miydi?
"Tamam Kürtlere kötü davranıyoruz da sanki Türklere iyi mi davranıyoruz."
Süleyman Demirel’in meşhur sözüyle soralım; zamanında devletin yanlış politikalarından her kesim nasibini almadı mı?
Deniz Gezmiş Kürt olduğu için mi asıldı?
Muhsin Yazıcıoğlu Kürt olduğu için mi işkencelerle 7,5 yıl cezaevinde kaldı?
Bu ülkede yol üzerinde olmasına rağmen demiryolu Yozgat’tan geçirilmedi! Yozgat Kürt ili mi?
Diyarbakır cezaevinde işkence vardı da Mamak’ta yok muydu?
Say say bitmez yanlışları keşke olmasaydı…
Devletin yanlışları savunulmaz ama devlet dün yaptığı yanlışları bugün telafi etmek isterken Kürtçülerin istismar etmeye çalıştığı aşikâr!
Kürtçülerin talepleri belli! Hiç evirip çevirmeyin ve gizlemeyin istedikleri tek şey ordusuyla polisiyle ayrı bir devlet kurmak. Yetmiyor; İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa ve Ankara’yı beraber yönetmek!
Kürtçüler bunu isteyebilir anlayabiliriz ama onları muhatap kabul etmek süreci onların istediği kaynayan kurbağa sendromunda ilerletmek ne denli doğru?
Özgürlük, barış ve demokrasi paravanıyla istenen imtiyazları duyabiliyoruz!
Şu OHAL kalksın başka bir şey istemiyoruz diye diye gelinen nokta ortada!
Dağda gezeceğinize düz ova da siyaset yapın politikasının sonucu apaçık görülüyor!
Kürtçülerin yükselişi hızlıca devam ediyor ama nereye kadar?
Beyaz Torosları konuşan Kürtçülerin, Pınarcık katliamı için bir şey dediklerini duydunuz mu? Uludere’yi konuşanların; Cevizdalı, Midyat, Milan mezrası ve Çevrimli gibi pkk katliamlarıyla ilgili herhangi bir cümle kurduğunu hatırlıyor musunuz? Hadi 80’ler, 90’lar kötüydü o yüzden dağa çıkanlar oldu da TUSAŞ saldırısını yapan canilerden biri 2002 doğumlu ve 14 yaşında pkk’ya katılıyor! Buna ne diyeceksiniz?
Türkler Anadolu’da bir Kürt devleti vardı da bu devleti yıkarak yerleşmedi! Türkler Anadolu’yu Bizanslılardan parayla da satın almadı! O zaman Kürtçülerin Türklere Anadolu’yu çok görmesi neden?
Türkleri sürekli faşistlikle suçlayan Kürtçüler, en büyük zararı mensup olduğunu düşündükleri Kürtlere vermektedir. Kürtçülükten sadece kin ve nefret doğar. Bu kin ve nefret sadece Türklere zarar vermiyor. Kürtlere de zarar veriyor. Kürtlerinde bu durumun farkında olarak birlikte yaşama arzusunu dile getirmeleri gerekiyor. Çözüm terörden ve terörle beslenen yapıları desteklemekle gerçekleşemez! Kürtler bu noktada inisiyatif almaktan korkmamalı!
Gelelim makalenin başlığına… Kırmızı Ringa Balığı‘da nerden çıktı?
Kırmızı ringa balığı, dikkatleri önemli bir sorudan uzaklaştırmaya sebep olan bir sahte argüman türüdür. Sanırım bu gündemlerle vakit geçirmek gerekiyor ki başka konulara odaklanmayalım ya da başka sorular sormayalım… Ne demişler; Bir tartışma da konuyu değiştirmek için bir kırmızı ringa balığı yeterlidir.
Bu coğrafya da kırmızı ringa balıkları bitmez… Divide et impera (Böl ve yönet) ile sadece emperyaller kazanır! Uyanık olalım…
Yorum Yazın