Geçtiğimiz hafta Ermenistan’ın başkenti Erivan’da ilginç bir zirve toplantısı vardı. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın ev sahipliğinde Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne üye ülkelerin liderleri bir araya geldi. Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü nedir, diye soracak olursanız... Sovyetler Birliği’nin 1991’de resmen dağılmasının ardından Mayıs 1992’de Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Ermenistan Taşkent’de Kolektif Güvenlik Antlaşması’nı imzaladı. Antlaşmaya bir yıl sonra Gürcistan, Belarus ve Azerbaycan da katılmıştı. Ancak 1999’da Özbekistan, Gürcistan ve Azerbaycan işlerine gelmediği için örgüt üyeliğinden çıkmışlardı. Antlaşma üye ülkeler arasında işbirliğinin arttırılması ve ortak tehlikelere karşı politika üretilmesini amaçlıyordu. Yani bir çeşit NATO karşıtı bir ittifak diyelim.
İki hafta önce Endonezya’nın Bali kentinde düzenlenen G20 zirvesine katılmayı reddeden Rusya lideri Vladimir Putin, muhtemelen arka bahçesi olarak gördüğü bu Orta Asya ülkelerinin güvenlik işbirliği zirvesinde bulunmayı kendisini rahatlatıcı bir fırsat olarak gördü ki, tereddütsüz Erivan’a gitti. Ama anladığım kadarıyla beklediğini bulamadı. Beklediğini bulamamayı bırakın, bu soğuk kış günlerinde buz gibi bir duş başından aşağı indi.
Fransız Le Monde gazetesinde yer alan haber-analize göre Putin uluslararası arenada kendi eliyle yarattığı yalnızlığı Erivan’da fırsata çevirip komşu müttefikleriyle bağlarını güçlendirmeyi hedefliyordu. Le Monde’un yazısının bundan sonrası şöyle:
“Putin açısından ne yazık ki öyle olmadı. Bu kısa yolculuğu Rusya’nın zafiyetini bize bir kez daha göstermiş oldu. Üstelik Rusya Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün patronu konumundayken... Zirveye katılan öbür ittifak üyeleri Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan liderleri Putin’i döne döne eleştirdiler. Zirve öylesine gergin bir hava içinde geçti ki sonuç bildirisi bile imzalanamadı. Bunun esas nedeni ise Azerbaycan’ın tehditlerine maruz kaldığını ve bu tehditlere karşılık ittifakın kendisini yalnız bıraktığını söyleyerek sonuç bildirisinin yazılmasını Ermenistan’ın veto etmesiydi.”
Anlayacağınız, Putin Erivan’da en yakın bildiği müttefiklerinden sağlı sollu eleştiriler alıp şamar oğlanına dönmüş. Ermenistan’ın feveranına şaşırmamak lazım. Türkiye ve Azerbaycan’la iş tutup Dağlık Karabağ’da kendisine tabir caizse kazık atan Putin’i affetmesi pek kolay olacağa benzemiyor.
Le Monde’un haber-analizini okumaya devam edelim:
“Ukrayna sorunu konusunda Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ittifak üyelerinin büyük bölümünün görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: ‘Hep birlikte barışçı bir çözüm bulmamızın zamanı geldi. Birbirlerinden karşılıklı şikayetleri yüzünden kardeş Rus ve Ukrayna halklarının onlarca yıl hatta yüzyıllarca birbirlerinden ayrı kalmaları kabul edemeyiz. ‘
“İlginçtir, bu noktada Putin’in imdadına Belarus’un Lideri Aleksander Lukaşenko şu sözlerle yetişti: ‘Rusya kazanırsa Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü ayakta kalır. Allah korusun, Rusya kaybederse örgüt yok olur. Rusya yıkılırsa hepimiz onun enkazı altında kalırız.’
“Sovyet dönemi sonrası Rusya konusunda ayrıntılı çalışmalar yapan Arkadi Dubnov Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün bugünkü durumunu şöyle değerlendiriyor: ‘Bu ittifak artık gerçeklerle yüzleşmek zorunda. Örgüt iç sarsıntılar yaşıyor. Üyeleri son derece bıkkın ve beklentilerine karşılık bulamadıkları için ciddi hoşnutsuzluk duyuyorlar. Hatta örgütün varlığını sürdürmesini sorgulama aşamasına geldiler gibi görünüyor.’”
Kendi adıma söyleyeyim. Putin’in yerinde olmak istemezdim. Bir tek koltuk değneği Belarus lideri Lukaşenko kaldıysa vay onun haline. Umarım örgüt dışı başkaları Putin’e koltuk değneği olmaya ya da hala onun himayesinden medet ummaya devam etmiyordur. Ediyorlarsa vay onların da hallerine.
Yorum Yazın