Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç


Laubali Siyasi Kültür Üzerine Düşünceler

Laubali Siyasi Kültür Üzerine Düşünceler

Ulusal kültür, eğitim ve deneyim ile teknoloji üretimi, aktarımı ve kullanımı arasında bazı ilişkiler olduğunu ortaya koyan çok sayıda bilimsel görüş var. Özellikle informal kültür-gayri-resmi kültürler dediğimiz kültürlerde, insan ilişkileri belirli bir biçim içinde yürümez, daha doğrusu formal-resmi değildir. Kişiler arasındaki ilişkilerde sınırlar, sorumluluk ve görevlerin nerede bitip, nerede başladığı kalın çizgilerle ayrılmamıştır. 

Ciddiyet ile laubalilik, sorumluluk ile sorumsuzluk, zaman kavramına uymak ile uymamak arasında hep yorum farkları ortaya çıkar. Çünkü bunları belirleyecek kurallar toplumun tüm katmanlarında tanımlanmamış, eğitime yerleşmemiş, yerleşmiş ise de “iyi ile kötü, ahlak ile ahlaksızlık, etik ile etiksizlik, kanunlara uygunluk ile uygunsuzluk” arasındaki resim biraz karmaşık hale getirilmiştir zaman içerisinde… Özellikle de dinci kültürü siyasi yasama uygulayan çıkar erbabı siyasiler bilinçli olarak kendi yaşamlarını inançlarını ve kişisel çıkarlara odaklı değer yargılarını topluma aşılamaya çalışmışlardır…
 
LAUBALİ KÜLTÜR BÜROKRATLARI

Bunda ülkeyi yöneten siyasilerin olduğu kadar, bu siyasilerin atadıkları, göreve getirdikleri ve topluma ve yeni nesillere örnek olması gereken kişi veya kişilerin eğitimleri, deneyimleri, dünyaya bakışları, görev sorumlulukları ve etik değerleri çok önem taşır. Onların kişisel davranışları, kanunlar ve yönetmeliklerin belirli bir eğilime göre yorumlanması daha büyük bir rol oynar. Bilinçli olarak yozlaştırılan kültürel değerler ve bozulan eğitim kamu görevlilerinin yeni teknolojilerden haberdar olmasını önler, sınırlar.

Çoğu bürokratın bilgi ve becerisi zaten bu yeni teknolojileri anlamaktan ve kullanabilmekten çok uzaktadır. Teknoloji ithal edilse bile ya tam kullanılmaz veya kötüye kullanılır, amacı dışında birer araç haline getirilir. Bu tür bir ülkede kültürel değerler belirli politik veya ekonomik kazanımlar için bilinçli olarak bozulunca, toplumda sürekliliği sağlamak ve toplumun büyük yıkımlara uğramasını önlemek için gerek kamu görevlerinde gerekse özel kurum ve kuruluşlarda “görev yapan ile savsaklayan, görevi yapmayan ile yapan” arasındaki sınırı yasalar ile daha belirgin hale getirmek, görev yapmamayı, görev savsaklamayı bir suç haline getirecek yeni yasal önlemler alınmalıdır. Eğer siyasi iktidarlar bu konuda da görevlerini tam yapmazlarsa toplumların, özellikle informal toplumların büyük felaketlerle karşılaşmasını önlemek çok zordur. 

FORMAL KULTURLER

Formal kültürlü toplumlarda ise gerek kamu yaşamında gerekse özel kesimde her şey roller, sınırlar, görevler, hep tanımlanmış, yetki ve sorumluluklar boşluğa yer bırakmadan, kötüye kullanmaya karşı ve toplumun çöküşüne mâni olacak şekilde oluşturulur, yasalar uygulanır, uygulamayanlar suçlu duruma düşerler. 

Göreve getirilenler, eski deyim ile “müktesebatları” yani kazanımları ile atanırlar. Bu atamalarda siyasi yandaşlık, çıkar ortaklığı, belirli bir siyasi yalakalık “political cronyism”, yakınlara iltimas gibi uygulamalar pek kolay olmaz. Çünkü bu tür atamalarda kamuya bilgi vermek, başvuruların bilgi ve belgelerini kamuya açıklamak zorunluğu vardır. 

Bu yüzden bu toplumlardaki dalgalanmalar, çalkantılar daha sınırlıdır, büyük siyasi çalkalanmalar olmaz, toplum çaresizlikten bunalmaz, büyük yıkımlar önlenir, önlenemeyenler ise belirli kurallar ve yöntemlerle çözüme bağlanır. 

Burada özellikle kamu görevlilerinin bilgilerinin artırılması teşvik edilir, teknoloji eğitimine büyük önem verilir. Gerekirse herkes yeni eğitimler almak zorunda bırakılır. Yeni gelişmelerden haberdar olmaları bir zorunluluk haline getirilir. Formal kültürler ancak laik toplumlarda görülür.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar