Moskova’da yaşanan konser salonu saldırısı dünya gündemini alt üst etti. Aradan günler geçtikçe neyin ne olduğu, saldırının hangi amaçla yapılmış olabileceği ve nihayetinde de kimin ya da kimlerin işine yarayabileceği sorularına yanıtlar bulunmaya çalışılıyor.
Şimdi bakalım. Tarih 7 Mart. Moskova’daki ABD Büyükelçiliği, personeline bir uyarı gönderiyor. On beş günlük bir zaman dilimi içinde Rusya genelinde, ama özellikle de Moskova’da bir terör saldırısı beklendiğini, kalabalık yerlere, konser salonlarına gitmemeleri tavsiye ediliyor. Bu uyarı Rusya Yönetimi’ne de gönderiliyor. Ancak anlaşıldığı kadarıyla ciddiye alınmıyor. Ciddiye alınmayı bırakın, saldırıdan günler önce Rusya lideri Vladimir Putin, hem de Moskova’daki FSB ( eski KGB) ) binası önünde, “Bu uyarı bize açıktan bir şantajdır,” diye açıklama yapabiliyor.
O kadar ciddiye alınmıyor ki o akşam konserin düzenleneceği Crocus City Hall’da hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor. Kalaşnikof silahlarla dört terörist ellerini kollarını sallayarak salondan içeri giriyorlar ve rast gele ateş etmeye başlıyorlar. Tam o sırada nasıl olduysa binanın çatısında yangın çıkıyor. İtfaiye saatler sonra yangını söndürme işine girişiyor. Pek çok insan Kalaşnikof kurşunlarıyla, bir kısmı da yangından yayılan gazlardan boğularak ölüyor. Çok tuhaf.
Saldırı olduktan bir kaç saat sonra terör örgütü IŞİD’e bağlı Horasan Grubu kanlı eylemi üstleniyor. IŞİD’in Sünni olduğu, öte yandan Rusya Federasyonu’nun Şii Müslüman gruplara ve ülkelere destek verdiği biliniyor. Terör örgütlerinin seslerini duyurmak için kanlı, büyük eylemler yapma yolunu seçtikleri tarih boyunca bilinir. IŞİD gibi Rusya’ya husumet duyan koyu Sünni Müslüman elemanlardan oluşan bir grubun Moskova’nın göbeğinde böyle bir saldırı düzenlemesi hiç kuşkusuz ki bütün dünyada büyük yankı uyandıracak, herkes IŞİD’den söz edecekti. Öyle de oldu.
Yakalanan dört saldırgandan ikisinin sorgusu yapılırken çekilen videolar sosyal medyaya düştü. Bunlardan isminin Feridun Şemsettin olduğunu söyleyen Tacikistan uyruklu birisi Rusya’ya Türkiye’den gittiğini söylüyor. Kendi ifadesine göre dört ay süreyle Türkiye’de kalmış. Doğruysa dehşet. Bir diğeri gene Tacikistan uyruklu olduğunu, IŞİD’le saldırıyı yapmak için 10 bin 800 dolara anlaştığını, ancak paranın yarısını alabildiğini anlatıyor. Daha sonra ilk sorguları yapılan dört zanlının fena halde işkence gördükleri ortaya çıktı. Fransız Le Figaro gazetesinin haberine göre zanlılardan birisinin kulağının kesildiği sosyal medyada paylaşılan bir videoda görüldü. Bir başkası sorguya tekerlekli iskemleyle götürüldü. Bir üçüncüsünün de yüzünün kan içinde olduğu dikkat çekti. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, zanlılara ilk sorguları sırasında ağır işkence yapıldığı duyumları alındığı sorulunca, “Sorguları sonuçlanıncaya kadar bu konuda konuşmam,” dedi. Anlaşıldığı kadarıyla FSB elemanları zanlılara bu saldırıyı Ukrayna adına yaptıklarını söyletene kadar işkence edecekler. Fransız televizyonunda açık oturuma katılan bazı Rusya uzmanları bu kulak kesme yönteminin FSB elemanları tarafından yaygın olarak kullanıldığını söylüyordu.
Bunları yazarken birden aklıma nedense 15 Temmuz gecesinin sonrasında ortaya çıkan görüntüler geldi. Mesela eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün de kulağı kopartılmıştı. Kulağı bandajlı videoları uzun süre sosyal medyada paylaşılmıştı. Neyse…
Hatırlamakta yarar var. IŞİD’e bağlı Horasan Grubu’nun elemanları 28 Ocak sabahı İstanbul Büyükdere’deki Santa Maria Kilisesi’ne Pazar ayini sırasında silahlı saldırı düzenlemiş ve bir kişiyi öldürmüştü.
Dönelim Rusya’ya. FSB ve Federal Soruşturma Komitesi saldırının arkasında doğrudan Ukrayna Yönetimi olduğu suçlamasında ısrarlı. Öte yandan saldırı devam ederken ABD’den “Ukrayna yapmadı. Saldırıyı IŞİD, haber ajansı Amak’ın Telegram hesabından üstlendi,” açıklaması geldiğini hatırlatmakta yarar var.
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Telegram hesabından, ağzını da bozarak şu zehir zemberek açıklamayı yaptı:
“Amerikalı yetkililerin Crocus City Hall’de insanları öldüren teröristleri IŞİD’le ilişkilendirdikleri unutulmamalı. Bu eli kanlı o..çocuklarının hangi ülkede bu işi planladıklarını biliyoruz. Orası Ukrayna. Ukrayna, Batılı liberal rejimlerin eliyle Avrupa’da terörizmin yayıldığı bir merkeze dönüşen ve radikalizmde Kosova’yı bile geride bırakan bir ülke.”
Rus devlet medyası organı Rossiya Segodnya grubu ve RT televizyonunun genel yayın yönetmeni, Putin’in has elemanı olarak tanınan Margarita Simonyan, yakalanan zanlıların ifadelerini içeren bazı videoları sosyal medyada paylaşırken şunları yazdı:
“Batılı istihbarat örgütleri, daha failler yakalanmadan ve kimlikleri tespit edilmeden bunların IŞİD olduğuna dünya kamuoyunu ikna etmeye çalıştılar. Onlar, yakalanmalarından önce failleri biliyorlardı. Bu, doğrudan suç ortaklığıdır. “
Yakalananlar, kendi ağızlarından IŞİD’e çalıştıklarını söylüyorlar; Ruslar, hayır fail Ukrayna, diye diretiyor. Tuhaf!
Tuhaflıklar bununla da kalmıyor. Saldırıdan tam iki gün önce Kremlin Sözcüsü Peskov “Argumenti İ Fakti” ( Tartışmalar ve Gerçekler) gazetesine verdiği demeçte , Ukrayna Savaşı’nın özel bir askeri operasyon olarak başladığını söyledikten sonra şöyle devam etti:
“Süreç, daha sonra savaş haline evrildi. Şu anda savaş halinde bulunuyoruz. Batı kolektif olarak buna Ukrayna tarafında katıldığında, bu bizim için bir savaş haline geldi. Bunu herkesin kendi iç seferberliği için anlaması gerekiyor.”
Peskov bu açıklamayı neden yapmış olabilir? Acaba Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, iki bin Fransız askerini Kiev rejimine destek için Ukrayna’ya gönderebileceklerini söylemesine bir karşı hamle mi? Fransa savaşa doğrudan müdahil olduğu takdirde peşinden, müttefiki olduğu NATO’ yu da sürüklemez mi? O zaman da bölgesel düzeydeki bu çarpışmaların çapı genişleyip yeni bir dünya savaşına evrilmez mi?
Tam da bu noktada kafamı kurcalayan bir soru var. 7 Ekim 2023 sabahı Hamas İsrail’de düzenlenen bir festivale terör saldırısı düzenlemiş yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuştu. Saldırının Gazze üstünden yapıldığı gerekçesiyle İsrail ordusu ilerleyen aylarda Filistin halkını mahvetti. Gazze’de taş taş üstünde bırakmadı; kadın, çocuk, yaşlı bakmaksızın on binlerce kişiyi öldürdü. Ancak, bu saldırının Hamas tarafından yapılacağı bilgisinin İsrail istihbarat örgütü MOSSAD’a Mısır istihbaratı tarafından günler önceden verildiği duyurulmuş İsrail tarafının bu bilgiye itibar etmediği ortaya çıkmıştı.
Şimdi benzer bir durum Rusya’da yaşanıyor. ABD Rusya devletine böyle bir terör saldırısı olacağı haberini çok önceden veriyor. Ancak Moskova bu habere itibar etmiyor. Saldırı gerçekleştiğinde bunu IŞİD’in üstlenmesine rağmen de, “Hayır, bu iş Batılılar marifetiyle Ukrayna tarafından tezgahlandı,” suçlamasında bulunuyor. Sizce acaba bu saldırı kimin işine yarar?
????